Datça Gezilecek Yerler : Detaylı Gezi Rehberi
Datça denince aklıma; berrak koylar, gün batımı, bal-badem-balık, rüzgar, güzel yürüyüş rotaları, mis gibi temiz hava ve Can Yücel şiirleri geliyor. Aşağıdaki Datça gezilecek yerler listemde anllattığım Eski Datça kısmına bakarsanız, neden Can Yücel şiirlerinin aklıma geldiğini göreceksiniz. Ayrıca Datça Yarımadası, çevresindeki Bodrum ve Marmaris kadar popülerleşmediği için bakir kalmış ne kadar güzelliğinin olduğunu göreceksiniz. Ben çok sevdim buraları. Eski Datça’nın şiirsel sokakları, Knidos’un mükemmel gün batımı, Kumluk Plajı’nın akşamları ışıl ışıl olan atmosferi, Mesudiye’nin birbirinden güzel bükleri ve tüm bakir kalmış koylar… Resmen “Datça’da zaman dursun” dediğim yerler… Haydi o zaman lafı uzatmadan bu bahsettiklerimi aşağıda tek tek anlatayım :
1. Datça Gezilecek Yerler
Zamanında “Tanrı sevdiği kullarını Datça’ya gönderirmiş!” diye bir söz söylenmiş. Bölgenin çeşitli şifalı bitkisi, tertemiz havası, bedeni ve ruhu iyileştiriyormuş.
Bu sözün ne kadar doğru olduğunu zaten gidince anlıyorsunuz. Ben temmuz ayında gittim. Hava o kadar sıcak olmasına rağmen nem yoktu.
Hatta Ege ve Akdeniz’in birleştiği noktada bulunan Knidos Antik Kenti’nde hafiften üşüdüm diyebilirim.
Zaten aşağıda her şeyi daha detaylı anlatacağım. Ama şunu söylemek istiyorum ki, Datça’da en sevdiğim yerler; Kumluk Plajı, Eski Datça, Knidos, Vineyard ve Mesudiye büklerinden Ovabükü oldu.
Nedenlerini ise Datça gezilecek yerler listemdeki ilk başlık olan Eski Datça’dan başlayarak anlatayım :
Eski Datça
Datça tatilimin ilk gününe, Eski Datça’daki Mehtap Cafe’nin güzel serpme kahvaltısıyla başlıyorum. Kişi başı 35 TL olan kahvaltı gayet doyurucu ve kafenin ortamı da güzel.
Sonrasında kafenin hemen ilerisinde, köşede olan Karya Çay Bahçesi – Orhan’ın Yeri’ne gidiyorum. Burası Can Yücel’in hayattayken en sık uğradığı yer.
Zaten Can Yücel’e ait bir köşe yapmışlar. Şiirleri asılı. İnsan farklı hissediyor. Yeşillerin arasındaki bu çay bahçesinde meşhur Acı Bademli Datça Gazozu’ndan içiyorum. (4 TL)
Ardından kendimi rengarenk süslerle bezenmiş taş evlerinin olduğu sokaklara bırakıyorum. Zaten çok küçük bir yer olduğu için 1 saatte bitiveriyor.
Eski Datça sokaklarını gezmeye başlarken ilk uğradığım yer, Can Yücel’in evinin bulunduğu sokak. Evde eşi Güler Yücel yaşadığı için ziyarete kapalı. Sadece 12 Ağustos Can Yücel’i anma töreninde ziyarete açılıyor.
Diğer uğradığım yer, Can Yücel Sokağı’nın hemen yanındaki El Sanatları Sokağı… Teyzeler stantlarda el emeği göz nuru ürünlerini satıyorlar. Bu sokağın başındaki Nevo Datça’da da tamamiyle el ürünü takılar bulunuyor.
