Seyahat Ederken En Çok Yapılan Hatalar

Her şey muhteşemmiş gibi başlar. Onca zaman çalışırsın, didinirsin “Sırf 2 hafta keyif yapayım.” diye kaçar gidersin hayallerinin ardından Paris’e, Barcelona’ya, Bangkok’a, Hongkong’a, Dubai’ye. Neyse her şey güzel gider. Hava mis gibidir. Tarifsiz bir heyecan başlar. Mutluluk hormonları tavan yapar. İyi güzelde, tatil ya istediğin gibi gitmezse ? Ya bir yerde hata yaparsan ? Ya keyif, keyiflikten çıkıp rezilliğe dönüşürse ? “Var mıdır bunu engellemenin bir yolu, yöntemi Deniz kardeş ?” diyen gezme meraklısı kardeşim. Vardır. Haydi gel anlatayım.

Tac Mahal-Agra-Hindistan

1-Doğru düzgün araştırmamak. Her şeyi pahalıya mal etmek.

200 TL’lik bilete 400 TL ödemek. 50 TL’lik otele, 100 TL ödemek. Önce bu yöntemleri bilmek lazım. Bir yere gitmeden önce “Ucuz Uçak Bileti Arama Motorları” ve “Ekonomik Konaklamanın Yolları” yazımı okumanı tavsiye ederim. “Bir şey satın alınırken kazanılır !” derler ya hani.

Vatikan-Roma-İtalya

İşte bu yazılarda anlattığım yöntemleri kullanırsanız, en az % 30 daha indirimli tatil yapma şansınız olacak. Hala benim çok zengin olduğumu mu sanıyorsun ? Sakın sanma. Sıradan bir adamım. Sadece bu yöntemlerin sırrını çözdüm hepsi o…

2-Gereksiz eşya yığını taşımak.

Onu da alayım, şunu da alayım diye sırtçantanı doldurdukça doldurasın gelir. Sürekli ihtiyacın olacakmış hissine kapılır gidersin. Ama inan bana sırtına alacağın 1 kilo ekstra yük, yol boyunca 100 kilo ağırlık gibi gelecek. Hem ayrıca inan bana alacağın bir çok kıyafeti giymeyeceksin bile.

Shinkansen Trenleri-Japonya

O yüzden, yanına alacağın eşyalardan çok, içine dolduracağın hayallerin önceliğin olsun. Sırt Çantasında Olması Gerekenler yazıma bakabilirsin.

3-İlk gideceğin otelin adresini GPS’e kaydetmemek.

Seyahat ederken en büyük sorunlardan : Süründürür adamı. Bir heyecan havalimanından şehre varırsın. Kelebekler uçuşur heyecandan. Neyse otele gitmek için yola koyulursun. Ama bir şeyi unutmuşsundur ! Otelin adresini doğru düzgün GPS’e kaydetmemişsindir.

Pisa-İtalya

Elindeki çıktılardan da adresi çıkaramıyorsundur. Yağmur yağar. Saat gecenin yarısıdır. Adres soracak kimse yoktur. Kalırsın bir başına. Nereden mi biliyorum ? İlk Roma‘ya gittiğimizde başımıza gelmişti. Çocuktuk o zamanlar. Ama yağmur başka yağardı, heyecanı bambaşkaydı…

4-Havalimanlarını şaşırmak.Sabiha yerine Atatürk’e gitmek

Bu ne demek biliyor musun ? Bu pek muhtemel mahvolmak demek. Planlarının yerle bir olması, bütün ruh halinin çökmesi demek. Düşünsene. Tokyo’dasın veya New york’da. Uçağa binip artık İstanbul’a döneceksin. Tatilini doya doya geçirmişsin. Artık yolun sonu.

Derken havalimanına geliyorsun. Check-in işlemleri için hazırlanıyorsun. Ve çalışan size aynen şunu söylüyor “Deniz Bey. Siz yanlış havalimanına gelmişsiniz. Diğer havalimanı 2 saat ileride. Uçuşunuza da 1 buçuk saat var…”

Hani gözlerinin önünden tüm hayatın geçer derler ya. İşte gözlerini kapat ve durumu hayal etmeye çalış. Yıkılırsın yıkılır. O yüzden buna çok ama çok dikkat etmek gerekir.

Singapur-Changi Havalimanı

He bu arada : Eğer böyle bir durumla karşılaşırsan ne yapacaksın biliyor musun ? Hemen uçacağın firmanın ofisini bul veya müşteri hizmetlerini ara. O uçak artık zaten kaçacak.Paranı kurtarmaya bak.

