Güney Kore Gezi Rehberi: Bilmeniz Gereken Her Şey
Güney Kore, Seul şehrinde başlayan yolculuğumuz, Gyeongju ve Busan rotasında devam etti. Güney Kore yemekleri, inanılmazzzzz sıcak kanlı halkı, çılgın gece hayatı, yemyeşil doğası ile çok sevdiğim bir ülke oldu.
O yüzden, öyle 3-5 satır değil, uzun uzun bildiğim tüm Güney Kore gezi notlarını sizlere aktarmaya karar verdim. Bir faydamız dokunduysa ne mutlu.
Keyifli hayaller!
Başlangıç
1 ay boyunca sabah akşam demeden hazırladığım yazılarımı okumaya başlamadan önce, aşağıda eklediğim ve Guney Kore, Japonya turumda çektiğimiz vidyolardan hazırladığımız klibi izlemenizi tavsiye ederim. Tahminimce, zaten daha sonra daha aşkla ve şevkle yazılarımı okuyacaksınız. İyi seyirler…
Yine içimde ordan oraya uçuşan kelebekler… 26 yaşına geldim…Bilmem kaçıncı ülkem. Hala nasıl oluyorda yerinde duramadan, ordan oraya zıplayan, küçük bir çocuk gibi bu kadar çok heyecanlanabiliyorum.
Heyecanlandığım şey bir sonraki durağım olan Japonya olsa bile… Saat gecenin 2′ si. Neye göre, hangi ülkeye göre bilmiyorum. Herkes ışıklarını kapatmış jetlag olmamak için vücut dengelerini korumaya çalışıyor.
Uçağın içi kapkaranlık. Dışarda bizi takip eden yıldızlar. Yine 10 bin metre civarında mıyız? Uyuyabildim mi? Ya da uyumalı mıyım?
Ben yine hiperaktif ruhumla bir türlü uyumayı beceremedim. Kalbim kıpır kıpır. Sahi beni bu kadar heyecanlandıran ne Allah aşkına?
Benim yaşımdaki insanlar yavaş yavaş evlenip, hatta çoluk çocuğa karışırken, sözümona, kendimi bulduğumu iddaa ettiğim seyahatlerimle, kendimi başka diyarlara kaçırıp, çok heyecanlı olmam ne kadar inandırıcı ! İnsanların çocuğu oluyor ya…
Bense sırf 18 güncük sürecek olan, sadece anı yaşayacağım şu sayılı günler için heyecandan yerimde duramıyorum. Hemde gecenin 2 sinde 400 kişinin olduğu bir uçakta 31b numaralı koltukta. Sahi sabah 9 da Güney Kore başkenti Seul’ e inince hayatımda kayda değer ne değişecek?
Senin mis gibi ülkenin en turistik şehirlerinden bir tanesi olan, muazzam deniz ürünleri, meyveleri, sebzeleri, mavinin ve yeşilin her tonunu görebileceğin Akdeniz’ in cenneti, insanların koskoca bir yıl boyunca hayalini kurduğu o sımsıcak şehrin Fethiye varken.
Evinden, anandan, babandan, toprağından, hayatındaki en önemli varlığa sahip arkadaşlarından 10 bin km uzakta, ne yapacağını bilmediğin dilini, Güney Kore dini, kültürünü bilmediğin, ne yiyeceğini, ne tadacağını ne koklayacağını, bilmediğin allahın Seul’ ünde ne işin var be Deniz? Ne var biliyor musun? Merak…
Çok merak ediyorum. İçim içimi yiyor. Görüp, yaşayıp, tamam desem rahatlayacağım. Öyle taktım kafayı. Sanırsın başım göğe erecek.
Eve dönünce yine herkes “Ee noldu yine döndün. Burdasın ne oldu yani.” diyecek. “Artık bazı şeylerin vakti gelmedi mi oğlum?” deyip duracak annem.
“İyice abartıyorsun Deniz. Hayatta daha önemli şeyler var. Çok taktın bu seyahat işlerini.” diyecek en yakın kardeşlerim. Ama olsun. O kadar merak ediyorum ki aşık olsam bu kadar peşinden koşmam bir kadının.
Gerçi hiç bir kadına seyahate aşık olduğum kadar aşık olmadım ama bu çok başka bir şey be kardeşim. Sözlerle ifade edip anlayacağın dilde tarif edeceğim bir duygu değil bu.
Bu dokununca kendini kaybettiğin, nefesini tüm ruhunda hissettiğin, yaşamadan anlayamayacağın, kalp atışlarının, nabzının, ruhunun, vücut ritminin kendini bulduğu, her şeyden öte kendini bulabileceğin bir duygu.
Bu yeni bir aşkın peşinden koşacağın, her gittiğin yerin bir sonraki zincirin halkalarının bir parçası. Yediğin her tokattan öğreneceğin bambaşka bir deneyim.
Bu, her gidişinde hiçte sandığın gibi vazgeçilmez bir şey olmadığını tadacağın, herşeyin bir ederinin olduğunun ve sonunun olduğunun farkına varacağın bir deneyim.
Bu, tarifi mümkün olmayan yeni bir dünyayı keşfetmez arzusu. Bu, insanların gözlerini kapatıp hayale daldığı, dünya için uzak ama bizim için yepyeni bir pencere olan Japonya tutkusu… İşte ben bu duygularla yola çıktım 2015 yılının temmuz ayı ortasında.
Araştırmalarıma göre Güney kore iklimi kışın karasal, yazın ise nemli ve yağışlı geçtiği için tropikal muson arasında bir iklime sahipmiş.
Sonbahar’da ise tayfunlar görülebilirmiş, sene içerisinde sıcaklıklar 3 ile 24 derece arasında oluyor muş ve en düşük -20 dereceler görülebilmiş.
Yaz ayında havalar bunaltıcı derecede sıcak olabilmekte ve 30 derecelerde sıcaklıklar seyretmekteymiş.
Benim gideceğim zamanda ise Güney kore hava durumu sıcak, nemli , çoğu zaman yağmurlu olacağını bile bile… Çünkü gitmezsem bir şey eksik kalacaktı hayatımda.
Son 3 yıldır aklımda olupta, bir türlü hayalimi gerçekleştiremediğim ve ancak bu yıl kısmet olan, aklımı başımdan alan, ne kadar geri kaldığımızı sorguladığım, yürümemiz gereken ne kadar uzun bir yolun olduğunu kanlı canlı görmemi sağlayan turumdu.
Bu, şu andan itibaren sizlere çok güzel bir kaynak olacak olan yazılarımı yazmam için yaşamam gereken ve hayatımda nefesimin kesildiği çok güzel anların ve anıların tarifi için yaşamam gereken turumdu…
Güney Kore Hazırlık
Güney Kore seyahatine nasıl hazırlanır? Kolay olmayacaktı bu seyahat. Çok yer vardı görmemiz gereken. Yaklaşık 10 saat uçmamız gereken bir yolculuktan bahsediyorum. Bizden 6 saat önce hayatı yaşayan topraklar…
Her şey eksiksiz ve planlı olmalıydı. O yüzden yine kendimizce 2’ye böldüğümüz bir plan yaptık. Ne görmek istiyorduk? Kaç gün kalmalıydık?
Toplamda 16 günümüz olacaktı. Hangisine daha çok ayırmalıydık? Kaç para bütçe ayırmalıydık? Nerede kalmalı, ne yemeliydik? Nereleri mutlaka görmeli veya nereleri pas geçmeliydik?
Yaklaşık 2 ay kafa yorduk. Kaç bin sayfa yazı okuduk artık hatırlamıyorum. Bir süre sonra artık her şeyi netleştirdik ve turu 6 gün burayı ve 10 gün Japonya olacak şekilde planladık.
Aslında her 2 ülke için bile 30’ar gün ayırsak yetmezdi. Ben de biliyorum. Ama bazen fedakarlık yapıp, öncelikleri belirlemek lazım.
Bu yüzden buradan Güney kore şehirleri Seul, Gyeongju, Busan rotasını ve Busan’dan uçakla Japonya’ya geçerek Osaka, Nara, Kobe, Himeji, Hirosima, Miyajima, Kyoto, Tokyo rotasını izlemeye karar verdik.
Bu ülkede otobüsle, Japonya’da ise dünyanın en hızlı trenleri ile ulaşımımızı sağlamaya karar verdik.
2 ay önceden Asiana Havayolları’ ndan yaklaşık 2000 Tl ödeyerek biletlerimizi aldık. Japonya için ise, yaklaşık 750 TL’ye ödeyerek 1 hafta boyunca bütün JR (Japan Rail Pass) trenlerde geçerli olan biletlerini gitmeden aldık.
Şu andan itibaren bu yazımda Güney Kore gezilecek yerler anlatıyor olacağım. Japonya gezi rehberi yazıma bakabilirsiniz.