Gezimi tamamladıktan sonra Tekin Usta dondurmacısında Datça’nın meşhur ballı bademli dondurmasından tadıyorum (1 top 5 TL). Ve bir dahaki sefere Eski Datça’yı akşam ziyaret etmek üzere merkeze doğru geçiyorum.
Bu arada ben Eski Datça’da kalmadım ama gerçekten acayip tatlı butik oteller gördüm. Aşağıda “Datça’da nerede kalınır?” bölümünde bu otelleri inceleyip rezervasyon yapabilirsiniz.
Merkez / Liman
Datça merkezde denize girilebilecek Kumluk Plajı’yla başlıyorum gezmeye. Plaj, 17:30’a kadar kullanılabiliyor. Kumluk Plajı’nın arkasındaki balıkçıların arasından Datça Limanı’nın olduğu kısıma kadar yürüyorum.
Buradan günlük tekneler ve mavi tur tekneleri hareket ediyor. Mavi tur, teknede konaklamalı turlara deniyor. (Detaylı bilgi için Mavi tur nedir yazıma bakın)
Hemen limanın yan tarafındaki burunda; konserlerin, söyleşilerin, festivallerin ve tüm aktivitelerin düzenlendiği amfi tiyatro bulunuyor.
Limandaki büyük tekneleri geçtikten sonra merkezdeki 2’inci denize girilebilen Taşlık Plajı’na ulaşıyorum. (Kumluk Plajı’nın yanındaki Hastane Altı Plajı’nı saymazsak tabii)
Taşlık Plajı’nın yanında Ilıca Gölet bulunuyor. Bir nevi havuz. Bu kükürtlü suyun şifalı olduğunu söylüyorlar. Sahili bitirdikten sonra gelelim merkezdeki pazarlara :
- Bit Pazarı : Her ayın son pazar günü belediyeye ait üstü kapalı Datça Pazaryeri’nde kuruluyor.
- Sosyete Pazarı : Antikaların, vintage ürünlerin, el sanatlı eşyaların bulunduğu pazar, her pazar günü 09:00 – 18:00 arasında Limanı Datça Restaurant’ında kuruluyor.
Bu arada akşamları dışarı çıkıp dolaşabilmek ve Datça gezilecek yerlere yakın olmak istiyorsanız, merkezdeki otelleri incelemek ve rezervasyon yapmak için : Tıklayınız
Kumluk Yolu / Plajı
Günün sonunda tekrar Kumluk Plajı’na geçiyorum. Çünkü akşamları, aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz harika bir atmosfer oluşuyor.
Hani yukarıda 17:30’dan sonra Kumluk Plajı’nın kapandığını söylemiştim ya, işte bu saatten sonra plajın arkasında birçok balık restoranı, şezlong yerine yemek masalarını kurmaya başlıyorlar.
Ve tüm restoranlar birbirine uyum sağladığı için ışıklandırmalar da bir bütün olarak görünüyor.
Tabii ben de bu güzel ortamı es geçmeyip Dutdibi Fish Mekan’da güzel bir akşam yemeği yiyorum (aşağıda fiyatlarıyla birlikte detaylı anlattım).
Datça’nın güzel yaz akşamında dalga sesleri eşliğinde böyle bir atmosferde balık yemek, inanılmaz iyi geliyor.
Bu arada Datça gezilecek yerleri ben araç kiralayarak dolaştım. Uzak noktaları keşfe çıkarken inanılmaz yardımcı oluyor. Araç kiralamak isteyenler, şu linkten fiyatları inceleyip rezervasyon yaptırabilir.
Mesudiye Bükleri – Koyları
Datça’da 50’den fazla fıstık gibi koy bulunuyor. Ben en çok tercih edilen Mesudiye büklerinden kısaca bahsedeyim diyorum. Gezilecek yerlerin en güzel kısmını bu bükler oluşturuyor.
