Kasım Ayında Gezilecek Yerler ve 10 En Güzel Ülke
Kasım ayında gezilecek yerler. Yavaş yavaş kimi ülkeler kışa hazırlanırken, kimileri de yaz telaşına girmeye başlar Kasım‘da. Ne güzel aslında değil mi ? Düşünsene, bütün ülkelerde kış olsa ya da yaz, ne sıkıcı olurdu ! Ama bu dünya o kadar renkli ve çeşitli ki, insanoğlu canının istediği güzelliğe imkanları dahilinde anında ulaşabiliyor. Yeter ki istesin. Hayal etsin. Peşinden koşsun. İsterse Avrupa’da kar, kış, kıyametle boğuşmayı hayal etsin, isterse yaz sıcağını yaşasın güney şehirlerinde. Yeter ki düşsün hayallerinin peşine…
İşte bende size, kendimce hazırladığım Kasım ayı gezi rehberlerini, dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Kimisi için aşkın başka olduğu bir ay iken, kimisi içinse yeni yerlere göç etme vakti. Özellikle, romantizm arayanlar için Avrupa’nın farklı şehirlerinden bahsedecekken, “Yok bizde romantizm. Bize gezecek yer söyle. Daha o işlere erken.” diyenler için ise, biraz uzaklara gidiyor olacağız.
Uçak bileti konusunda ise, mutlaka “En iyi uçak ve tren bileti siteleri” yazıma bakın. Nasıl uçak bileti masraflarınızı ucuza mal edeceğinizi tek tek yazdım.
Ama sonuçta tek temennim, herkesin kendince yeni rotalar çıkarıp, belki de hiç aklında olmayan yeni rotalara dair bilgiler edinmesini sağlamak. İşte o zaman değmeyin keyfime.
Kasım Ayında Gezilecek Yerler ve Ülkeler
Neyse bak yine çok uzattım. Ne diyorduk. He Kasım ayı rotaları. Sahi Kasım’da nereye gitmeli ? Hangi ülkeler görülmeli ? Şu andan itibaren heyecanlanmaya başlasan iyi olur.
Çünkü seni, Las Vegas’da eğlenceye boğup, Bali’de huzura erdirip, Floransa’da tarihi koklatıp, Hongkong’da şaşkınlığa uğratmak gibi bir niyetim var. Ne duruyorsun. Al sana 10 farklı şehir ve 10 farklı ülke. Hayal et. Düş peşine. Bol gezmeli günler görmen dileğiyle…
Otel bulma konusunda “En iyi otel bulma arama motorları” yazıma bakınız.
1.Viyana-Avusturya
Yavaş yavaş kış gün yüzüne çıkmaya başlarken, Avrupa’nın en kültürel şehirlerinden birisi olan Viyana, Christmas’a hazırlanan sokakları ve parkları ile biz seyahat meraklıları için biçilmiş kaftandır. Dünyanın en güzel şaraplarını tadıp, akşamına da güzel bir opera dinlemek için en güzel şehirlerdendir.
Çünkü Viyana, operanın, sanat galerinin, müzelerin ve en önemlisi müziğin başkentidir. Gelmişken, Hofburg Sarayı, Belvedere Sarayı, Schönbrunn Sarayı, Stephansplatz Meydanı, Aziz Stephan Katedrali, Doğa Tarihi Müzesi, Albertina Müzesi, Viyana Sanat Tarihi Müzesi mutlaka görmeniz gerekenlerden olsun.
Viyana linkinden tüm Viyana Gezi Önerilerime bakabilirsiniz.
He birde gelmişken, mutlaka bir akşam operaya gitmeni şiddetle tavsiye ediyorum. Ayrıca, ülkenin en meşhur yemeği olan şinitsel ve yanında şarap harika bir 2’li olabilir. Özellikle Kasımın 16’sında düzenlenen Viyana Christmas pazarlarını da mutlaka ziyaret edin derim.
Eğer vaktiniz varsa, ülkenin en güzel 2. şehri olan Salzburg şehrini ve Avrupa’nın en güzel 10 gölünden birisinin bulunduğu Hallstatt şehrini de mutlaka gör derim.
