Gyeongju Gezi Rehberi
Gyeongju, Güney Kore‘de, bana göre mutlaka ziyaret etmeniz gereken çok ama çok güzel bir tarihi şehir. Zaten, Güney Kore’nin en tarihi şehirlerinden birisi olarak bilinen Gyeongju’da, gezilecek tüm noktaları ve ulaşımında, konaklamasına kadar tüm önerilerimi aşağıda anlattım. Biraz detaylı bir yazıdır ancak çok işinize yarayacağınıza eminim. Güney Kore’nin en güzel şehri Gyeongju notları başlıyor.
1. Gyeongju’ya Başlangıç
Gyeongju’ya gitmeden önce aklımızda garip garip sorular vardı :
“Nerelere gitsek Güney Kore’de”
“Neresi olacak Seul-Busan yeter işte. Sanki başka yer var”
“Gyeongju ?”
“Ney !!!”
Gülmeler…
Her şey yine bizim saçmalıklarımızla başlamıştı. Daha gelmeden önce delice yaptığımız araştırmalar, bizi yine hiç şaşırtmadı. Yine “İyi ki o kadar araştırdık, iyi ki geldik, iyi ki gördük.” dedik.
Çünkü bu kadar güzel bir şehir olduğunu, bu kadar beğeneceğimizi gerçekten tahmin etmiyorduk. Aslında sadece Gyeongju mu ? Bu turda ne anılar ne heyecanlar biriktirdik. Güney Kore-Japonya seyahatimizde hazırladığımız klibi de aşağıya ekledik. İyi seyirler…
Sabah erkenden Seul’ de gözlerimizi son kez açıyoruz. Bilin bakalım hava nasıl ? Güneşli… Bu sefer hava bizi şaşırtıyor. Önce mutlu oluyoruz. Dışarı çıkınca pişman. Benim gibi Fethiye’li, sıcağa alışık olan bir adamı bile nefret ettirecek türden bir sıcak.
Hemen kendimizi metroya atıyoruz ve şehrin en büyük otobüs terminali olan Seul Bus Express Terminal’a gidiyoruz (Express Bus Terminal Durağında İneceksin. Subway Line 3,7,9 ve Exit 1 ya da 2).
Direk otobüs terminali içerisinde yer alan ofisten kişi başı 20,400 won ödeyerek tek yön biletlerimizi alıyoruz. Zaten oldukça sık sefer düzenleniyormuş.Allah’tan yer sıkıntısı çekmiyoruz. Saat 10:20’de Seul’den tam vaktinde ayrılıyoruz.
Otobüsler eski tarz. Ama çok rahatlar. Özellikle koltuk araları çok geniş. Şöförler oldukça saygılı. Yolda ikram falan yok. Haberiniz ola.
Binmeden önce yiyecek-içecek birşeyler alıyoruz bunu bildiğimiz için. Yolun en sonundan rahat rahat yol alıyor otobüsümüz. Çünkü otobüsler için sol şeritlerde öncelik var. O yüzden trafik olsa bile, trafiğe takılmadan yola devam ediyor otobüsler.
Tam 4 saat süren yolculuğumuz sonrasında, merakla beklediğimiz ve adını söylerken sürekli gülüştüğümüz şehre, Gyeongju’ya varıyoruz.
2. Gyeongju Hakkında
Gyeongju nasıl bir şehir ? Ülkenin en önemli ve de en tarihi başkentlerinden bir tanesi olan şehir, M.S 500-600 yıllarında dünyanın sayılı kalabalık şehirlerinden birisi olacak kadar büyük bir başkentmiş.
Ancak daha sonradan farklı hanedanların kurdukları yeni başkentler ile, şehir ihtişamını gün geçtikçe yitirmiş. Dönemin en büyük 3 krallığından birisi olan Silla (M.Ö 57-M.S 935) krallığının da başkentiymiş.
Şehir duvarsız müze olarak da biliniyor. Çünkü dört bir yanı tarihi tapınakları ile, eski dönemlerden kalma yapıları ile çok kıymetli bir şehir. O kadarki, yaklaşık 35 kraliyet mezarının olduğu bir şehir.