Merkezden başlayıp yaklaşık 20-30 dakika gittikten sonra sırasıyla şu güzel koylar karşılıyor :
- Kızılbük
- Hayıtbükü
- Ovabükü
- Kurubük
- Akvaryum Koyu
- Palamutbükü
Ben bu büklerin içerisinde ne çok Ovabükü’nü sevdim. Palamutbükü ile Ovabükü arasında kalan Akvaryum Koyu ise pırıl pırıl.
Tabii Datça’daki koylar ve plajlar bu kadar ile sınırlı değil. Hepsini daha detaylı olarak Datça Koyları ve Plajları yazımda anlattım. Mutlaka okuyun.
Yakaköy
Mesudiye büklerinin en sonunda bulunan Palamutbükü’nün üst kısımlarındaki Yakaköy’e gidiyorum şimdi.
Yakaköy’de insanlar geçimlerini; badem, arıcılık, turizm ve zeytin tarımından sağlıyorlar. Ve kendi üretimleri olan bu gıdaları evlerinin önünde ya da sokağa kurdukları tezgahlarda satıyorlar.
Köyün ilk yerleşim yerinde geleneksel toprak damlı evlerin yanısıra birçok eski yapı da bulunuyor. Köydeki Uluslararası Knidos Kültür ve Sanat Akademisi bu mahalleye güzel bir canlılık katmış (ukksakademi sitesinden etkinlikleri inceleyebilirsiniz).
Ama Yakaköy’de dikkatimi en çok çeken yer, eskiden yağların üretildiği 150 yıllık bir bina oluyor. Şuan bu bina, Yakamengen Cafe Restoran olarak hizmet veriyor ve binadaki makinalar hala çalışır durumda.
Arka bahçedeki zeytin ağaçlarının arasında serin serin oturup restoranın meşhur portakallı muhallebisinin tadına bakıyorum (25 TL). Tatlıyı ve mekanı, hatta çalışanları o kadar seviyorum ki ayrılmak gelmiyor içimden.
Ama gün batımını izlemek için Knidos Antik Kenti’ne doğru yola koyuluyorum :
Knidos Antik Kenti / Deveburnu Feneri
Yakaköy’de dinlenip 20 dakikada Knidos Antik Kenti’ne varınca yol yormuyor ama dönüşte virajlı yollardan merkeze ulaşmak, yaklaşık 1 saat sürüyor.
Çünkü Knidos, Datça Yarımadası’ının en batı ucunda yer alıyor. Burası eski Karia uygarlığının en önemli liman kenti. Bir koluna Ege’yi, diğer koluna Akdeniz’i taktığı için mükemmel manzaralara sahip.
Knidos Antik Kenti’ni gezmek için saat 19:00’dan önce gelmek gerek (giriş 12 TL, müzekartı olanlara ücretsiz). Kapalı olduğu zamana denk gelinse de antik kentin bölgeye yayılmış tüm eserleri, birçok noktadan görülebiliyor.
Antik kentin solundan denize doğru yaklaşıyorum. Güneşin son ışıkları tüm bölgeye vurup tatlı bir hava oluşturuyor. Temmuz olmasına rağmen rüzgar epey kuvvetli esiyor buralarda.
Ama! O nasıl bir gün batımı ki insanın tüm yorgunluğunu silip süpürüyor. Bu arada gün batımını izleyenlerden bir kısmı tepedeki Deveburnu Feneri’ne çıkmaya çalışıyorlar.
Ben ise fenerin yolu biraz zahmetli olduğu için ve hava kararmaya başladığı için gün batımından sonra tekrar antik kentin olduğu yere dönüyorum. Bu arada Knidos’ta tek bir işletme var, fiyatları normal.
Efsane bir gün batımı ve dolu bir günün ardından konakladığım Villa Aşına‘nın yolunu tutuyorum şimdi… Yarın son günüm. Datça’dan çıkarken yol üzerinde olan köylere uğrayayım diyorum :
Kızlan Köyü / Yel Değirmenleri
Datça’dan çıkarken Kızlan Köyü’ne uğramak istiyorum. Çünkü burası merkeze 15-20 dakika uzaklıkta, Datça’dan çıkarken solda yer alıyor.