Avusturya yazılarım için : Avusturya linkine tıklayınız
Eğer hala vaktiniz varsa, Avusturya’nın komşularından Macaristan’ın Budapeşte ve Slovakya’nın Bratislava şehirlerine de bir kaç saatlik tren veya otobüs yolculuğu ile ulaşabilirsin. Son olarak, sırtçantalı gezginler için günde 60 Euro yeterli olacaktır.
Uçaklar genellikle 350-500 TL arasında değişiyor. Konaklama fiyatları da 15-20 Euro civarında. (Viyana Otelleri’ne bakabilirsiniz.)Avusturya bizden Schengen vizesi istiyor.
2.Stockholm-İsveç
Avrupa’nın bir çok şehrinde bulunan çoğu seyahat meraklısı gibi, benimde en sevdiğim şehirlerden birisi Stockholm’dür. Sakindir. Dinlendirir adamı. İnsanları da ülkenin kendisi gibi güzeldir. Yemekleri lezzetlidir. Doğası huzur vericidir.
İşte, henüz kış tam anlamıyla yüzünü göstermeden önce, son kez gidip görülmelidir. Doğanın en güzel yüzünü, gördüğüm en medeni ülkelerden birisi olan bu şehrin parklarında keyifli bir şekilde gösterdiği bir gününüzü mutlaka bu parklarda geçirmelisiniz.
Şehirde, Gamla Stan yani Old Town (Eski Şehir) bölgesinde kaybolmalı, National Museum (Ulusal Müze), Stockholm Public Library (Stockholm Halk Kütüphanesi) gibi daha birsürü görülecek yer görülmelidir.
Ayrıca şehirde bolca düzenlenen konserler, sanat galerileri mutlaka görülmelidir. Birde, özellikle Kasım ayının 6-17’sinde düzenlenen film festivalini de gelmişken mutlaka görün.
Bu arada bütçe olarak ; günde 50 euro YETMEZ. Normal şartlarda en az 60-80 Euro götürmenizi öneririm. Pahalıdır Stockholm. Gece hayatını yaşamak ve eğlenmek isterseniz, bu rakama daha da ilave etmeniz gerekir. Tabi bu sizin bütçenize ve seyahat yönteminize bağlı. Unutmayın ki burası dünyanın en pahalı şehirlerinden.
Gelmişken, İsveç köftesi yemeden, lezzetli bonfilelerden ve yanında bira veya şarap içmeden dönmeyin derim. Uçak biletleri 400-600 TL arasında değişmekle birlikte, İsveç bizden Schengen vizesi talep ediyor. Stockholm otellerine dilerseniz bakabilirsiniz.
3.Amsterdam-Hollanda
“Amsterdam’a ne zaman gidilir ? ” diye soranlara gelsin bu yazım. Gittiğim en güzel şehirlerden bir tanesi Amsterdam‘dır. Çok severim. Dinlenirim. Kafa dağıtırım. Huzura ererim. 2-3 gün başka dünyalarda, medeniyetin beşiğinde kaybolur, dönerim kürkçü dükkanına.
O yüzden sen de henüz plan yapmayanlardan ve bir kaç gün biraz bu şehrin karmaşasından kaçıp, kendini başka bir ülkeye atmak niyetindeysen, bu şehre kalın harflerle yaz bir kenara.
Şahsen ben, güne pek muhtemel Red Light District bölgesinde tuttuğum evin balkonundan kanalları izleyerek başlarım. Hemen Dam meydanına doğru yürüyüp, köşedeki kafelerin birisinde güzel bir pancake veya waffle ve yanında kahve keyfi yapmadan güne başlayamayanlardanım. Gözler güne hazırlanırken, bir bisiklet kiralayıp sokaklarda kaybolmak lazım.
Rüzgar ardında, serin bir bahar döneminde en güzel aktivitelerdendir. Önce Vondelpark’ta aylak aylak dolaşıp, ardından hemen yanıbaşında bulunan Museumplein, Rijksmuseum ve Van Gogh Müzesi gezilir. Gün yavaştan dinlenmeye çekilirken, ben hala kendimi sokaklarda kaybetmeye çalışırım.
Önce meşhur Red Light District bölgesinde bulunan kafelerde çay, kahve içer sonrasında bölgede bulunan küçük kafe ve publarda backpackerlar yani sırtçantalı gezginlerle kaynaşırım.