Aslında sadece şehirde değil, şehrin etrafında yer alan bütün bölgeler oldukça tarihi olarak biliniyor. Ancak şu anda 250,000 civarında vatandaşın yaşadığı bir yer. Bakmayın küçük olmasına. 2013 yılında Expo’ya ev sahipliği yapmış oldukça değerli ve önemli bir yer.
3. Gyeongju’da Ulaşım
Gyeongju’ya nasıl gidilir ? Gyeongju’da nasıl gezilir ? Şehirde havalimanı yok. O yüzden en yakın Ulsan veya Busan şehirlerinde bulunan havalimanlarını kullanabilirsiniz. Oradan da 1 saat civarında süren otobüs yolculuğu sonrasında şehre ulaşabilirsiniz. Ama çok büyük ihtimal, sizde ya Seul’den ya da Busan’dan buraya geliyor olacaksınız.
Çünkü Gyeongju, ülkenin orta kısmında kaldığı için, turistler genellikle ya en kuzey nokta olan Seul’ü, ya da güney nokta olan Busan’ı başlangıç noktası olarak belirliyor.
Otobüsle gelecek olursanız ; şehirler arası otobüs terminali olan Gyeongju Express Bus Terminal’ini kullanıyor olacaksınız. Buraya Seul’den 4 saatte, Busan’dan ise 1 saat de ulaşabilirsiniz.
Tek yön ücreti olarak Busan’dan 4,800 won, Seul’den ise 20,400 won ödeyeceksiniz. Terminal direk şehrin merkezinde yer alıyor olacak. Buradan bir çok yere otobüsle ulaşımınızı sağlayabileceksiniz.
KTX trenleri direk olarak buraya gelmiyor. Direk gelmediği için, zaman kaybı yaşarsınız. Ayrıca çok daha pahalıya mal olacaktır. O yüzden en güzeli otobüs kullanmanız olacak.
Şehir içi ulaşım olarak da, otobüs kullanıyor olacaksınız. Ama dilerseniz, ehliyetinizin olması şartı ile, motor da kiralayabilirsiniz. Biz hava sıcak olduğu için tercih etmedik. Birde otobüsler heryere gittiği için ulaşım konusunda oldukça rahat etmiştik.
Zaten otogara geldikten sonra, hemen giriş kısmında Tourist Information (Turist Ofisi)’ni göreceksiniz. Oradan şehir hakkında bilgileri alabilirsiniz. Ama gitmeden öce biraz ulaşım konusunu anlatayım.
Otobüs Terminaline geldikten sonra, 10-11 veya 700 numaralı otobüsler sizi şehirdeki en önemli yerler olan Seokguram ve Bulguksa tapınağının olduğu bölgeye götürüyor. Yaklaşık 1 saat sürüyor varmanız. Parayı otobüse binerken ödüyorsunuz ve ücreti kişi başı 1,500 won. Dönerkende yine bu otobüsleri kullanıp, şehir merkezinde yer alan Cheomseongdae Astronomi kulesi veya Anapji’ye gidersiniz (Zaten birbirine çok yakın yerler). Ücret yine 1,500 won.
Yurtdışında nasıl ucuza uçak bileti bulduğumu, hangi arama motorlarını kullandığımı “En İyi Uçak Bileti Arama Motorları” yazımda tek tek anlattım. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
4. Gyeongju’da Yeme-İçme
Gyeongju’da nerede ne yenilir, ne içilir ? Gyeongju’da hangi restorana gidilir ? Yine söylüyorum. Güney Kore gezi notlarımı hazırlarken, detaylı olarak yemek listesi hazırlamıştım. Tıklayınız.
Ama buna ilaveten şehre özgü ekmek yiyebilirsiniz. Gelmişken yenmesi gerekirdi ama biz unuttuk valla. Zaman ne ara o kadar hızlı geçti anlamadık.