Kızlan’da geçim kaynağının büyük bir kısmı tarıma dayalı. Hatta Kızlan Ovası’nda üretilen sebzeler, beldenin ihtiyacının büyük bir kısmını karşılamaya yetiyor. Bazı sebze-meyve üreten halk, arıcılıkla da uğraşıyor.
Bu arada köyde; Gebekum, Katıyalı, Gereme Kızlanaltı gibi sahiller bulunuyor. Hatta Gebekum ve Kızlanaltı sahillerinde 2 tane sörf tesisi mevcut. Bu sahiller, Datça’nın rüzgar sörfü yapılabilecek en uygun yerlerinden…
Bu güzel sahillerin yanı sıra köyde eski Kızlan Yel Değirmenleri’ni görmek de mümkün. Köye girmeden Datça dönüş yolunda, solda görünüyor.
Değirmenlerden bazıları özel mülk. (ev, restoran) Biraz ilerideki dar yoldan devam edildiğinde, otların arasından diğer değirmenlerin olduğu tepeye çıkılıyor. En uçtaki değirmene kadar gidildiğinde içindeki çarklar ve ahşap malzemeler görülüyor.
Bu değirmenlerin dışında, kesinlikle gün batımının ayrıca keyifli olduğu başka bir yel değirmenine doğru gidelim şimdi de….
Vineyard
Datça dönüşünde gün batımını izlemeye harika bir yere gidiyorum. Kızlan Yel Değirmenleri Datça dönüşünde sol tarafta kalıyordu ya, Datça Vineyard da yolun sağ tarafında, Kızlan Ovası’nda yer alıyor.
Burada deniz manzarası, gün batımı ve harika bağ-bahçe havası ile birlikte şarap içilebiliyor. Ayrıca bağlara bakan tarafda sessiz sakin konaklama imkanı da bulunuyor.
Yani hem bağ-bahçe üzümlerinden üretilen şarapları yel değirmeninin yanında gün batımına karşı yudumlayabiliyorsunuz, hem de burada konaklayabiliyorsunuz.
Ben Datça’da son günüm olduğu için aşağıda şarabımı seçip manzaraya karşı içmeyi tercih ediyorum. Katalogdan seçtiğim 3 şarabın tadına bakıyorum ve tadını en sevdiğimi seçiyorum.
Hatta çok sevdiğim için giderken yanıma hediyelik 1 şişe şarap alıyorum. Şişe şaraplar 42 TL’ye de var, 140 TL’ye de. 1 kadeh ise 15-30 TL arasında.
Aktur
Datça Vineyard’a 15 dakikalık bir mesafede bulunan Aktur için, “herkesin evinin olmasını istediği hayal gibi bir site” diyorlar.
“Diyorlar” diyorum, çünkü ben vaktim kalmadığı için uğrayamadım. Ama bir çok kişiden Aktur’un çok nezih bir site ve kamp alanı olduğunu duydum.
Ormanın içinde 2 ayrı plajın olduğu, kibar insanların yaşadığı, bahçelerinin çiçeklerle dolup taştığı çok huzurlu bir yermiş.
Dışarıdan geldiğinizde; isim-soyad, telefon numarası ve varsa araç plaka bilgilerini vererek sahili kullanabiliyormuşsunuz. (şezlong ücretli)
Sitenin arka tarafı da kampçılara ayrılmış. Gayet düzenli ve nezih bir ortamı olduğunu söylüyorlar. Tabii kamp yapmak için rezervasyon şart.
Eğer bu yazıyı okuyarak Aktur’a giden olursa, deneyimlerini aşağıya yorum olarak yazmayı unutmasın.