Eğer kabul ederlerse ; ya bir sonraki uçuşla değiştir, ya uçuşunu açığa aldır ya da aradaki farkı ödemeyi kabul et. Pek muhtemel bunların hiç birisi mümkün olmayabilir. Ama yinede şansını dene derim. Tecrübeyle sabit…

5-Seyahat sigortası yaptırmamak.

Bunu yaptırmamak öyle pahalıya mal olur ki ! “Bana bir şey olmaz. Tatilde başıma ne gelecek Allah aşkına !” der, basar gidersin. Sonra Allah korusunda benim gibi Tokyo’da eşek arısı sokar. Valla bak. Şaka yapmıyorum. Yalnış da okumadın. Tokyo. Olur mu oluyor işte. Neyse.

Todaiji (Bir Budist Tapınağı)- Nara-Japonya

Bu seyahat sigortasına vereceğin zaten 3-5 kuruş para. Ne olur “Boşver” deme. Sağlık açısından en kötü durumlardan bahsetmek istemiyoru. O yüzden önlemi almakta fayda var. Hatta yurtdışı seyahat sağlık sigortası yazımı da bir oku derim.

6-Seyahat evraklarını iyice kontrol etmemek. Yanında kopyalarının olmaması.

Sanırım bu uyarımı 10.000 kez falan yapmışımdır. Dostum. Seyahat ederken, her daim pasaport-otel-uçak bilgilerinin fotokopileri yanında olsun ve her daim birer örneklerini de kendine mail olarak at. İnsanın başına ne geleceği belli olmaz.

Fransa’dan Gelecek Olan Japan Rail Pass Bileti-Japonya

Hem ayrıca Hindistan gibi ülkelerde, eğer uçuş bilgilerinizin fotokopisi veya mobil ortamda kanıtları yoksa, havalimanına bile giremeyebiliyorsunuz. O yüzden biz her daim önlemimizi alalım. Hindistan gezilecek yerler yazıma bakabilirsin.

7-Bilgisizce gezmek. Yeterince araştırmamak.

Parayı, tatili falan geçtim de, oralara kadar gidipte, şehirleri, kültürleri doğru düzgün araştırmadan gidenlere çok üzülüyorum. Bir gün Tayland‘tayız. İlk gidişimiz. Neyse gece kulüpleri falan tıklım tıklım. Kimseyi de kandıramayalım şimdi. Mekanların % 80’i de kadın.Gidecek olanlara baştan söyleyeyim. Neyse.

Tayland-Bangkok

Derken orda Galatasaray forması giymiş bir abi ve yanında da Fenerbahçe forması giymiş bir Taylandlı kadın gördük. Gittik hemen yanlarına. İnsan gurbet ellerde hele bir de 22 yaşındayken kendi memleketinden birilerini görünce çok mutlu olur ya hani.

Neyse. Abiye selam verdik :  “Abi nasılsın ya ? Ne güzel buralarda Türk görmekte varmış ! Biz nerelere gidelim buralarda abi ? Sen bilirsin “. Vallahi o zamanlar insanların neden Tayland’a gittiğini bilmiyordum.

Biz deniz-kum-güneş-fotoğraf peşindeydik. Abi cevabı verince anladım. “Vallahi kardeşim. Biz akşamüzeri uyanıyoruz. Yemek yedikten sonra buraya geliyoruz. Sonra direk yine otele. Gündüz yine uyuyup akşam tekrar buraya dönüyoruz. ” dedi.

Koh Samui-Tayland

Ah salak ben ” Abi neden gezmiyorsunuz ? Gezmicekseniz neden geldiniz o halde ?” dedim ve abinin yüzündeki o şeytanı gördüm. Meğer biz çok farklı düşünüyormuşuz. Gerçi abiye de saygı duydum.

Herkesin kendi hayatı bize laf söylemek düşmez ama işte insan üzülüyor. Bilmiyorum. Oralara kadar gidip, gezmemek bana çok ama çok saçma geliyor. O adalar, o tapınaklar, o masmavi deniz, o doğa. Nasıl gezilmez yahu !

Phi Phi Adası-Tayland

Yani anlayacağın kardeşim, Allahınızı seviyorsanız, önceliğiniz insanları, dinleri, toplumları, kültürleri anlamak olsun. Hayatta uçkurdan daha önemli şeyler var bu dünyada. Bunu belirtmek istedim.

Çünkü kendime yemin ettim. Bir gün birileri sesimi duyacak olursa, aklımdan geçen ne varsa anlatıp, insanlara bildiğim doğruları önereceğim diye.

Ne yaparsanız yapın ama gittiğiniz yerlerde toplumları, kültürleri, yaşam biçimlerini öğrenmeye de bakın. Öğrendiğiniz her bir bilgi, bir sonraki nesil için taşınması gereken bayrak niteliğinde olacak. Lütfen beni yanlış anlama !