O yüzden siz gelirseniz mutlaka tadın bana da haberin verin…Çok memnun olurum valla. Tadını merak ediyordum. Artık nasıl aklım karışıksa, onu yemeyi bir şekilde unuttuk. He birde, biz şehir merkezinde sıradan, klasik yemeklerle geçiştirdik.
Eğer sizin fazla vaktiniz olur da, iyi bir restoran arıyor olursanız, şehirdeki en iyi 10 restoran için tıklayınız. Birde, fiyatlar Seul ile aynı idi. Biz bir farkını görememiştik. Sanırım öğün başı 10-15,000 won ideal olacaktır.
5. Gyeongju’da Konaklama
Gyeongju’da nerede konaklanır ? Efendim, biz bu şehri bir çok turistin yaptığı gibi günü birlik görelim istedik. O yüzden gündüz gezdik ve akşamına da 1 saat uzaklıkta yer alan Busan şehrine gittik.
Ancak siz kalacak olursanız otellerin pahalı olmadığını bilin. Hatta Gyeongju’daki ekonomik otellerin listelerini görmek için tıklayınız.
Hilton bile 2 kişi gecelik 300 TL civarında idi. Hostelda kalacak olursanız 10-15 dolara, 3-4 yıldızlı otelde kalacak olursanız 20-25 dolara konaklamanızı sağlayabilirsiniz. Zaten şehirde çok otel yok. Sanırım 50 civarında idi. Birde şehir çok büyük olmadığı için heryerde kalabilirsiniz bence.
Özellikle şurada kalın diyeceğim bir yer yok. Bizde zaten bu yüzden burada kalmayalım dedik. Ama siz şehrin dışında kalan ve en az 1 gün daha ayırmanız gereken Yangdang köyüne gitmeyi düşünürseniz, muhakkak burada bir gece geçirmek zorunda kalacaksınız. Bilginize…
Yurtdışında nasıl ekonomik konakladığımı, ucuza otel-hostel ve ev kiraladığımı, “Ekonomik otel arama motorları” yazımda satır satır anlattım. Mutlaka bir göz gezdirmenizi tavsiye ederim.
6. Gyeongju’da Eğlence-Alışveriş-Gece Hayatı
Gyeongju’da eğlence ve gece hayatı nasıldır ? Bu 3 konuyu çok hızlı geçeceğim. Çünkü yapmadığımız birşey hakkında ve bilgim olmayan bir konu hakkında bir şey yazmak istemiyorum. Biz bunların 3’ünü de yapmadık ve 3’üne de dair herhangi bir şey zaten duymadım.
Çünkü bu 3 aktivite, Seul ve Busan’a özgü aktiviteler. Bu yüzden burayı bir nevi dinlenme ve tarihle buluşacağınız özel bir yer olarak saklayıp, belki de eğlence-alışveriş-gece hayatı 3’lüsünü, diğer şehirlere bırakmanız daha güzel olacaktır.
7. Gyeongju’da gezilecek yerler nereler ?
Gyeongju’da nereler gezilir ? Yine benim için en önemli konuya geliyorum. Onca yol yaptıktan sonra, biryerleri görüp, fotoğraflarını çekip, sonradan o heyecanlı anlarımı paylaşmayı seviyorum. Hele birde gittiğim şehir, o ülke içerisinde en beğendiğim şehir ise değmeyin keyfime.
Biz en çok bu şehri sevdik Güney Kore’de. Sokakları, şehir yapısı, sakinliği, gölleri, ormanları, tarihi, gece aydınlatılan tapınakları ile bizi çok etkiledi. Hatta akşam şehirden erkenden ayrılmayı planlarken, bir anda neredeyse en son otobüsü kaçırıyorduk. O denli yani…
Neyse sadede geliyorum dostlar. Ülkenin tarihi şehri dedik. Yok şöyle güzel, yok böyle hoş dedik. Peki tam olarak ne var ?
Öğlen 2 civarı şehre ulaşıyoruz. Terminalde inip, doğruca Tourist Information Ofise gidiyoruz. Şehrin haritasını kapıyoruz. Ancak bir sorun var. Çantalar.