He bu arada gelmişken az bilinen bölgelerden olan Jordaan, De Pijp, Amsterdam Noord gibi bölgelerde kaybolur, Anne Frank House, Heineken Experience ve adı aklıma gelmeyen daha bir sürü müzelerini ve bölgelerini de ayrıca keşfederim.
Gelmişken de, özellikle Dam square civarında bulunan Arjantin restoranlarında güzel bir steak yemeden dönmem. Sanırım günde 60 Euro gezmek için yeter.
Ama bu rakam hostelda kalacaklar için geçerli (Amsterdam’da konaklama linkinden, konaklama tercihlerine bakabilirsiniz.). Uçak biletleri 300-400 Euro arasında değişmektedir. Son olarak Hollanda bizden Schengen vizesi istiyor.
4.Dubrovnik-Hırvatistan
Film gibi bir şehirdir Dubrovnik. Dalmaçya kıyılarında, mis gibi Akdeniz havasını içinize çeke çeke sokaklarında kaybolursunuz. Sanki bir filmin içindeymişsin de kaleden birileri saldıracakmış gibi heyecanlı ve meraklı bir şekilde etrafı süzmeni sağlar.
Önce kalenin tarihi kapılarından girerek heyecanlanmaya başlarsın. İlk durağın olan Stari Grad’dan başlayan serüven, kalenin içerisinde yer alan daracık sokaklar, kiliseler ve old town bölgesi olarak bulunan bütün bölge sizin de pek muhtemel nefesinizi kesecektir.
Unesco Dünya Mirasları koruması altında olan Dubrovnik, özellikle kalenin giriş kapısı olan Pile Gate ile nam salmıştır. He birde Ploce Gate var. Bu da limana çıkış kapısı. Kalenin içerisinde bulunan , bu arada kale demişken herşey bu kalenin içerisinde bilesin, Stradun caddesi boyunca sabahtan akşama kadar 10 kez yürü ve meydanda bulunan Onfori Çeşmesinde bir fotoğraf çek derim.
Ayrıca gelmişken ; tarihi saat kulesi, St Blaise kilisesi, Dominican Manastırı ve Orlando Sütunu da görmeniz gereken yerlerden. Bu arada, bütün surların üzerinde karış karış yürüme şansında var. Bilesin. Ama bence mutlaka akşamüzeri bir tur at.
Buraları gezerken insan, kendini Game of Thrones’dan bir sahne izliyormuş hissine kapılıyor. İnan bana. Sende Dubrovnik’i çok seveceksin.
Son olarakta, dilersen şehri tepeden görmek için teleferikle gözetleme noktasına çıkabilirsin. Yaz aylarında gelirsen civardaki adalara gitmeyi ve sahilleri keşfetmeyi ihmal etme. Son olarak gelmişken mutlaka ama mutlaka her türlü deniz mahsullerini dene. Ayrıca Hırvatistan‘ın diğer cennet şehirleri Split ve Hvar adasına da uğra.
Uçak biletleri 600-800 TL arasında değişmekte ve Hırvatistan ne yazık ki artık bizden Schengen vizesi istiyor. Hırvatistan otelleri seçeneklerine, mutlaka gitmeden önce bakın derim.
5.Budapeşte-Macaristan
Sanırım Avrupa’da Sonbahar’da gidilecek en güzel şehrilerinden birisi Budapeşte.
Şehri 2’ye bölen Tuna nehri, özellikle geceleri harika bir manzara sunar burada. Zaten Orta Avrupa’da en hoş şehirlerden birisi olarak bilinir. Hatta Budapeşte için hem gece hem de gündüz görülesi yer derler. Bu arada gece demişken, harika da bir gece hayatı vardır. Zaten Budapeşte Gece Hayatı yazımda uzunca anlatmıştım.
Budapeşte gezilecek yerler açısından da çok zengindir. En az 3 gün, şehirde gezilecek yerleri görmek için ayırın derim. Bu konudan da Budapeşte Gezilecek Yerler yazımda her bir detayı görebilirsiniz.
Bununla beraber, Macaristan’ın milli yemeği gülaş çorbası içmeden dönmeyin. Bu çorba inanılmaz lezzetlidir.