Güney Kore Hakkında Bilgi
Güney Kore nasıl bir ülke? Güney kore’nin dili Korece ve 100.210 km² bunun yanında Kuzey Kore yüzölçümü 120.538 km²’dir Güney kore yüzölçümü boyutuyla yemyeşil toprakları olan bir ülke.
Sokağın ortasında bağıra bağıra Türk’üm diyip, atalarınızla, milletinizle gurur duyabileceğiniz, bizim için çok nadir bir durum olan yabancı bir millet tarafından bizi bağırlarına basan bir ülke.
Kore cumhuriyeti etnik bakımdan ülkenin heryerine benzer dağıtılmış durumdadır. Muhafazakarların baskın olduğu ülkede kuvvetli bir ulusal birlik vardır ve neredeyse kore nufusu tamamiyle korelilerden oluşmaktadır.
Güney Kore’de din, 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre toplumun büyük bir bölümü herhangi inanışa sahip değil, inanların dağılımı ise yüzde 19,7 Protestan, Roma katoliği ve Budizm iken Hıristiyanlık yüzde 27,6’sına sahiptir.
Güney ve Kuzey kore savaşı sırasında BM barış kuvvetleri askerleri olarak Türk askerlerin katılımı sonucu 150.000 civarı müslüman varmış ve bunlar toplam yüzde 0.3’lük kısıma denk geliyormuş.
Ülkedeki Siyasi Partiler: Halk Partisi, Adalet Partisi, Demokratik Parti, Saenuri Partisi, Bareun Partisi, Özgürlük Partisi
Korede yaşamak istiyorsanız ve kore hakkında kısa bilgi almak isterseniz şu iki siteden ticaret bakanlığı Güney kore cumhuriyeti sayfası ve dış işleri bakanlığı guneykore sayfası genel bilgilere ulaşabilirsiniz.
Hayatımda nadiren duyduğum, gözlerimizin yaşardığı, kalbimizin mutluluktan kıpır kıpır ettiği, bizi böylesine seven nadir ülkelerden birisi. Neden mi ?
Kuzey Kore ile 1950-53 yılları arasında gerçekleşen ve soğuk Güney kore savaşı ilk çatışmasının olduğu mücadelede, sonrasında katılan ABD ve müttefikleri ve Çin’ in de katılımıyla uluslararası boyut kazanan savaş, ülkenin yeniden inşasında en önemli paya sahip.
İşte bu müttefikler ise United Nations yani Birleşmiş Milletler.
Bu savaşta en çok kayıp veren Birleşmiş Milletler ülkeleri ise sırasıyla ABD, Büyük Britanya ve Türkiye. Savaşa katılan yaklaşık 15,000 kişilik Türk ordusu ülkenin en güneyinde yer alan en büyük liman şehri olan Busan (Pusan) şehrinden savaşa dahil olmuş.
Ne uğrana savaştığını, neden bu savaşta olduğundan dahi haberi olmayan 741 ecdadımız bu savaşta hayatını kaybetmiş ve 163 kayıp, 2068 yaralı atamız bu topraklarda halkına destek vermiş. Kayıplar içinde en büyük anıt Pusan şehrinde yapılmış.
Güney Kore tarihi aslında en önemli krallıklarından birisi olan Silla krallığına dayalı ve M.Ö 3000 yıllarına kadar uzanmakta. Aslında Kuzey Kore ve Güney’i tek bir ülke iken, 1910 yılında bölünmüş. Bu zamandan sonra Japonya, Kuzey Kore’yi desteklerken, bu toprakları daha güçsüz kalmış.
1950 yılında da Kuzey Kore tarafından işgal edilmiş. Sonrasında Birleşmiş Milletlerin desteğiyle Güney Kore toprakları korunmuş ve yapılan anlaşma ile Güney Kore, Kuzey Kore nin bugünkü sınırı şekillenmiş.
Ancak hala 2 ülke sınırı arasındaki askeri güçleri bulunuyor. Güney Kore ordusu erkekleri 2 yıl askerlik için göreve alıyor bu yüzden. Her daim savaşa hazır durumdalar. Hatta tanıştığımız Kore’li arkadaşlar, Güney Kore okulları dondurup askere gidip, sonrasında tekrar okula geri dönebiliyorlarmış.
Güney kore nüfusu 2019 yılı verilerine göre 50 milyon civarında ve yaklaşık % 75’i yemyeşil. Kuzeyinde en büyük belalıları Kuzey Kore, batısında Çin ve güneyinde Japonya yer alıyor.
Dünyanın en gelişmiş ilk 15 ülkesinden bir tanesi. Güney kore nüfus açısından en büyük şehri 10 milyon civarında yaşayan halkıyla Guney Kore Seul.
Bu şehirde yaklaşık 520 km metro ağı hattı, 397 istasyon bulunuyor ve dünyanın çevresel uzunluğu bakımından en uzun metro hattı.Bu metro hatlarında 4G LTE, WİFİ, DMB ve Wibro’ya bulunuyor ve bu özelliklere sahip olan dünyadaki tek metro ağına sahip şehir.
Ayrıca global firmaları olan Güney Kore Samsung yanında Kia, LG, Hyundai gibi dev holdingler bu ülkeden çıkmış.
Bir ülkeyi öyle 2-3 paragrafla anlatmak kolay değildir dostlar. O yüzden ara sıra tıklayınız gibi sekmeler koyacağım ki, sizi sıkmadan oralara da göz gezdirip, bilgi doygunluğuna hakim bir şekilde bu ülkeleri tanımanızı istiyorum.
O yüzden özetle anlatmaya çalışacağım.
Çok geziyorum dedim ya hani. Bizden kötü ülkelere gidince şükür ederim. İyilere gidince de beni bir merak sarar. Siz bunları yaparken biz ne yapıyorduk? Sizin son 70 senede ne olduda kişi başı gayri safi milli hasılanız 40,000 dolar seviyelerine ulaştı da, biz 10,000 doları göremez olduk?
Adamlar 90’larda ABD’ye göçmüş. Yüksek lisanslarını, doktorlarını almışlar. Neden? Çünkü ABD onların gözünde en iyi ülkeymiş. E birde savaşta en çok yardım eden ülke ABD olunca, ister istemez sempatizan olmuşlar.
Neyse gitmişler, güzel güzel eğitimlerini almışlar. Eğitimlerini alıp, ülkenin en önemli şehirleri olan New York ve Los Angeles gibi şehirlerde çalışmışlar.
Daha sonra o despot yapı kalkınca, vatanlarına geri dönmüş bu kültürlenen, bilgilenen Güney Koreliler işte o andan itibaren, öğrendikleri ne varsa uygulamışlar.
Daha düne kadar ölüm döşeğinde olan halk, bugün Japonya ile aşık atar olmuş.
Hatta bu şehir dünyada kişi başına en çok doktorun düştüğü şehir haline gelip, en uzun metro hattına, en büyük teknoloji ve otomotiv şirketlerine sahip olmuş.
İyi ki de olmuşlar dostlar. O kadar zararsız, o kadar güzel, o kadar kibar, o kadar saygılı, o kadar anlayışlı bir toplumlar ki, iyi ki bu adamlara yardım etmişiz ve iyi ki böyle adam gibi adamların yaşadığı bir toplum bugün bu hallere gelmiş.
Peki ya biz? Biz nerde hata yaptık? Biz neden böyleyiz? Adamlar yeni gezegenlere taşınmayı planlarken, biz neyle meşguldük? Söyleyeyim dostlar; 2 şey bizi mahvetti.
İlki, birbirimizin tavuğuna kış demekle o kadar meşguldük ki, sürekli birbirimizle kavga edip, birbirimizi öldürüyorduk. İnsanlarımızı eğitmedik, öğretmedik, çok sorgulamayın, kafa ağrıtmayın dedik, anlatmadık, göstermedik. Dünyayı takip etmedik.
Bir diğeri ise, egoist, bencil, kendini beğenmiş millet yapımız. Hani şu küçük tepeleri ben yarattım, bizden sonraki bütün milletler bu ülkenin vatandaşı değil düşüncesi var ya.
İşte biz onlarla uğraştık. Değişim istedik ama değişimin kendisi olmadık biz. Biz birbirimizi öldürmekle o kadar meşguldük ki, birbirimizi hiç dinlemedik.
Çünkü kusura bakmayın, biz hoşgörüsüz, egoist, bencil, bağnaz bir milletiz. İstanbul’ da sadece 10 dakika metro-taksi kullanın. Not alın gördüklerinizi. Sonra Seul ve Tokyo gibi Güney Kore şehirleri içinde aynısını yapın ve notlarınızı kıyaslayın.
Ne demek istediğimi gördükten sonra anlayacaksınız. İnsan gördükçe inanın gözleri daha fazla açılıyor, daha gerçekçi davranıyor. Umarım bu yazdıklarımdan kimse alınmamıştır. Sürçü lisan ettiysek affola. Sadece gördüklerimi anlatarak kendimize iğneyi batırmak istedim…
Neyse anlatacak çok şey olduğu için kısa geçiyorum. Ülkede nasıl bir rota izledik, neler yedik, nereleri gezdik onlardan bahsedeyim.