Dolaplar (Locker) tamamen dolu olduğu için bir an için, sıcağında etkisiyle basıyorum küfrü. Bir şey ters gitti mi deliririm. Hemen çözüm bulmam lazım. Şu huyumu bir türlü yenemedim. O sıcakta o çantalar taşınmaz. Aklıma geliyor.
Öfkeme hakim olamıyorum. Aslında direk yolun kenarına bile bırakır, gezer, geri döner ve çantamı aynı yerinde bulurum. Bu ülkede hiçbirşey olmayacağına o kadar eminim.
Ama gönlüm razı olmuyor. Biraz etrafta dolanıyorum ve neyseki bir otel karşıma çıkıyor. Rica ediyorum. Sanki o otelde kalıyormuşuz gibi, sanki dışarıdan hiç alakasız bir insan değilmişim gibi, resepsiyon görevlisi o kadar anlayışlı, o kadar kibar, o kadar tatlı davranıyor ki…
Bir kez daha aşık oluyorum bu millete. Kaç para istese vericem. Ama olay para değil. Olay zor durumda olan bir insana gösterdikleri, kibarca anlayış. Hoşgörü. Bizde olsa ne olurdu kimbilir…
Ben özellikle turistik yerlerde insanların paraları ile rezil olduğunu bilirim Türkiye’de. Afedersiniz hayvan gibi davranırlar parayı veren siz olsanız bile. Tabi heryer için değil bu söylediklerim. Ama çoğunluğu diyelim. Sürçü lisan ettiysek affola.
Ama bu konuda çok doluyum. Çünkü millet olarak çok ciddi eksikliklerimiz var özellikle işletmelerde göstermediğimiz nezaket ve anlayış konusunda. Sebebi ne biliyor musunuz ?
Çünkü bizim turizmle uğraşan bir çok çalışanımız, işletme sahipleri dahil, hayatlarında bir kez bile turist olmamış insanlar…
- Seokguram Grotto : Neyse sadede geçelim. Hemen çantaları bırakıyoruz. Otobüse (10-11 veya 700 ) nolu binip 1 saat sonra son durakta iniyoruz. Sonra tam da indiğimiz yerden bir otobüse daha binip, ki 12 nolu otobüs, yaklaşık 20 dakika sonra bu tapınağın bulunduğu bölgeye geliyoruz.
Peki burası neden önemli ? Granitten yapılmış olan taş bir buda heykeli olan bu tapınak, 751 yılında inşa edilmiş ve 24 yıl sonra tamamlanmış.
Yine Silla krallığı tarafından inşa edilen tapınak Kim Dae-Seong’un karısı için yapılmış. Öyle diyorlar. Tapınağa gelirken tamamen izole olmuş olan bir ormanın içerisinden yürüyoruz. Sadece kuş sesleri hakim.
Zaten bu dinin en önemli felsefelerinden birisi de sanırım dingin ortamlarda ibadet etmek. Hep bir sakinlik hep bir doğa. Bu yüzden seviyorum bu dini.
He birde giriş ücreti 4,000 won ve içerde maksimum 1 saat dolaşmak yeterli. Zaten 1 saat sonra bir sonraki otobüse binip ülkenin en önemli tapınaklarından birisi olan Bulguksa’ya ilerliyoruz.
He bu arada tapınağın içerisinde yer alan buda heykelinin olduğu kısımda fotoğraf çekmek yasak. Burasının dünyanın en iyi tapınaklarından birisinin olduğunu iddia ediyorlar. O yüzden onlar için çok kıymetli.
- Bulguksa Temple (Tapınağı) : Seokguram’dan yine 12 nolu otobüse binerek, Budist Sanatı Altın Çağı’nın en önemli yapısı olan ve budist rahipler tarafından da hala aktif olarak kullanılan ve birçok budist tarafından da kutsal sayılan tapınağa gidiyoruz. Bu tapınağın en önemli özelliği, 600 yıllık bir tapınak olmasına rağmen hala ayakta olması.