8-Tek seferde heryeri görmeye çalışmak.

Koşturma. Acele etme. Bir yerlere yetişmeye çalışma. Bıkmadın mı şu İstanbul’dan, bir yerlere koşuşturmaktan ? O yüzden kendince önceliklerini belirle. Birilerinin çok sevdiği yerler, belki senin hiç ilgini çekmeyecektir.

Gili Adaları-Endonezya

O yüzden planlarını sıkıştırma. Canın ne istiyorsa rahatça yap. Biz Türkler’in en çok yaptığı hatalardan birisi de budur. Olay “tik” atmaktan çok, anın tadını çıkarmaktır. Keyfini çıkar.

9-Yanında çok para götürme ve herkese güvenme.

Yanına dünyanın parasını alma. Zaten artık her yerde ATM var. E kredi kartı da geçiyor. Seni idare edecek kadar para al. Çok para götürdüğün zaman stres olursun. Çok zenginsen hiç bu yazdıklarımı dinleme bile.

Amsterdam-Hollanda

Ama senin için önemli meblağlarda bir rakam ise, o halde parayı bölmekte fayda var. O para bir kez kayboldu mu ne yapacaksın ? Her daim ikinci bir planın olsun. Hatta tatilde paramı nasıl taşımalıyım yazımı bir oku derim.

Las Vegas-Rüya Şehir

Sonra. Diyelim bu işi halletin. Paranı her daim bütçeli harca. Yoksa Las Vegas‘a gider, 2 haftalık rıskını 1 gecede harcarsın. Yapan arkadaşlar var oradan biliyorum… O yüzden günlük bütçen olsun.

Mesela günde 50 dolar gibi düşün. Bir gün 60 diğer gün 40 harcayacak şekilde planlamanı kendin yaparsın artık. He bir de sakın herkese güvenme.

Özellikle adres ve para bozdurma konularında. Her daim çakallık yapabilirler. O yüzden birisine bir soru sorduktan sonra en az 2-3 kişinin daha fikrini al derim. Bu hususta dikkatli olmakta fayda var.

10-Pespembe bir dünyada yaşama. Şehirlerin gerçeklerine hazır ol.

Gideceğin bir çok şehirde ne olacak biliyor musun ? Yeri gelecek, o hayalini kurduğun yapıları, sokakları, binaları görünce “Bu muymuş yani ? ” diyecek, çokta etkilenmeyeceksin.

Filmlerde gördüğün yerleri öyle güzel pazarlayacaklar ki, gidip gördükten sonra nasıl bir tuzağın içerisine düştüğünü görünce biraz hayal kırıklığına uğrayacaksın.

Jaipur-Hindistan (Öyle özledim ki…)

O yüzden çok fazla beklenti içerisinde olma. Bazen görmekten çok yolda olmak insanı daha mutlu eder. Bunun keyfi sana yeterde artar bile. Bil istedim…

11-Aktarma sürelerini uzun tutmamak.

Aktarma sürenin en az 2-3 saat arasında olmasına özen göster. Neden biliyor musun ? Diyelim Tokyo’dan Seul aktarmalı İstanbul’a uçacaksın. Ancak aktarma zamanın 1 saat. Ya Tokyo’dan uçak geç kalkarsa ? Ya uçak indikten sonra bir sonraki uçağa gidene kadar çok oyalanırsan ?

Seul-Güney Kore

Pek muhtemel uçak kaçacaktır. Ama Tokyo’da bindiğin uçakta, Seul’den İstanbul’a uçacağın uçakta aynı firma tarafından alınmışsa çok önemli değil. Sorumluluk onlarda olacaktır. Ama sen parça parça bu biletleri almışsan, sorumluluk sende olacaktır. Haberin olsun.

12-Pasaport geçerlilik süresinin bitmeye yakın olması.

Bir çok ülke 6 aydan az kullanım zamanı kalan pasaport sahiplerini ülkelerine almayabiliyor. Hatta bir çoğu vize de vermiyor. İşte bu yüzen yola düşmeden önce, pasaportunun geçerlilik tarihini her daim kontrol et derim.

Kahire-Mısır Couchsurfing Arkadaşlarımız İle

Sonra bütün planların suya düşebilir. Bu, bir çok seyahat sever tarafından göz ardı edilen bir durumdur.

13-Turist olmak. Şehrin yerlisi gibi yaşamaya çalışmamak.

Tabiki gezilip, görülecek yerlerin hemen hemen bir çoğu turistik olacak. Ama özellikle yeme-içme ve alışveriş gibi etkinliklerinizde olabildiğince turistin az olduğu hatta hiç olmadığı yerlere gidin.En az % 30 farkedecektir.