Güney Kore Ulaşım
Güney Kore’ye nasıl gidilir? Güney Kore’de nasıl gezilir? Şimdi Güney Kore para birimi won. 1000 Güney Kore wonu yaklaşık 2.3 TL. Bu yüzden sondaki 3 fazla sıfıra çok aldanmayın.
Çünkü pek bir önemi olmayacak. Kendi paranızı unutun ve Güney kore parası ile hesaplamalarınızı yapın. Özellikle ulaşım o kadar kolay ki.
Hatta en kolayı dostlar. Metro, otobüs, uçak ne ararsanız var. Biz İstanbul-Seul rotasında uçtuk ve ülke içerisinde ulaşımı otobüsle yaptık.
Çünkü hem daha ucuz hem de gideceğimiz noktalara otobüsle gitmek daha kolaydı. Birde ülke zaten oldukça küçük. En güneyinden en kuzeyine gitmeniz 4-5 saat gibi bir sürenizi alacaktır. O yüzden ben size şimdi hepsini anlatacağım.
Güney Kore’ye uçakla nasıl gidilir? Güney kore Türkiye arasında direkt olarak Guney kore başkenti Seul’e sık düzenlenen seferler var. THY, Asiana Havayolları ve Kore Havayolları en çok uçan firmalar ve yaklaşık 2000-2200 TL civarında.
Aktarmalı olarak uçacak olursanız daha ucuza mal olacaktır ve Emirates, Alitalia, Katar Havayolları ile 1800 Tl civarında bir ücreti olacaktır. Direk uçuş için en uygunu Asiana Havayolları ve Kore Havayolları.
En pahalı da her zaman ki gibi THY. Ben aktarmalardan nefret ettiğim için, direk uçuşlar her zaman önceliğimdir.
Çünkü aktarma noktasına çekeceğiniz aktarma ızdırabı, uykunuzun bölünmesi ve limanda harcayabileceğiniz yeme-içme giderleri göz önüne alınınca aslında direk uçuş daha verimli ve daha uygun olabiliyor.
Ayrıca uçak fiyatları özellikle yoğun sezonda çok pahalı olabilir. O yüzden mutlaka erken rezervasyon yapılmalı.
Ama genellikle 2000 TL gibi bir ücrete, gidiş-geliş Güney kore uçak bileti alabilirsiniz. Ülke içerisinde ise Asiana Havayolları, Kore Havayolları ve Peach Hava yolları en çok kullanılan hava yolu firmaları .
Ama bana sorarsanız ülke içerisinde hiç uçakla falan uğraşmayın. Çünkü ülke zaten küçük bir ülke olduğu için otobüs veya hızlı trenler olan KTX ile ulaşımınızı sağlamak çok daha kolay olacaktır.
Yurtdışında nasıl ucuza uçak bileti bulduğumu, hangi arama motorlarını kullandığımı “En İyi Uçak Bileti Arama Motorları” yazımda tek tek anlattım. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Karayolu nasıl gezilir merak ediyorsan ülke içerisinde bir çok şehirde otobüs terminalleri var. Hemen hemen her yarım saatte bir gideceğiniz şehre otobüs bileti bulabilirsiniz ve tren biletinin neredeyse yarı fiyatına mal edebilirsiniz.
Benim gitmeden önce kafamda milyon tane soru vardı bu otobüsler hakkında.
Ama inanın çok-çok kolay işlermiş. Yaklaşık 20,000 won ödeyerek Seoul-Gyeongju veya yaklaşık 4,000 won ödeyerek Gyeongju-Busan (Pusan) arasında ulaşımınızı sağlayabilirsiniz.
Tek yapmanız gereken şehirde yer alan Express Bus Terminal’e gitmek olacaktır. Bizde ki otogarın, buradaki versiyonu.
Tren yolu ile nasıl gezilir? Ülkenin gururu KTX hızlı trenleri ile ulaşımınızı sağlarsınız. Ama Seoul-Gyeongju-Busan rotasında ilerleyecekseniz, tren kullanmanıza gerek yok. Çünkü otobüsle ulaşım daha kolay ve ucuz olacaktır.
Ancak direk Seoul-Busan arasında ilerleyecekseniz, o halde bu muhteşem hızlı trenlerden faydalanabilirsiniz. Websitesi için tıklayınız. Fiyatlar genelde 50,000-60,000 won civarında olacaktır. Yani otobüs fiyatının neredeyse 3 katı…
Şehiriçi ulaşım : Çok çok çokkkk kolay olacak. Özellikle Seul ve Busan şehirlerinde metro kullanacaksınız. Gyeongju şehrinde ise otobüs kullanıyor olacaksınız. Gerek şehirlerdeki metro hatlarının yaygınlığı gerekse bilgilendirici turist ofisleri, oldukça yardımcı olacak.
Zaten şehirlerin hepsinde, tek tek metroları ve otobüsleri anlatıyor olacağım. Gitmeden hangi programları telefonunuza indirmeniz gerektiğini de anlatıyor olacağım. Siz rahat olun. Ben planlarınızı kolaylaştırıcam…
Güney Kore Vizesi? Güney Kore vize istiyor mu? gibi soruları Aradan çıkarayım. Çok hızlı olacağı için belirteyim dedim. 90 güne kadar vizeden muafız. Yaklaşık 6 saat hayatı bizden ileride yaşayan bu güzel ülkeye seyahat etmek için en güzel sebeplerden birisi de bu aslında.
Daha kapıdan geçerken bile o rahatlığı hissediyor insan. Hatta pasaport kontrol noktasında Türkçe sesli parmak izi bile veriyor olacaksınız. Şahsen ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmıştım. Birde ülkede priz bizimkiyle aynı. Haberiniz ola…
Yemekler, İçecekler
Kore’de nerede ne yenilir, ne içilir? “Deniz Güney Kore yemekleri öyle lezzetli ki hiç dönmek istemeyeceksin.” diyordu bazı arkadaşlarım. Yok öyle lezzetli, yok şöyle lezzetli diye abarttıkça abarttılar.
Meğer ne yanılmışlar dostlar. Gram beğenmedik ülkenin yemeklerini. Tek ayıla bayıla yediğimiz yemekler meşhur Korean Barbecue (Kore barbeküsü ). He birde oldukça büyük olan balık pazarları.
Diğer yemekleri çok hoşumuza gitmedi. Gerçekçi olucam. Belki de buradan sonra ki rotamız olan Japonya’da ki o muazzam yemekleri yediğimiz için Kore mutfağını unuttuk.
Ama notlarıma da tek tek baktığımda görüyorum ki, hiçte öyle etkilenmemişim. Peki ne yemeli? Aç mı kalıcaz oraya gidince?
Tabiki de hayır. Belki de ben beklentileri fazla tuttum ve yemek konusunda hayal kırıklığı yaşadım. Ama genel anlamda yemeklere gelecek olursak ;
Kore Barbeküsü : Bildiğiniz mangalda et. Ama oldukça lezzetli. Genelde domuz veya dana eti kullanılıyor. Domuz daha ucuz oluyor.
Ama eğer bizim gibi şanslı iseniz sokakda rastgele bir restoranla karşılaşıp nadir de olsa kuzu etini de tadabilirsiniz. 6 günlük seyahatimizde en güzel et kuzu olanıydı.
He bu arada mangal demişken, sistemden biraz bahsedeyim. Ortada bir masa, masanın ortasına mangal kömürünün konacağı bir kısım ve üzerine de ızgaranın konduğu düzenek. Bu düzenek çok farklı olabiliyor.
Kimi zaman etler şiş halde geldiği için, bu düzeneğe şişleri takılıyorsunuz ve otomatik olaran düzenek şişleri kendisi döndürüyor. Bazen de siz kendiniz kendin pişir kendin ye mantığında tek tek etleri ızgara üzerinde çeviriyorsunuz.
Etler yaklaşık 5-10 dakikada pişiyor ve oldukça lezzetli. 100 gram olarak satılıyor ve domuz eti 7,000-8,000 won, dana 10,000 won ve kuzu eti ise 11,000 won civarında. Tabi bu rakamlar yerine ve restoranına göre değişiyor.
Yanında ise meşhur Kim Chi turşuları olmazsa olmaz. İlaveten sarımsak, soğan ve farklı tadlar da mezelerde masanızda oluyor. Biz en çok bu yemeği beğendik. Hatta sürekli de vidyosunu çektik. Bir tanesini de aşağıya ekledim.
Bulgogi : Bildiğiniz güveçte et. Ama içerisinde inanılmaz derece bol kullanılan sos ve sarımsak mevcut. Bana biraz fajitası andırdı. Fiyatları da genelde 10,000-15,000 won civarında.
Galbi : Buda ızgarada pişen et. Marine edilmiş domuz veya dana etinden oluyor. Adamlar et hastası. Ama biz Kore Barbeküsü’ nü daha çok sevdik. Belki de daha az sos kullanıldığı için Kore Barbeküsü daha lezzetli idi.