Hem de tek bir çivi dahi kullanmadan yapılmasına rağmen. Girişte 4,000 won ücretimizi ödeyerek hemen başlıyoruz gezmeye. Önce kapının içerisinde yer alan ağaçtan yapılmış olan heykeller bizi karşılıyor. Bu heykellerin tapınağı koruduğuna inanıyorlar. Sonrasında yemyeşil bir orman ve küçük bir göl. Sanırsın bir filmin içerisindeyiz…
Çoğu tapınak da olduğu gibi burada da bir sessizlik hakim. Ormanın yamacına kurulmuş oldukça büyük bir tapınak burası. Tapınak ve tapınaklar aslında.
528 yılında inşa edilmiş bir yer. Gerçi sonrasında birçok kez yenilenmeye gidilmiş. Hatta 40’tan fazla yenilenme olmuş. En büyük özelliği ise, birçok hazineye ev sahipliği yapması. Hatta içerisinde Kore’de yer alan en önemli 2 pagodadan birisi var.
Silla Krallığının yaptığı çok güzel ve tarihi yapılardan olduğu için, ülkede oldukça önemli bir yer. Tapınağın içerisinde yer alan bütün odaları tek tek geziyoruz. Ara sıra budist rahiplere ve dua eden Kore halkına da eşlik ediyoruz.
Yaklaşık 1 buçuk saat kadar bir süre yeterli oluyor. Sonrasında çıkış kısmından yolumuza devam ediyoruz ve bir sonraki durağımız olan Gözlem Evi’ne gitmek üzere 700 numaralı otobüse biniyoruz. Gitmeden önce görmeniz için, tapınakta çektiğimiz vidyoyu da aşağıya ekliyorum.
- Cheomseongdae Observatory (Gözlem Evi ) : Yol boyunca gördüğümüz göller, parklar, bahçeler, mahalleler bizi büyülüyor. Çok ama çok güzel bir şehir planlaması yapılarak yaratılmış bir şehir burası. Küçük, şirin, sakin,sessiz…
Bu arada Kuzey Kore ile olan savaştan sonra, ülkenin yeniden inşasında ABD çok ciddi görev üstlenmiş. Bu yüzden bir çok yeni yapılan şehirde, ABD etkilerini görmek mümkün. Zaten bizde gezerken bunu farkediyoruz.
Özellikle şehrin sokakları, sadece Gyeongju’da değil bütün şehirlerde, ABD’de ki sokak ve caddelere oldukça benzer. Derken 45 dakika sonra Gözlem Evi’ne geliyoruz. Burası Doğu Asya’da yer alan en eski Astronomik Gözlem Evi. 632-647 yılları arasında yapılmış. Kocaman bir parkın ortasında yer alıyor. Starkule anlamına gelen bu yapı havadurumunu tahmin etmek için, yıldızları takip ederek kullanılıyormuş.
Ülkedeki 31 ulusal hazineden birisi. Eee sonuçta dünyanın en eski rasathanelerden. Bir kare içerisinde yer alan 12 büyük temel taş var ve her 2 tarafta 3 adet taş var. Bunlar 12 ayı sembolize ediyormuş.
362 tane taş da bir ay yılındaki toplam gün sayısını temsil ettiği söyleniyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, biz dışarıdan bu konularda hiçbir bilgisi olmayan turistler olarak baktığımızda sıradan bir yapı gibi gördük. Ama meğer ne önemli bir yapıymış, araştırdıkça sonradan anladık.
- Tümülüsler : Gözlem evini de gördükten sonra, hemen karşısında yer alan tümülüslerde biraz oyalanıp fotoğraf çektirdik. Hayatımda ilk defa tümülüs görmüştüm.
Aslında tümülüs, bir mezar ya da mezarlık içeren, toprak yığılarak oluşturulan tepeciklere verilen ad. Bu tepeler yemyeşil görünür ve ilk başta sadece fotoğraf çekmek için sizi içine çeker.
Ama aslında, o tepelerin altında bir sürü mezar yer alır. Özellikle gözlem evinin etrafındaki bir çok bölgede, koruma altına alınmış olan tümülüsler bulunur. Bu mezarların altında ise, krallara ait parçalar ve eşyalar da yer alır. Ama bu eşyaların bir çoğunu, sadece koruma altına alınmış olan müzelerde görebilirsiniz.