Sanırım Budapeşte’yi gezmek için, 40-50 Euro gibi bir rakam yeterli olur. Öyle çok pahalı bir şehir değildir. Uçak biletleri de, gidiş geliş 100-200 dolar civarındadır. Budapeşte de, ne yazık ki Schengen vizesi isteyen bir destinasyın. Konaklama konusunda Ekonomik Budapeşte konaklama linkinden, bütçenize göre tüm tesisleri görebilirsiniz.
6.Floransa-İtalya
İtalya. İtalya’da nereye gidilir ? Bir ülkenin bütün şehirleri mi güzel olur ? İtalya’da oluyor dostum. Floransa’sı, Roma‘sı, Venedik’i hepsi bir başka güzel. Ama özellikle Rönesans mimarisi ile sizi hayallere daldıracak olan en etkileyici şehirlerinden birisi olan Floransa, Toscana şarapları, meydanları, müzeleri ve dini yapıları ile cezbedici güzelliklere sahip.
Hele birde Arno nehrinde yürüyüp, Piazza Michelangelo bölgesinden güzel bir gün batımı ve Floransa manzarasını izliyorsan, yanında da bir kadeh harika İtalyan şarabı veya bir fincan kahvesi eşliğinde kendini şımartıyorsan, pek muhtemel o an dünyanın en mutlu insanı sen olacaksın.
Biraz da şehri keşfetmek peşindeysen ; Duomo di Firenze, Uffizi Müzesi, Accademia Gallery, Piazza Della Signoria, Ponte Vecchio köprüsü başlıca görmen gereken yerlerden olacak.
Son olarak ; gelmişken mutlaka enfes İtalyan mutfağının olmazsa olmazlarından olan roasted beef, pizza ve makarnalarına da mutlaka bir bak derim.
Sonra da üzerine bir dondurma ye muhakkak. Akşamları da Tenax Club’da gençlerle eğlen. Bütçe olarak ; Günde 50 Euro yeterli olabilir. Floransa’ya direk uçuş bulunmuyor.
En yakın havalimanı olan Bologna’ya uçabilir, oradan Floransa’ya geçebilirsin. Ya da aktarmalı uçuşlar ile Floransa’ya ulaşabilirsin. Uçak bileti gidiş geliş 400-600 TL. Yine ne yazık ki Schengen vizesi istiyorlar. Floransa’daki tarih kokan oteller için tıklayınız.
7.Las Vegas-ABD
Çölün ortasında bir şehir düşünün. Ama bildiğiniz çöl. Ne bir doğru dürüst orman var ne de su. Etrafta hiçbirşeyin olmadığı bir yer. Ama bu çölün ortasına inşa edilen devasa oteller ve casinolar sayesinde, dünyanın pür dikkat takip ettiği bir şehir.
Hatta öyeki, dünyanın en çok ikinci turist çeken şehri olmayı başarmış bir yer. 400’den fazla otelin tek tek dikildiği, gündüz toz bulutunun içinde kaybolan ama geceleri rengarenk bir şekle bürünen, hayal ettiğiniz ne varsa size verebilen bir şehir. Enteresandır Las Vegas.
Gündüz “Bu ne ya hiçbirşey yok. Bu muymuş Vegas dedikleri yer !” diye söylendiğiniz ama gece oldu mu Vegas Strip caddesinde yürümeye başlayıp, ışıklardan gözlerinizi alamadığınız hale bürünür.
Mandalay Bay, Stratosphere Hotel, New York New York, MGM Grand, Paris Las Vegas, Bellagio, Ceasers Palace, The Venetian Hotel, Wynn Las Vegas gibi dünyanın dört bir yanında bulunan şehirlerden esinlenerek inşa edilen otellerin, lüksün, ihtişamın ve eğlencenin merkezinde kendinizi kaybedebilirsiniz.
Çarpar adamı Vegas. Ama döndükten sonra güzel anılar getirisiniz yanınızda. Gelmişken en az 3 gün kalınması gerekir bu şehirde. Günde de en az 50 dolar ayrılmalıdır. Son olarak, Las Vegas’a uçak biletleri genelde 1,500-2,500 TL arasında değişiyor. ABD’ye gitmek için Amerika vizesi almak gerekiyor. Las Vegas’daki muhteşem otellere bir göz gezdirmenizi şiddetle tavsiye ederim. Hala aklımda…
8.Agra-Hindistan
En çok sorulan sorulardan birisini cevaplayayım. “Bu zamana kadar gittiğin en etkileyici ülke hangisi ?” diye sürekli soranlara gelsin. Cevabım Hindistan. Ya aşık olursun ya nefret edersin. Ben aşık olanlardandım. Nefesi kesilen, döndüğünde hayatı değişenlerden. Neyini öveyim, neresinden başlayayım bilmiyorum.