Şahsen ben etde çok fazla sos sevmediğim için bir türlü alışamadım. Belki siz seversini. Fiyatı 10,000-15,000 won civarında.
Dak Kkochi : Gecenin bir yarısı mekandan çıkınca tattığım ve bizim tavuk şişe benzettiğim için aldığım aslında tavuk şişten bir farkı olmayan yiyecekti.
Tek şiş olarak satılıyor ve genelde 2,000 ile 4,000 won civarında. Oldukça lezzetli. Hele gece mekandan çıkıp, yiyecek birşey bulamazsanız mutlaka Dak Kkochi yemenizi öneririm.
Kim Chi (Kimçi) : Buna değinmeden geçemeyeceğim. Ülkenin milli yiyeceği. Ne biliyor musunuz? Bildiğiniz lahana turşusu. Ama adamlar için o kadar önemli ki turşuyu ulusal yiyecekleri yapmışlar. Peki bizim için nasıldı?
Ben beğenmedim. Ya allah aşkına bakın bir kez daha söylüyorum, dünyanın bir çok mutfağını tattım, ama bizden daha iyisini görmedim ben. Hala da söylüyorum.
Çok farklı tadlar, lezzetler olabilir. Ama bize sökmez arkadaşım. Güney doğu şehirlerinin o mis gibi etlerini, Karadeniz’ in müthiş lezzetli yemeklerini, bizim oraların Fethiye’nin yani Ege’nin ve Akdeniz’ in bırak balıklarını, mezelerini göremezsin bir çok ülkede. Görürsün diyelim de, bilmem kaç bin dolara.
O yüzden size abartmadan, ne hissettiklerimi açıkça anlatıcam. Çünkü biz Türkler genelde yurtdışı özentisiyizdir ve elimizdekinin kıymetini bilmeden, orda gördüğümüz 3-5 özenti şeyi dönünce ballandıra ballandıra anlatıp, hava atmaya bayılırız.
O yüzden söylüyorum, gidin, görün, tadın ama söylüyorum. Çok fazla birşey beklemeyin. Kokan bir turşu hayal edin. Hepsi vallahi bu…
Balık Pazarları : Geliyorum asıl konuya. Hep diyorum ya ailem Fethiye’nin eski balıkçılarından. Dede mesleği bizde. Fethiye hal ve pazar yerinde hala aktif olarak balık satışı gerçekleştiriyoruz.
İşte bu sebeplerden dolayı benim için bu ülkede ki en önemli yemek deniz ürünleri olacaktır. Özetle de ; 2 tane çok büyük balık pazarları var. Bir tanesi Busan’da bir diğeri Seul’de.
Burada dilediğiniz balıkları seçip, hemen aynı katta ya da üst katında pişirtebiliyorsunuz. Ancak çok da ucuz değil baştan söyleyeyim. Mesela şu dev king prawn olarak bilinen kocaaaa yengeçler varya.
Türüne göre değişmekle beraber kilosu 60,000 ile 150,000 won arasında fiyatlarda. Yani 1000 won 2.3 Tl idi. Hesabını siz yapın.
Karidesler de pahalıydı. Adetle satılıyor ve oldukça küçüklerdi. Ona rağmen 6 tane karides 20,000 won civarında. Ama eğer normal balık yerim dersen, 2 kişi 30,000 veya 40,000 won civarında bir ücret ödersin.
Balıkları da ister çiğ yani sashimi dedikleri şekilde de yersin ya da kızarttırıp-mangal da da yaptırabilirsin. Ben çiğ balık yedim çok kötüydü. Tavsiye etmem.
He birde baby octopus diye bişey var. Ne biliyor musun? artı, biz onunla birlikte bir bebek yiyorduk Joovy-Zoom-360-Ultralight-Jogging stroller ağlamayı bırakamadım.
Bildiğin canlı yavru ahtapot yiyorlar. Canlı canlı yerken boğazlarına takılıp, ölme riski taşımalarına rağmen, ki geçen yıllarda yaklaşık 20 kişi hayatını kaybetmiş olmasına rağmen, hala sırf heyecan olsun diye yiyorlar.
Gerçi kimisi daha sağlıklı olduğuna inanıyor ama çoğunluğu heyecan peşinde. Düşünsene, canlı calı boğazından aşağıya inmek istemeyen bir canlı can çekişirken, sen onu yutmaya çalışıyorsun.
Çiğnesen bile ölmeyecek bir canlı bu. Lastik gibi çünkü. Yok yok bize göre şeyler değildi. Ama miğde konusunda sıkıntınız yoksa siz bilirsiniz. Fiyatı 20,000 won civarında. Busan balık pazarında çektiğim vidyoyu da aşağıya ekledim.
Samgyetang : Ülkede tavuk tüketimi de et ve balık kadar yaygın. Haşlanmış olarak tüketilen bu tavuk bütün olarak satılıyor ve içerisinde pirinç ile dolduruluyor. Ayrıca farklı farklı sebzelerde oluyor. Fiyatı genelde 15,000 won civarında.
Bibimbap : Daha adını duyar duymaz beni bir gülmenin tuttuğu yemek. Ülkenin en önemli yemeklerinden. Ama aslında bildiğiniz karışık pilav anlamında kullanılan ve içerisinde tavuk ve etin olduğu yine her zamanki gibi baharatlı bir yemek.
Servisi düzgün yapılır ancak yemek geldikten sonra karıştırmalıdır. Bu usuldendir. Adama kız vermezlermiş valla öyle dediler. Fiyatı 10,000 won civarında.
Doenjang Jjigae : Güveçte fasulye olarak bilinen bu yemeğin içerisinde bir sürü farklı sebzeler yer alıyor. Oldukça meşhur yemeklerinden. Fiyatı 8,000-10,000 won civarında.
İçecek-Soju: Milli içecekleri Soju. Pirinçten yapılan ve biraz vodka gibi biraz da sake gibi biraz da tekila gibi diyelim. % 20 civarında alkol oranına sahip. Bu yüzden zaten shot bardaklarda içilen ve adamı fena çarpan bir içecek.
Önünüze şişe olarak gelince direk şişeden içmeyin. O küçük shot bardaklarına dökün ve yemekle beraber için.
Öyle sokakda gezerken bira içer gibi içilen bir içki değil yani. Fiyatı genelde 4,000 won civarında. Birde bu içkinin bir raconu var. Üst kişi şişeyi tek eliyle tutar ve astının bardağını doldurur.
“Gambe” denerek ast fondip yapar. Sonrası malum… He bu arada hem burası hem de Japonya ayyaş birer ülke. Gidince görürsünüz. Alkole bayılıyorlar.
Evleri küçücük olduğu için iş çıkışı eve gitmeyip, herkes sokaklara dökülüyor ve sürekli içiyorlar. Hatta kişi başına en çok içki tüketen ülkelerden birisi olarak biliniyor. Birde kadınlar içki içen erkekleri takdir ediyor.
Özellikle içki içtikten sonra ayakta kalan erkek kuvvetli olarak biliniyor. Özetle ben bu sojuyu hiç sevmedim. Bilginize…
Bira : 2 önemli Güney Kore markaları var. Hite ve Cass. 2’side bizim biralara yakın. Fiyatları 3,000-5,000 won arasında. Birçok restoranda ve barda bulabilirsiniz. Bira içmeyi de seviyorlar.
Ginseng Çayı : Anavatını burası olan meşhur bitki çayı ülkede yaygın olarak tüketilir. Dünyanın en yararlı bitkilerinden birisi olarak bilinen ve bir çok ilaçta da kullanılan bir bitki aslında. Gelmişken çayı da denenmeli. Birçok kafe ve restoran da bulabilirsiniz.
Sigara : Genelde 3,000-5,000 won arasında değişiyor. Özellikle Dunhill sigarası oldukça populer. Eğer Türkiye’den uçacaksanız, gitmeden önce Duty Free’den sigarınızı alıp öyle gidin derim.
En azından bildiğiniz sigarayı içersiniz. He birde, sokakda yürürken sigara içemezsiniz. Belirlenmiş bölgelerde veya köşebaşlarında içebilirsiniz.
İlk başta çok garip gelmişti bize. Ama düşününce o kadar mantıklı ki. Yolda yürürken sigara içen birisinin sigara dumanı, rüzgarla birlikte ister istemez hemen yanıbaşında ki bireyi rahatsız edebiliyor.
Bir çok insan sırf bu kokudan rahatsız oluyor. Helal olsun valla. Keşke bizde de böyle bir uygulama olsa…
Özetle, ülkede et-balık-tavuk yaygın olarak tüketilir. Özellikle mangal seviyorsanız her akşam farklı türde et deneyebilirsiniz. Sabah kahvaltısı olarak önerebileceğim bir yer yok ne yazıkki.
Sadece Tom N Toms Coffee veya Starbucks gibi cafelerde kahvaltı sorununuzu ortadan kaldırabilirsiniz. Şahsen benim için en büyük sorun kahvaltı. Allahtan genelde Starbucks’dan sabah kahvaltısını halledebiliyorduk.