- Anapji Pound (Göleti) : Tümülüsleri ve Gözlem Evi’ni de gördükten sonra, artık yavaş yavaş hava kararmaya başlıyor. Ormanlık alanın içerisinde yürüyerek bir sonra hedefimize ilerliyoruz. Hava ilk defa çok güzel. Bizimle birlikte binlerce Kore vatandaşı da, bu parkın bulunduğu bölgede geziyor.
Yol boyunca hala devam eden kazı çalışmalarını görünce, bölgenin ne kadar tarihi olduğunu anlıyorsunuz. 15 dakika kadar yürüdükten sonra, ışıklarla bezenmiş harika tapınakların olduğu ve bizimde en çok beğendiğimiz Anapji’ ye varıyoruz. Girişte kişi başı 2,000 won giriş ücretini ödüyoruz. Girişte çektiğimiz vidyoyu da aşağıya ekliyorum.
Burası 14 y.y da inşa edilmiş bir gölet. Bu gölette 30,000 ‘den fazla eşya ve emanet bulunmuş. Bulunan bu eşyalar ise Gyeongju Ulusal Müzesi’ne taşınmış. Burası aslında sarayın bir bahçesi olarak tasarlanmış.
Bahçe ve gölet, krallığın ihtişamına ihtişam katmış ve özellikle kralın ve ailesinin dinlendiği bir bölgeymiş. Biz akşam ışıkların yarattığı harika manzaralara tanık olarak bütün göletin etrafında yürüdük.
Hem bu yapıların güzelliği hemde ışıklandırması ile göle yansıyan manzaralar, fotoğraf çekmek için harikaydı. Daha sonra da otobüse binerek, Otobüs Terminali’ ne yol aldık ve bir sonraki durağımız Busan’a gitmek üzere, Gyeongju’ dan ayrıldık.
Özetle ; Gyeongju, Silla krallığının bu topraklarda hüküm sürdüğü yaklaşık 1,000 yıllık sürede geride bıraktığı harika binaların, sarayların, dini tapınakların başkenti bir şehir. Aslında sadece tarih olarak değil, bir şehirde olması gereken muhteşem şehir planlaması ile de bizim gönlümüzü kazandı.
1 gün gibi kısa bir sürede gezilebilecek heryeri gezmemize rağmen, buradan ayrılırken “Acaba burada mı kalsak !” diye söylenip duruyorduk. Ama Busan’da otel rezervasyonlarımızı yaptırdığımız için, el mahkum bir sonraki durağımıza varmak için yola koyulduk.
8. Gyeongju’da Kaç Gün Kalmalı ?
Gyeongju’da kaç gün kalsak yeter ? Günübirlik de gidebilirsiniz, 1 günde kalabilirsiniz. Eğer bizim gitmediğimiz eski bir köy olan Yandong köyüne ve aşağıda belirteceğim müzeleri de görmek isterseniz, mutlaka 1 gün kalın. Ama görmeyecekseniz, günü birlik gitmek yeterli olacaktır.
9. Gyeongju’da yapılmadan dönülmemesi gerekenler neler ?
- Seokgram tapınağının ana girişinde 1,000 won ödeyerek çanı çalmadan
- Bulguksa tapınağında ayinlere katılıp, dua etmeden
- Gözlem Evi ve Tümülüslerin olduğu parkı doyasıya gezmeden
- Anapji’yi akşam görmeden
- Fırsatın olursa Yandong köyünü de görmeden
dönme. Bizim Güney Kore’de en beğendiğimiz bu şehirde, daha kim bilir keşfedecek neler vardı. Ancak bazı yerleri tam anlamıyla keşfetmek için, böyle 1-2 gün yeterli olmuyor ne yazık ki. Umarım sizin bolca vaktiniz olur ve tarihi bir şehir olan Gyeongju’yu ve civarını doyasıya keşfedersiniz.