Tek bildiğim, ben bu ülkenin farklılığını sevdim. Sokaklarını, dinini, yaşam biçimini, rahatlığını, boşvermişliğini sevdim. Ama bir yandan da içim burkuldu. Psikolojim bozuldu.
Çünkü, Hint fakiri kelimesinin kanlı canlı nereden geldiğini görme fırsatım olmuştu ve o sefalet ve yoksulluk içinde yaşayan insanları görüp, ayaklarında giyecek ayakkabıları dahi olmayan minicik çocukları görünce nefesim kesildi. İçim parçalandı.
Slum yani sefalet mahallerinin yanıbaşında devasa gökdelenlerin sadece bir kişiye ait olduğunu duyunca nefret ettim bu yalandan. Ama bir şekilde ben de alıştım bu düzene. Sonra başladım dolanmaya. Özellikle Agra’da bulunan Tac Mahal‘i görünce hayallerimi gerçekleştirmiş oldum.
Çünkü sırf onun için gelmiştim Hindistan’ın Agra şehrine. Gün doğumunda da, gün batımında da o bembeyaz yapının, rengarenk oluşunu izledim. Agra Fort’un kıpkızıl halini göre göre, karış karış gezdim sokaklarında. Ama en önemlisi ne biliyor musun ?
Şunları, bunları gezmek değil. İnsanlarını, kültürünü, sokaklarını, meydanlarını görüp yaşamak. Son olarak, gelmişken mutlaka Jaipur, Udaipur, Delhi ve Varanasi şehirlerini de gör. Denk gelirsen 14-16 Kasım tarihleri arasında balon festivali düzenlenecek. Buna da katıl.
Bütçe olarak; günde 30-40 dolar yeterli olacaktır. Çok ucuzdur Hindistan. Gitmek birazcık pahalıdır. Çünkü uçak biletleri genelde 1,000-1,200 TL arasında değişiyor. Ne yazıkki Hindistan bizden vize istiyor. Hindistan vizesi yazıma bakabilirsiniz. Agra’daki bedavadan biraz pahalı otellere bakmanızı öneriyorum.
9.Bali-Endonezya
“Deniz, nereye gidelim ? Biz çift olarak gezicez. Nereyi önerirsin ? Deniz, kum, güneş, kültür olan bir yer neresi ?” diye soranlara gelsin. Bali’ye git. Mutlaka ölmeden gör. En güzeli ne biliyor musun ? O Bali diye bildiğin balayı cenneti adada, günde 30 dolar yeter biliyor musun ? Ben 10 dolara otelde kaldım. 5 dolara motor kiraladım. 15 dolara da yemek işlerimi halletim. Neden biliyor musun ?
Çünkü, bu adada insanlar günlük 3-5 dolara çalışıyor. 1 saat masaja maksimum 3-5 dolar ödüyorsun. Daha neyini öveyim bilmiyorum. Günbatımını mı öveyim, pirinç tarlalarını mı öveyim, sahillerini mi öveyim, tapınaklarını mı öveyim ?
Git dostum git. İnan bana döndüğünde bana teşekkür edeceksin. Gitmişken de, Tanah Lot Tapınağı, Penebel Köyü, Elephant Cave, Ulun Danu Bratan Tapınağı, Batur Gölü, Jatiluwih Pirinç Terasları, Tegallalang Pirinç Terasları, Monkey Temple ve Kuta Beach’i mutlaka gör.
Dünyanın en pahalı kahvesi olan Luvak kahvesini içmeden ve görebileceğin en güzel köylerden birisi olan Ubud’da en az 1 gün konaklamadan dönme. Akşamları da, Kuta bölgesinde bulunan Sky Garden veya Legian gece kulübünde eğlen.
Ama öncesinde Uluwatu tapınağında gün batımı izle. Güzeldir. Şu ye-dua et-sev filminin çekildiği yer. Severim. Hatta burada meşhur Keçak dansı gösterisini de gör.