Bazen de hiç kahvaltı yapmadan direk öğle öğünü ile güne başlıyorduk. Hep dediğim gibi. Çok büyük sorun şu kahvaltı olayı. Bir türlü aşamadım. He birde her köşebaşında bolca bulacağınız 7/11, GS25 veya FamilyMart gibi marketler olacak.
Bunları bizim mahalle marketlerinin büyük halleri gibi düşünebilirsiniz. 7/24 açık olan bu marketlerde, yeme-içme konusunda oldukça bol seçenek oluyor. Fiyatlar da restoranlara göre haliyle daha uygun.
Kredi kartı yaygın olarak kullanılıyor. Eğer para sıkıntısı çekerseniz, özellikle Güney kore başkent Seul’ de bir çok döviz bürosu var. Eğer döviz bürosu bulamazsanız, bankalarda da paranızı bozdurabilirsiniz. Ama pasaportunuz yanınızda olsun.
Bilgilerinizi istiyorlar. Direk ATM’den de para çekebilirsiniz. Ama daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, bunu bankanızı arayıp talimat vererek halledeceksiniz.
Güney Kore’de Konaklama Seçenekleri
Kore’de nerede kalınır, konaklama pahalı mıdır? Açıkçasını söylemek gerekirse, sanırım Kore’de en az para harcadığımız kısım konaklama idi. Seul’ de 15-25 dolara bir hostel da kalabilir ya da kişi başı 30-40 dolar’a 4 yıldızlı otellerde konaklayabilirsiniz.
Gyeongju’da konaklamadık ama kalsaydık orada da hostela 15-25 dolar ödeyecektik. Otellerde 20-25 dolar civarında olacaktı. Gyeongju’da otelle uğraşmamak için Busan’da kaldık.
Çünkü ülkenin yazlık bölgesi. Burada otel fiyatları kişi başı 35 dolar civarında idi. Hostellar ise 15 dolardı. buradaki ekonomik otellere göz atmak için tıklayınız.
He birde çok önemli bir husus var onlarda olup da bizde olmayan. Love Hotel diye bir sistemleri var. Durumu nasıl anlatsam ! Aşk yuvaları diyelim hadi. Bunlar daha ucuz oluyor normal otellere göre.
Sebebi de evlerinde rahat edemeyen, sanırım komşuları rahatsız etmemek için, kaçamak yapan Kore’li çiftlerin kaldıkları oteller.
Çünkü Kore evleri küçük oluyormuş ve çiftler bu otellere gelip sabahlıyorlarmış. Otele girerken de her türlü gerekli eşyayı da otel sağlıyormuş. Konsept gece çift olarak uyuma üzerine değil tabi. Tahmin edeceğiniz şeyler. Hatta farklı konseptlerde odalar bile oluyormuş.
Güney Kore Otelleri linkine tıklayarak en uygun otelleri inceleyebilirsiniz
Hayal gücünüze göre yani… Birde otel fiyatları diğerlerine göre ucuz oluyormuş. Gitmeden bir kontrol edin Love Hotel mi değil mi diye. Hadi çift olarak giderseniz neyse de, aile olarak ya da arkadaş çevresi ile giderseniz, gece uyuyamayabilirsiniz. Benden size küçük bir uyarı…
Buna ilaveten. Hani sürekli bahsettiğim şu Couchsurfing sistemi varya. Bunu yapacaksanız burası harika bir ülke. Çok büyük olasılıkla kalacak bir yer bulabilir ve 1 lira dahi ödemezsiniz. Çünkü, Kore halkı bizi çok ama çok seviyor.
Bizim daha fazla zamanımız olsaydı mutlaka ama mutlaka bir buradaki evin birinde bir kaç gün bile olsa konaklamak isterdim. Biz yapamadık, siz yaparasınız umarım.
Güney Kore’de Eğlence
Gece hayatı nasıldır? “Deniz adamlar çok içiyor. Akşamları herkes yerlerde. Aman şu soju mudur nedir, ona dikkat et. Akıllı ol he.” demişti bir arkadaşım. Haklıymış dostlar.
Biz sadece Seul’de gece hayatını yaşadık ve Hongdae bölgesinde konakladık. Bu bölge Güney kore üniversiteleri bölgesi idi. Dedikleri gibi sabah gün doğumuna kadar devam eden partiler vardı.
Herkes sarhoştu ve müzikler oldukça güzeldi. Gittiğim kulübün adı da Cocoon’du. Giriş kişi başı 20,000 won idi. Girişte de bir içki bedavaydı. Ama genelde biralar 7,000 won civarında, kokteyller ise 10,000 won civarındaydı. İnsanlar çok eğlenceli idi. Özellikle Kore kadınları inanılmaz derecede bakımlarına düşkünler.
Ben daha Türk kızlarına laf etmem. Poşetler dolusu kremler alıp, ayak parmaklarından el parmaklarına kadar her tırnağını tek tek farlı renge boyayan, farklı farklı saç tarzlarına sahip, oldukça güzel giyinen kadınlar vardı.
Erkekler de aynen bizim gibi. Şort-t shirt ortalıkta gezinen, rahat tipler. Ama eğer Gangnam bölgesine giderseniz, oldukça lüks mekanlarda görebilirsiniz.
Ama sanırım insanların tavrı değişmeyecektir. Oldukça saygılı, yardımsever ve hoşgörülü bir millet. Hele 2 bira dan sonra çok ama çok daha samimiler.
Ancak önce sizin tanışmanız lazım. Genelde çok ama çok utangaçlar. Bir soru sorduğunuz da bile kıpkırmızı oluyorlar. Ama sonrada açılıyorlar. Tabi bu söylediklerim genelde kadınlar için geçerli. Erkekler daha rahatlar. Daha sosyal, daha yırtık dediğimiz tipler.
Birde, ülkeye gelmeden önce, festivallerin olup olmadığını görmek isteyebilirsiniz. Adamlar şehir şehir görün diye çok güzel bir website tasarlamışlar. Buradan gideceğiniz şehir ve tarih aralığını seçiyorsunuz ve o dönemde şehirde yapılması planlanan festivaller sıralanıyor.
Güney Kore’de Kaç gün kalmalı?
Burayı görmek için kaç gün yeter? Bizim sonraki durağımız Japonya olacağı için, doğrusunu söylemek gerekirse bizi daha çok heyecanlandıran duraklarımız Japonya’da olacaktı. Bu yüzden bu ülkede biraz daha az kalalım dedik.
Amacımız bu kadar yolu çekmişken, buralara kadar gelmişken bu güzel ülkeyi ve halkını da görelim, ecdadımızı da görüp ziyaret edelim dedik.
Önce kuzeyden yani Seul’den başladık ve sonrasında ülkenin en eski şehirlerinden birisi olan Gyeongju’ya uğradık. En son durağımız olarak ülkenin güneyinde yer alan ve en büyük 2. şehri olan Busan’ı ziyaret ettik.
Aslında bu rotaya bir kaç şehir daha ekleyebilirdik ancak Japonya için yanıp tutuşuyorduk. Özetle izlediğimiz rotadaki şehirler ;
- Seul : 3 gün (3 gün yeterli olacaktır. Zaten şehir içi ulaşım metro ile çok kolay. Rahatça yeter.Ama eğlence parklarını veya Kuzey Kore sınırına yapılan bir Güney Kore gezisi de yapayım dersen 4 gün ayırmalısınız.)
- Gyeongju : 1 gün (Aradığınız ülkenin en eski şehrini görmek ve yapılarını ziyaret etmekse 1 gün yeter.He eğer civarda yer alan diğer bölgelere de gideyim derseniz 2 gün ayırmalısınız.)
- Busan : 2 gün (Oldukça büyük bir sahil şehri olan Busan, deniz-kum-güneş için ideal bir yer. Ama biz gittiğimizde hava hem soğuktu hem de yağmurluydu. Yine de sahilleri görülmeye değer. Ayrıca şehitlikte bu şehirde yer alıyor. Kafa dinlemek isterseniz 1 gün daha ekleyebilirsiniz.)
Güney Kore’de Yapılmadan dönülmemesi gerekenler neler?
- Ecdadının yattığı mezarları ve anıtları ziyaret etmeden
- Güney Kore kültürü hakkında detaylı araştırmaları yapıp, yerinde incelemeden
- Meşhur barbekülerinin her farklı versiyonunu tatmadan
- En az bir kere de olsa soju ve yerel biralarını içmeden
- Halka sohbet edip, bize olan saygılarına kanlı-canlı şahit olmadan
- Bahsettiğim 3 şehride görmeden
- En az bir gece dışarı da eğlenmeden
- Sarayları ve tapınakları karış karış gezmeden
dönme arkadaşım.
Güney Kore’ye Seyahatte nasıl bir rota izlenmeli ?