10. Gyeongju’ya ne zaman gitmeli ?
Gyeongju’ya gitmek için en ideal mevsim ne zaman ? Seul için ne demişsem aynısı geçerli. Yazları sıcak ve yağmurlu. En ideal aylar Nisan-Mayıs veya Eylül-Ekim olacaktır.
Ama “Yağmur, sıcak ve nem çokta önemli değil, başka zamanda bulamayız.” diyorsanız, merak etmeyin. Yazın da bir şekilde geziliyor. Test edildi. Onaylandı. Deneyimlendi…
11. Gyeongju’da benim yapmadığım ama size önerilerim neler ?
- Şehrin meşhur ekmeğinden ye
- Fırsatın olursa Yandong köyüne de git
- Gyeongju Ulusal müzesine gitmedim. Yaklaşık 4,500 parça eser sergileniyormuş.
- Silla Sanat ve Bilim Müzesi’ ne de git
Bu 4 önemli şeyi deneyimleyemedik. Umarım sizin vaktiniz olur da yaşarsınız…
12. Gyeongju Hakkında Uyarılarım
- Otobüs terminalinde, bavulunu koyacağın locker dolapları olacak. Ama muhtemelen full olacak. 100 metre ilerde yer alan otele rica et. Onlar küçük bir odalarına koyuyor. En büyük dertten kurtulmuş olursun.
- Bütün tapınakları erkenden görmeye çalış. Çünkü akşam 6’da bir çoğu kapanıyor. Buraya kadar gelip, göremeden dönersen yazık olur.
- Otobüse binerken bozuk paran olsun. Şöför para bozdurmuyor. Bilgine…
Gerek Anapji Göleti’nin sunduğu harika manzaralar, gerek Silla krallığına dair geride kalan eserler ve tek tek gezdiğimiz tapınaklar, gerek şehrin harika düzeni bizi çok etkilemişti.
1 gün kadar kısa bir süre olmasına rağmen, oldukça keyifli ve kültürel bir seyahat olmuştu. Ne Seul’ün o kalabalığı, kargaşası, kaosu, ne de gürültüsü vardı bu şehirde. Sessiz, sakin ve huzur doluydu bizim için.
Seul’de ne kadar yorulduğumuzu, büyük şehirleri ne kadar sevmediğimizi bir kez daha farkettik. Aslında farkettiğimiz, yavaş yavaş bir şehirden ne beklediğimizi, ne istediğimizi gösteren sakin, dingin bir şehirde yaşama hayali. Türkiye’ de asla bulamayacağımız, kuş misali oradan oraya uçarken sürekli böyle şehirlere ah ettiğimiz, kıskandığımız güzel bir şehirde nefes alma hayali…
Bir sonraki durağımız ülkenin en büyük 2. şehri ve ecdadımıza olan vefa borcumuzu ödemek için Japonya‘dan önce son durağımız Busan Gezi Rehberi…
Canım Gyeongju yorumsuz kalmış 🙁
Burası için UNESCO şehri demek mümkün. Resmen tüm şehir koruma altında ^^
Gyeongju’yu bisikletle gezmenizi şiddetle tavsite ediyorum benim de pişmanlığım budur ! Gyeongju tarihi önemi ile İstanbul’daki tarihi yarımadaya benziyor. Bir şehir ile neredeyse tüm Kore tarihine, kültürüne ve uluslararası ilişkilerine dair bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Gyeongju’nın doğası da oldukça güzel. Eğlence ve gece hayatı bakımından benim önerim hostelde kalıp misafirler ile yiyip içmek !! Şehirde yemek fiyatları uygun olsa da ” benim için 1 $ bile önemli” diyenler ise merkezdeki sokak yiyeceklerinin satıldığı pazardan alışveriş yapabilirler. İsteğe göre alınan yiyecekleri dukkanlardan birinin oturma yerinde oturup yemek mümkün.
** Beni şaşırtan sokak yemekleri yediğimiz yerde, tahtaların üzerinde oturduk ve dış görünüş olarak hiç albenisi yoktu. Ancak oturduğumuz tahtalar alttan ısıtmalıydı ! Kore böyle muazzam bir ülke ^^