Birde, Bali’nin hemen yanıbaşında yer alan Gili Trawangan adasına ne yap ne et git. Bütçe olarak; günde 30-40 dolar yeterli olacaktır. Bali tam bizliktir. Uçak biletleri genelde 1,800-2,000 TL arasında değişir. Endonezya bize kapıda 30 güne kadar vize veriyor. Giriştede, çıkıştada para ödüyor olacaksın. Haberin olsun. Bali’deki enfes enfes enfes oteller için tıklayınız.
10.Hongkong
Bir şehir düşün. Küçücük bir yerde ama 7,000’den fazla gökdelene ev sahipliği yapan, henüz 1997 yılında heryerde sömürge kültürünü fazilet edinmiş İngiliz Krallığı’ndan silkelenip, bugün dünyanın en önemli finans ve ticaret merkezi olmuş bir şehir.
Sokakta sigara içersen 750 ile 5,000 dolar arasında ceza ödemene neden olacak, akşamları o saydığım 7,000’den fazla gökdelenin üzerinde yerleştirilmiş olan lazer ve ışık şovunu izlerken gözlerine inanamayacaksın.
The Peak’e çıkıp hem gece hem gündüz şehri tepeden izleyecek, Ocean Park’ta çocuklar gibi eğlenecek, Lantau Adasında dünyanın en uzun açık hava Buddha heykellerini görünce şaşıracak, pek muhtemel senin gittiğin dönemde de illahi bir festivale denk gelecek, halkı daha yakından tanıma şansı elde edeceksin.
Akşamları eğlenmek için de, Soho bölgesinde yer alan meşhur karaoke barlarda eğlenecek, ya da sabahlara kadar süren eğlencenin merkezi olan Kowloon Adası’nda yer alan Tsim Tsa Tsui bölgesinde kurtlarını dökeceksin.
Son olarak, gelmişken Avenue of Stars (Starlar Caddesi) akşamüzeri yürüyeceğin ve sonrada Night Market’a gidip güzel bir Asya yemeği yiyeceksin. Karides, kalamar ve noodle mutlaka tatman gereken yemekler olsun. Bütçe olarak; günde 60-80 dolar yeterli olacaktır. Buraya kadar gelmişken, hemen Hongkong’un karşısında bulunan Macau’ya da geçebilirsin.
Asya’nın Las Vegas’ı olarak düşün. Ama hem Hongkong hem Macau çok pahalıdır. Uçak biletleri genelde 1,800-2,000 TL arasında değişir. Neyseki en azından bizden vize istemiyorlar. Hongkong’daki otellere bakmak isterseniz linkini ekliyorum.
Şimdilik Kasım ayı için sizlere önerebileceğim en güzel şehirler bunlar. Bu ay artık yavaş yavaş güneye göç etmek için hazırlık yapma vakti. Avrupa’da son rütuşları yaptıktan sonra, en çok sevdiğim kıta olan Asya’daki ülkeler, şahsen benim vazgeçilmezlerim. Özellikle burada eklemediğim, Tayland, Kamboçya, Filipinler gibi ucuz ülkeler de listenize ekleyebileceğiniz yerler arasında olabilir.
Aşağıdaki yazılarıma da mutlaka göz gezdirmenizi tavsiye ederim.
- Ekim ayında gezilecek ülkeler
- Aralık ayında gezilecek ülkeler
- Ocak ayında gezilecek ülkeler
- Şubat ayında gezilecek ülkeler
- Mart ayında gezilecek ülkeler
- Nisan ayında gezilecek ülkeler
Kasım ayında gezilecek yerler konusunda önerilerim bunlar ama merak etmeyin. Biraz daha size rota çıkarma işlerimi tamamladıkça, şehirlerin ve ülkelerin çok geniş çaplı gezi rehberlerini blog’da yazıyor olacağım. Umarım henüz plan yapmayan ama bir an önce biryerlere kaçmayı düşünen hayalperestlere bir nebzede olsa faydam dokunmuştur. Kasım‘da aşk başkadır diyerekten, yeni aşkları, yeni hayalleri düşlemeniz dileğimle…
Türkiye’de nereye gidilir Kasım’da peki Deniz Bey 😄