Hangi şehirlere gidilmeli? Biz yaklaşık 6 gün kaldık. Merak ettiğimiz heryeri bu sürede gördük.
Önce Seul’den başladık, otobüsle Gyeongju’ya geçtik ve sonrasında yine otobüsle Busan’a gittik. Busan’da kalıp, Peach Havayolları ile Japonya’nın 2. büyük şehri Osaka’ya uçtuk.
Güney Kore’de Nereye Gitmeli?
Ne için gittiğinize göre nereye gideceğiniz değişir. Eğer aradığınız :
- Şehir yaşamı ise: Seul
- Sahil-kum-güneş ise: Busan
- Gece Hayatı ise: Seul–Busan
- Alışveriş ise: Seul
- Sanat ise : Seul
- Tarih ise : Gyeongju
Güney Kore’ye Neden Gitmeli?
- İnsanlarının bize oldukça yakın davrandığı bir ülkeye gitmek istiyorsan
- Gelmişken tarih de göreyim diyorsan
- E birazda gece hayatı olsun diyorsan
- Atalarımızın yurtdışındaki en büyük anıt mezarlığını da ziyaret edeyim diyorsan
- Farklı bir coğrafyada olsun diyorsan
- Bize uzak olan bir dinin de etkisini halkta ve kültüründe görmek istiyorsan
- Farklı yemekleri ve kültüre olan merakın varsa
- Gelişmiş ülkelere hayransan
Kabul edelim bir Japonya değil. Ama kesinlikle insanın hayatında bir kez görmesi gereken bir ülke. İnsanları, sarayları, tapınakları, caddeleri, meydanları, kafeleri, restoranları mutlaka görülmeli.
Özellikle bu kadar zor yıllar geçirip, bu kadar hızlı bir şekilde büyüyen ülke örnek alınmalı ve sadece Güney kore ekonomisi değil, kültürel ve sanatsal açıdan da ileri düzeyde olan bu ülkeden özellikle ilham alabilecek meslek sahibi kişiler mutlaka bu ülkeyi gezmeli.
Hep söylerim. Keşke üretkenliğim olsa, ne bileyim iç mimar ya da mimar veya mühendis olsaydım. Bişeyleri görüp, onlardan etkilenip, gördüklerimi, yaşadıklarımı üretecek olduğum yeni icraatlarda kullanabilseydim.
Çünkü özellikle böyle gelişmiş ülkeler, insanın görüp, öğrenme yetkinliğini had safaya çıkarıp, farklı pencereden bakma kabiliyeti kazandırıyor insana. Özellikle bu tür meslekle meşgul iseniz, mutlaka bu ülkeyi ziyaret edin. Elbette sizin de esinleneceğiniz birşeyler vardır.
Peki kaça mal olur bu Kore seyahati?
Şimdi dostlar, benim harcamalarımdan yola çıkacağım ve muhtemelen bir çoğunuz şaşıracaksınız. Neden? Çünkü biz günde yaklaşık 60 dolar gibi bir para harcayarak bu ülkede hemen hemen herşeyi tattık, merak ettiğimiz heryere de gittik.
Belki bir başkası çok daha ucuza da mal edebilir. Ama biz yine de böyle pahalı bir ülkeyi uygun bir bütçeye mal ettiğimizi düşünüyoruz. Özetle ;
- Buraya ulaşım- İstanbul’dan uçakla gidecekseniz, gidiş-geliş 2,000 TL’ye Seul’e erken rezervasyonla bilet alabilirsiniz. Eğer çevre ülkelerden, Çin veya Japonya, gelecekseniz tek yön 200-300 TL civarında bir ücreti olacaktır. Biz Busan şehrinden uçakla Peach havayolları ile Japonya’nın Osaka şehrine 220 TL ödeyerek geçtik. Ama dilerseniz Busan’dan, Japonya’nın Fukuoka şehrine vapurla da geçebilirsiniz.
Buradan 2 farklı vapur türü olan hızlı veya yavaştan birisini seçersiniz. Hızlı olan 3 saatte yavaş olan ise 6 saatte 2 şehir arasında ulaşımı sağlıyor. Hatta bir websitesi de var ancak yarısı Korece yarısı İngilizce. Yine de bakmak isterseniz tıklayınız.
Ülke içerisinde ulaşım ise otobüs ve metro ile oldukça kolay bir şekilde sağlanabilir. Genelde tek yön metro biletleri 1,350 ile 2,000 won arasında.
Ama eğer günlük pass (Bir kez kart alıp tüm gün tüm araçlar ücretsiz) alacak olursanız 5,000-10,000 won civarında olacaktır. Biz günlük pass almadık. Çünkü zaten bir noktaya kadar gelip, o noktadan sonra yakın olan mesafeleri yürüdük.
Otobüs fiyatları da tren fiyatlarına göre neredeyse yarı yarıya. Seul-Gyeongju yolculuğu 4 saat sürüyor ve 20,000 won civarında ödedik. Eğer bunu KTX trenleri ile yapsaydık, ödeyeceğimiz rakam 50,000 won dan fazla olacaktı.
- Yemek masrafları: Günlük olarak yaklaşık 30 dolar harcadık. Yemek ucu açık olan ve fiyat konusunda kolay kolay sonu olmayan harcamalara neden olabilir.
Ama hamburger menüler genelde 7,500 won, barbekülerin şişi 10,000 won, mekanlarda kokteyl fiyatlarının 10,000 won ve suyun 800 won olduğunu düşündüğünüzde, yaklaşık 30 dolar gibi bir mebla günlük olarak yeterli oluyordu. 30 dolarda aslında yaklaşık 35,000 won gibi bir rakama tekabül ediyor. Fena değil diyelim…
- Konaklama : Konaklama kısmı dediğim gibi beklediğimizden daha ucuza mal oldu. Aslında couchsurfing programı sayesinde Koreli bir aile tarafından davet edildik ancak evleri biraz şehrin dışında kaldığı için vazgeçtik.
Eğer fırsatınız olursa mutlaka couchsurfing yapın derim. Dünyada bizi nadir seven ülkelerden birisi olan ülke bu konuda en şanslı olacağınız ülke olacaktır.
Yoksa normalde bizi kolay kolay kimse davet etmez. Bilesiniz… Eğer otelde kalacak olursanız, belirttiğim gibi kişi başı 30-40 dolara kalabilirsiniz. Eğer hostel (yurt) da kalacak olursanız bu rakam 15-25 dolar arasında olacaktır.
- Eğlence– Bu ülkede eğlence demek, sojuları içip içip sarhoş olmak demekmiş. Görüp, bizzat yaşamış olduk. Özellikle cuma ve cumartesi akşamları mekanlar tıklım tıklım dolu.
Girişte ücret olarak genelde 20,000 won gibi bir ücret ödeniyor. İçerdede alkoller 7,000-10,000 won arasında değişiyor. Ama adamlar alkol konusunda oldukça bonkörler. Verdiğiniz paranın hakkını veriyorlar.
Birde akvaryum ve eğlence parkları da var. Ama biz Japonya’da gideceğimiz için, burada gitmedik. Zaten detaylı olarak ilgili şehirlerde bahsedeceğim.
- Alışveriş : Tam bir alışveriş cenneti. Aklınıza gelebilecek her türlü marka mevcut. Özellikle bayan arkadaşlar bu ülkeye bayılacaklardır. Hele Seul’de yer alan Insadong, Myeongdong ve Gangnam bölgeleri tam bir alışveriş cenneti.
Ama fiyatlar konusunda Türkiye ile çok bir farkı yok. Hem elektronik hem de kıyafet konusunda bizimle hemen hemen aynı.
Ama vaktiniz olursa vakit geçirmek için göreceğiniz bir çok alış veriş bölgesi olacaktır. Aslında sadece alışveriş merkezleri değil, yerel pazarlarda olacak. Yerel pazarlar nasıl diye merak ediyorsanız, aşağıya eklediğim vidyoyu izleyiniz.
6 günlük bir Güney Kore turu, her şey dahil (Uçak bileti hariç) yaklaşık 400 Dolar’a mal oldu. Yani günlük 67 dolar civarında. Bana çok pahalı bir ülkeymiş gibi gelmedi. Sadece o barbeküler biraz pahalı.
Diğer çoğu şey normal fiyatlarda. Belkide artık İstanbul gibi dünyanın sayılı pahalı şehirlerinde yaşadığımız için, günlük 60-70 dolar az gelir oldu.
Ama inanın eğer konaklamayı da couchsurfingden yapsaydık veya dünya turunda olsaydık, çok daha iyi planlar yaparak bu rakamı bile aşağıya çekebilirdik. Belki de biz çok araştırıp, konaklamaya çok az para verdiğimiz için az para harcadık.
Ama sanırım normal şartlarda, hostel da veya sıradan otellerde kalmayacak olursanız, günlük 100 dolar veya maksimum 150 dolar yeterli olacaktır. He birde bizim tüm Güney Kore – Japonya turumuz uçaklar, oteller, tren biletleri, yeme-içme dahil 16 gün 6,000 TL’ye mal oldu. Yani günlük 375 TL gibi bir rakam. Bilin istedim…
Güney Kore’ye Ne zaman gidilir?