Kyoto-Japonya

Bunu Sultanahmet’te yiyeceğiniz bir akşam yemeğinde ödeyeceğiniz yemek masrafınızla Taksim’in ara sokaklarında bulunan esnaf lokantalarının fiyatlarını düşünerek kendiniz de fark edebilirsinz. Biz “Turist” değiliz. Unutma !

14-İngilizce bilmeden gezilmez sanmak.

Biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bu konuda çok korkuyoruz. “İngilizce bilmiyorum. O yüzden Türkiye’de geziyorum.” inancını kafanızdan tamamiyle atın. Tahmin edebiliyorum.

Eğer henüz hiç yurtdışına çıkmamışsanız başlangıçta çekingen olmanız normal. O halde önce bir tur firması ile yurtdışı deneyimi yaşayın.

Kayangan Gölü-Coron Adası

Uçağa nasıl binilir, sınırdan nasıl geçilir, yabancı ülkelerde nasıl dolaşılır tur sayesinde bunu deneyimleyin.

Bir sonraki seyahatinizde de farklı bir şey olmayacak. Dünyadaki bütün havalimanları da, havayolu şirketleri de hep aynı mantıkta çalışır. Asla korkmayın. Bu güzellikten mahrum olmayın !

15-Konaklanacak yerin yanlış seçilmesi.

Ucuz olsun diye şehir merkezine uzak yerden otel/hostel ayarlama durumu. Mesela, İstanbul’u ele alalım. Turist olarak İstanbul’a gelecek olsan ve fiyatları listelesen en ucuz yerler hangi ilçeler olacaktır ? Avcılar, Beylikdüzü, Kartal gibi yerler değil mi ?

Düşünsene, İstanbul’a tatile geliyorsun ve Sultanahmet, Kapalıçarşı, Taksim gibi yerleri gezmek önceliğin olacak. Sen de kalkıp Kartal’dan her gün bu rezalet şehir trafiğini çekiyor olacaksın ! Değmez değil mi ? Bu yüzden, eğer ciddi fiyat farkı yoksa, her daim şehir merkezi önceliğiniz olsun. Keyfi ve rahatlığı başkadır.

“Yurtdışına giderken nasıl hazırlıklar yapılmalı, yurtdışında nelere dikkat edilmeli ve yurtdışında nasıl gezmeli ?” sorularının yanında, yurtdışında seyahat ederken doğru bildiğimiz en büyük yanlışlar bunlardır.

Hep güzelliklerden bahsedecek değilim ya. Biraz da farkında olmanız gereken durumları da anlatayım dedim. Ben aslında yabancı bir firmada Risk analisti olarak çalışıyorum.

Goa-Hindistan (En Mutlu Olduğum Anlardan )

Bütün hayatım “Acabalar” üzerine kuruludur. İşin bana kattığı en önemli yetkinliklerden birisi de bu “B planları”nı her daim göz önünde bulundurmak, bütün seyahatlerimi daha da kolay hale getirdi.

Senin de bu yöntemleri öğrenmeni ve dünyanın en güzel duygusu olan seyahat etme hissini yaşamanı istediğim için, bu önlemleri de bir yandan hatırlamanı istedim.

Hatta tatillerine çıkmadan önce “Ucuza Gezmenin 10 Yolu” ve “Seyahate Çıkmadan Önce 10 Öneri” yazılarımı da mutlaka bir oku derim.

Bu yazılarımda da, seyahate çıkmadan önce bilmen gereken önemli yöntemleri ve şahsen benim de sürekli kullandığım ekonomik yolları tek tek anlatıyorum.

Bali-Endonezya

Benim başka söyleyecek, tüyo ve ipucu verecek, seni teşvik edecek, ekonomik ve ucuz gezme yöntemlerini anlatacak, pasaport-vize işlemlerinden bahsedecek, uçak-otel-tren biletlerinin nasıl ayarlandığını özetleyecek yazım kalmadı. Bildiğim ne varsa, uyguladığım ne varsa “Seyahate Çıkmadan” menüsü altında her şeyi anlattım.

Umarım 26 yaşındaki bir adamın 50’den fazla ülkede yaşadıkları bu seyahat ve gezi önerileri senin için işe yarar ve bir an önce yurtdışına gitme konusunda planlar yaparken, çorbada bizim de biraz tuzumuz bulunmuş olur. Gözünde bu işleri fazla büyütme. Abartılacak bir şey yok. Bir başlasan gerisi gelir. Asla da unutma. Her şey bir hayalle başlar. O yüzden asla hayal etmekten vaz geçme… Düş peşine…