Güney Kore’ye gitmek için en ideal mevsim ne zaman? Biz Temmuz ayının 11’inde başkent Seul’e indik ve 17’sinde ülkenin güneyindeki Busan şehrinden ayrıldık. Bulunduğumuz 6 gün boyunca hava hemen hemen her gün yağmurlu, sıcak, nemli idi. Ama iyi ki de sürekli yağmur yağıyordu. Yoksa o havada inanın pişerdik.
Birer şemsiye aldık ve oradan oraya sokak sokak gezdik. Islandık. Terledik. Pislendik. Ama her yağmur yağışında şemsiyelerimizi atıp yaz yağmurunun altında ıslandık. Zaten o kadar sıcak oluyordu ki, 2 saat içerisinde tamamen kuruyorsunuz.
Çünkü Temmuz ve Ağustos ayları muson yağmurlarının olduğu ve ülkeye düşen yıllık yağışın yarısının yağdığı dönem.
Hatta özellikle ülkenin güney kısmında, Japonya’dan sıyrılıp gelen tayfunlar görülebiliyor. “Yok ben yağmur sevmem sen bana en uygun sezon ne zaman onu söyle.” diyorsanız, Nisan’dan Haziran’a kadar olan dönem uygun dönem olarak biliniyor. Çünkü bu dönemde çiçekler renk vermeye başlıyor, şehrin parkları, bahçeleri canlanıyor.
Özellikle karpostallara konu olan manzaraların yaşandığı kiraz ağaçlarının yeşerdiği dönem olan Nisan-Haziran dönemi olmazsa olmaz dönemlerden ancak en pahalı dönemlerden birisi.
Ayrıca bu dönemde çok farklı festivallerde düzenleniyor. Ama hala “En iyi dönem ne?” dersen mutlaka Eylül-Kasım ayları arası.
Çünkü hem hava sıcaklığı daha uygun hemde sonbaharın o kırmızı, turuncu ve sarı renk cümbüşünü şehrin dört bir yanında yer alan parklarında görebilirsiniz. Ayrıca bu dönemde de bir çok festival düzenleniyor. Kışın ise karlı veya yağmurlu oluyor. Bu yüzden pas geçin derim.
Benim yapmadığım ancak size önerebileceklerim nelerdir?
- En ama en çok üzüldüğüm nokta, ülkenin en önemli adalarından birisi olan Jeju adasına gidememek oldu. Eğer fırsatınız olursa mutlaka Busan’a kadar gelmişken bu adaya da gidin. Burası volkanik bir ada. Busan’dan feribotla veya dilerseniz Seul veya diğer şehirlerden de uçakla buraya ulaşabilirsiniz. Giderseniz en az 3 gün kalınmalıymış. Bilginize…
- Hala dünyanın en sıkıntılı sınırlarından birisi olan Güney Kore, Kuzey Kore sınırını 35-40 dolar karşılığında katılacağınız bir Güney Kore turları ile ziyaret edebilirsiniz. Bu tur DMZ turu olarak biliniyor ve oldukça turistik bir faaliyet. Seul’den sabah 8 civarında sizi alıyorlar ve öğleden sonra 3 gibi geri getiriyorlar. Gelmişken yapılmalıydı.
- Gezemediğimiz bir kaç müze vardı. Zaten onları da tek tek ilgili şehir yazılarımda belirticem.
- Güney Kore gelenekleri arasında Nanta diye bir gösterileri var. Geleneksel danslar eşliğinde yemek yapıyorlar. Çok populer. Fiyatları 40,000 wondan başlıyor. Websitesi için tıklayınız.
- Birde ülkede Spa çok meşhur. Özellikle hem Güney Kore halkı hem de Japonlar bize oldukça temiz milletler gelmişti. Bu yüzden her 2 ülkede de spa şart. Seul’de yer alan ve ülkenin en büyük Spa merkezlerinden birisine gitmek istiyorsanız tıklayınız.
- He birde bir kaç şehire daha gidebilirdik. Onları da zaten ilgili şehirleri yazarken, size öneri olarak belirtiyor olacağım.
Son olarak biraz Güney Kore hakkında bilgiler özetlemek istiyorum. Malum, bu ülkeye gitmeden önce çok fazla araştırma yaptım. Aklımda kalanları ve gidip gördükten sonra daha da zihnimde yer edinen bilgileri sıralayayım diyorum.
- İntihar oranının en yüksek olduğu ülkelerden birisidir.
- Korelilerin resmi olmayan birde İngilizce isimleri vardır.
- Yaşlılara saygı sonsuzdur. Metrolarda yaşlılar için ayrılan bölüme kimse oturmaz. Boş olsa bile…
- Yaşlı teyzelerin % 90’ının saçları oldukça kısadır. Hatta küt saçtır.
- Askerlik süresi 2 yıldır.
- Estetik konusunda çılgındırlar. Özellikle gözlerini büyüten bir çok Koreli vardır. Kadınlar çift göz kapağı yaptırmaya bayılıyorlar. Oldukça popülerdir.
- Doğumdan önce çocuğun cinsiyetini öğrenmek yasaktır.
- Nezaketen herşeyi 2 elle uzatırlar ve alırlar.
- Dünyadaki en hızlı internet hızına sahip ülkedir.
- Yaş konusunda asla doğru tahmin edemeyeceğiniz bir halka sahiptir.
- Dövmeye sıcak bakmayan bir toplumdur.
- İnanılmaz kuralcı bir ülkedir. Saygı, uyum, düzen sonsuzdur. Hele trafikte…
- Binaların numaraları, bina yaşına göre sıralıdır. Yani 1 nolu bina, sokağın en eski binasıdır. Yanında 2 numara olacak diye bir kaide yoktur. O yüzden adres bulmak sıkıntı olabilir…
- 4 rakamı çoğu yerde kullanılmaz. Çünkü ölümü çağrıştırdığına inanılır.
- Evlerine girerken ayakkabı aynen bizde olduğu gibi çıkartılır.
- Yeni doğan bir bebek 1 yaşında kabul edilir. Yani bizden 1 yaş büyük gibi doğarlar.
- I phone oldukça yaygın kullanılır. “Sadece Samsung veya LG kullanıyorlar.” lafı yalandır.
- Yemek konusunda herşeyi yiyebilirler. Canlı-ölü olmuş hiç farketmez.
- Yemeklerde mutlaka sarımsak, baharat, soğan kullanırlar.
Özetle;
Güney Kore yaşam şartları; Gerek bize oldukça yakın hissettiğimiz bu güzel ülkenin güzel insanlarının yaşantıları, gerek onca zorluğa rağmen parmakla gösterilecek bir ülke haline gelmesi ve yarattıkları şehirlerin yaşam kalitesi görülmeye değerdi. O binaları, teknolojiyi, hizmeti görünce, insan gıpta etmiyor değil valla. Ayrıca gittiğimiz hiç bir ülkede bu kadar sıcak kanlı karşılanmadık.
O kadar güzel o kadar içten ve samimilerdi ki, yine olsa yine geliriz dedik. Sadece insanları değil, tarihi tapınakları ve mahalleleri ile Güney Kore oldukça zengin ve bonkör bir ülke.
Güney Kore Otelleri linkine tıklayarak en uygun otelleri inceleyebilirsiniz
Umarım bize oldukça uzak ama duygusal anlamda oldukça yakın olan bu toplumu yerinde görüp, onlarla kısacık bir süre de olsa yaşama şansı edinirsiniz ve umarım sizin için hazırladığım bu “Güney Kore Gezi Rehberi” aradığınız soruların cevaplarını bulmanızı sağlamıştır.
Güney Kore’yi çok merak ediyordum.Sizin yazılarınız sayesinde bilgi sahibi oldum.Gerçekten inanılmaz saygılı ve ileri gitmiş bir ülke.En kısa zamanda buralara gitmek istiyorum eşimle.
Turlara baktım fiyatlar tabi ki dolarla ve pahalı ama gezmek benimde hobim.Tüm bilgiler içint teşekkür ederim.
Rica ederim. Güney Kore harikaaaa bir ülkedir. Eğer orta derecede ingilizceniz varsa, tura kayıt olmadan da gidebilirsiniz.
merhaba yazılarınızı okudum, teşekkür ediyorum bu faydalı bilgiler için bir sorum olacaktı eşimle bizde Güney Kore ye gideceğiz inşallah, acaba Seul’de 3 gün mü kalmalı yoksa 2 gün Seul 1 gün Busan mı yapmalı kararsız kaldık fikir verebilirseniz sevinirim. Teşekkürler.
3 gün Seul’de kalın derim. Güney Kore için en az 1 hafta 10 gün gerekir. Çok fazla şehirlerde günleri bölmeyin. Yorulursunuz
Şuan sizin yerinizde olmayı isterdim. Öyle çok imrendim ki, en sevdiğim ve hayalini kurduğum bu ülkeye gitmiş olmanız ve bunu yalın bir dille naif biçimde anlatıyor oluşunuz gerçekten imrendim :/ Darısı benim başıma diyorum ve bu güzel eğlenceli bilgiler için de teşekkürlerimi sunuyorum.. 🙂
Merhabalar. Haziran Ayı’nda orada olacağız. Jejul Adası’na mutlaka gideceğiz. Bilgilendirme için teşekkürler…
Gidilecek en güzel adaymış. Dönünce yorumlarınızı bekliyorum
Merhaba Ben Büşra guney koreye gitmeyi cok istiyorum yazilarinizla ulke hakkinda cok guzel bilgiler edindim ama benim oraya gitmem icin sanirim kim milyoner olmak istere katilmam geerekicek cunku hem calisip hem okuyan biriyim bilgileriniz icin cok tesekkur ederim birgun kesinlikle koreye gidicem ve bu bilgilere o zaman daha cok ihtiyacim olucak 🙂
Güney Kore için günde 40-50 dolar yetebiliyor bilgine
Yazınızı çok beğendim. Benim sorum. Güney Kore’de türkler için oturum hakkı veriyor mu acaba bilgi verirseniz sevinirim
Yaşayan bir çok Türk var ama süreç nasıl işliyor bilmiyorum
Merhaba Deniz Bey
15-19 mayıs tarihlerinde eşimle yaptığımız seul gezisinde bloğunuzdaki bilgilerden çok yararlandık çok teşekkür ederiz.
Güney Kore gezi notları yazımı hazırlarken, çok büyük emekler vermiştim. İşe yaradığını görmek güzel. Güney Kore daha güzel 🙂
Guney Kore’ye giderken yanimiza dolar mi almaliyiz yoksa won mu ?
Giderken dolar götürün orada bozdurursun
Öncelikle bilgilendirme için teşekkürler.Acaba kore de temelli kalmak mümkün mü passaportla sadece 1 yıl mı kalmamız mümkün?
Temelli kalmak için işe girmiş olmanız veya okuyor olmanız gerekiyor
öncelikle yazınız için teşekkürler .Acaba kore de temelli kalmak mümkün mü bu konuda pasaport sorun olur mu.?
Kore’de temelli kalmak kolay değil diye biliyorum. Orada ya okumak ya da çalışmak lazım
merhabalar bu ağustosta tek başıma sizden cesaret alarak koreye gideceim ama ben ilk başta korktuğum için sadece seoul gezerim dedim korecem olmadığı için size iki tane sorum olacak cevaplarsanız çok mutlu olurum.
Bu rotadaki şehirlere aynı gün içinde gezip geri seule dönme imkanım var mı ( çünkü kalış yerimi çoktan seulde bir hostel olarak belirledim.) misal bir gün seul -gyeongju yapıp aynı gün dönebilir miyim ? başka gün de seul -busan ?
ikinci sorum hayatımda gördüğüm en iyi starbucks dediğiniz nerde acaba busanda mı ?
Hayır yapamazsınız. Starbucksları hatırlamıyorum
Selam Deniz kardeşim yazıların süper olmuş aynı yaştayız bende fırsat buldukça ülkeye ülke geziyorum şuana kadar 4 ülke gezdim ama bir türlü japonya-güney koreye gitmeye cesaret edemedim bende senin gibi meraklıyım sürekli gezmek istiyorum bir yol arkadaşım olsa japonya -güney kore turu yapmak isterim kısacası bir daha gitmeyi düşünüyormusun?
Valla ben Güney Kore defterini kapattım. Ama birileri size yazarsa neden olmasın
Harika bir yazı, çok teşekkürler.
Salı günü kızlarımla birlikte Seoul’den başlayacak 10 günlük Güney Kore gezimize çıkıyoruz.
Seoul ile ilgili bütün notlarımı sizin yazınızdan aldım. Yanımda iki tane teenager’la bakalım bizi ne maceralar bekliyor :))
Daha nice seyahatlere…
Güney Kore harika bir ülke. Bayılacağınıza eminim. Şimdiden iyi tatiller
Teşekkürler 🙂
Emel Hanım merhaba, geziniz nasıl geçti? Ben de eşimle gitmeyi düşünüyorum ama yaz aylarında çok sıcak olduğu için güvenemiyorum. Sıcaklıklar nasıldı? Sorun yaşadınız mı?
Merhaba
Yazinizi detayli bir sekilde okudum hatta cok fazla isime yarayacagini düsünüyorum cok yakinda korede olacagım fakat anlayamadigim rakamlarindan emin olamadigim tek konu koreden japonyaya gecebilme kısmıydı bununla ilgili detayli bilgi vermeniz mümkün mü diye sormak istedim teşekkürler.
Merhaba. Kore’den Japonya’ya uçakla geçin derim. Tek yön biletler 200-300 TL civarındaydı
hamsi var mı hamsi her gün yerim ben 🙂 peki esmer tenliler kötü karşılanıyormu? herkes işte dış görünüme çok önem veriyolar da bilmem neler..ben inanmıyorum.Bu arada en güzel yazıyı siz yazmışsınız.Hatta başkaları direk yazamamış bunu gördükten sonra :)artık daha bi gitmek istiyorum.Geerçi ben daha 12 yaşındayım daha önümde en az 8 yıl var ama..neyse yazı için çok teşekkür.
10 günlük geziden yeni döndüm. Seoul muhteşem bir şehir. Sokak yemekleri çok lezzetli, DDP, SM Town, Namsan Tower ve Lotte World Tower’ı muhakkak görünüz.
Ayıca Coex Mall ve Starfield Library’i görmeden dönmeyiniz. SM Town ile yakındırlar. Bir günde Gangnam, SM Town, Coex Mall ve Starfield Library noktalarını gezip bitirebilirsiniz.
Metronun kullanımı çok kolay. İstasyonlarda bulunan Neighborhood Map’lerden gideceğiniz yere hangi çıkışı kullanmanız gerektiği çok güzel anlatılıyor.
Kahvaltı için Starbucks’lar uygundur ama Osulloc Tea House’ları gördükten sonra Starbucks’ı unutacaksınız.
Heryerde 7-eleven marketler var. Meşhur Kore muzlu sütünü sabah akşam içiniz.
Şehirde birçok noktada Paris Baguette var. Çok güzel kekler, kahvaltılıklar ve pastalar yapıyorlar. Sweet Potato Cake’e bayılacaksınız. Muzlu Süt ile daha bi harika oluyor.
Sokakta sebzeli noodle, tereyağlı karides ve ahtapot tavsiye ederim.
Gördüğüm en kapsamlı G. Kore yazılarından biri bu, emeğinize sağlık. Şu an okuduğum bölümden çok memnun olmadığım için seneye Kore Dili ve Edebiyatı bölümüne geçip değişim programıyla orada okumayı düşünüyorum. Ancak bölüm değiştirmeden önce gidip bu kültürü yerinde deneyimlemek en büyük arzum. Sayfayı yıldızladım, gittiğimde muhakkak burada okuduğum şeyleri göz önünde bulunduracağım. Tekrar emeğinize, elinize sağlık. İyi seyahatler :))
merhaba benim size bir sorum olucak lutfen cevaplarmisiniz? oncelikle ben azerbaycanliyim ve guney koreye gitmeyi cok istiyorum. ama ilk basta korkuyorum cunki onlarin dilini belmedigimden bir otele gitmek istiyorum mesela bir otel adi falan sanirim veremiyoruz ve sanirim orada binalari rakamlarla soyluyorlar yanlis anlamadiysamo yuzden kararsiz kaldim. ingilizce biliyorum sadece ve ben guney korede bir adres bulmak istedigimde nasil bulucam? ayrica azerbaycandan guney koreye nasil giderim?
Bu yazımda her şeyi tek tek okuyun. Yoksa gitmek hayal değil yeter ki yazdığım detaylara dikkat edin
Merhaba Deniz…
Öncelikle emeğinizi tebrik ediyorum.Çok güzel anlatım olmuş.
Sıcak Fethiye’den sıcak sevgilerimizle..
Foça dan İbo.
Kimse sormamış, ben sorayım: Güvenli mi?
Güney Kore çok güvenli
Deniz bey Busan dan Japonyanın fukuokaya gemi ile geçtiniz mi. Geçtinizse ücret ne kadar ? Gümrük konusu sıkıntı oluyor mu ?
Merhabalar çok güzel bir yazı olmuş yüreğinize sağlık benim sorum olacakti ilk olarak korece bilmiyor plarak oraya gideceğiz iletisimi iyi saglamak anlamak ve anlaşılmak için bir klavuz kitap gibi bir araç var mi mevcut mu ayriyetten bizim tl olarak biriktirdiğimiz para koreyi gidince won para birimi olarak değiştiriliyor mu yoksa önceden dolara mi çevirmemiz gerekiyor 🤗
suan gidilirse nekadara mal olur?