Bu arada Datça’nın nerede olduğunu, nasıl ulaşım sağlandığını ve yol alternatiflerini öğrenmek için Datça Nerede Nasıl Gidilir yazıma göz atabilirsiniz.
Bonus : Yarımadası Karia Yolu Rotası
Dünya’nın en güzel yürüyüş rotalarından olan Likya Yolu‘nu daha önce anlatmıştım. Hatırlarsanız Akdeniz kıyı şeridindeki Fethiye‘den başlayıp Antalya’ya kadar devam ediyordu.
Karia Yolu da 850 km. uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun yürüyüş rotası. Bozburun (Marmaris), Datça Yarımadası, İç Karia, Gökova Körfezi ve Muğla çevresinin bazı kesimlerini kapsıyor.
Karia Yolu Datça’da hangi bölgeleri kapsıyor?
Datça’daki Karia Yolu rotası; Eski Datça bölgesinden başlayarak Knidos Antik Kenti ve yarımadanın en ucundaki Deveburnu Feneri’ne kadar ulaşıyor. Ve Datca’nın kuzey şeridini aşarak Balıkaşıran’da sona eriyor.
Bu rotaya istediğiniz yerden dahil olup Datça’daki ufak bir kısmı yürüyebilirsiniz. Dilediğiniz yerde bırakmak ve rotaları her iki yönde yürümek size kalmış.
Karia Yolu yürüyüşünde nelere dikkat edilmeli?
- Uzun bir yürüyüş için kesinlikle tırmanış ayakkabınız ve yürüyüş batonunuz olsun.
- Kariayolu.com sitesinde detaylı kamping ve su kaynakları bilgilerini önceden öğrenin ve suyunuzu ona göre ayarlayın.
- Rotayı takip ettiğiniz kırmızı-beyaz işaretler silinmiş olabilir. Böyle durumlarda daha önce o rotayı yürümüş olanlar üst üste taşlar dizmişlerdir.
- Onları takip edebilirseniz. Ama uzun süre işaret görmezseniz, geri dönüp sapakları tekrar kontrol etmenizde fayda var.
- Eğer patika girişlerinde kırmızı boyayla çizilmiş “X” işareti görürseniz, o yola girmeyin.
Eğer Karia Yolu’nun Datça rotasını yürümeye karar verirseniz, sonbahar ve ilkbahar ayları en uygun zamanlar. Yazın da yürünebilir ancak güneşin tepede olduğu saatleri sadece dinlenerek geçirebilirsiniz. Yürümeye çekiniyorsanız, Datça gezilecek yerlerin en güzel manzaralarını Karia Yolu’nda göreceğinize emin olun.
2. Datça Nerede Ne Yenir?
Datça gezilecek yerlerden sonra gelelim yeme içmeye. Öncelikle Datça’nın bal-badem ve balık üçlüsünün meşhur olduğunu söyleyerek başlayayım söze. Yarımadanın farklı bölgelerinde badem bahçelerini görürsünüz.
Hatta bu bahçeler Şubat ayında çiçek açmaya başlayarak baharın habercisi olurlar. Özellikle Palamutbükü tarafında çiçek açan ağaçları fotoğraflayıp Yunan Adaları’nı izlemek harika olur.
Bu arada Datça’da bademi her şeyin içinde görebilirsiniz. Zaten Acı Badem Aromalı Datça Gazozu meşhurdur. Gazozun yanı sıra; kurabiye, kahve, dondurma, köfte ve mezelerde de badem karşınıza çıkar.
Ayrıca Ege ve Akdeniz’in birleştiği noktada olan Datça’da balık yemeden ve Ege mezelerinden tatmadan da dönmek olmaz. Bu yüzden size deneyimlediğim birkaç restoran-cafe önerisinde bulunayım diyorum :
- Eski Datça Mehtap Cafe : Kahvaltı yapılacak güzel bir yer. Ürünleri taze, mekan temiz. Ayrıca kahvaltı yaptıktan sonra Eski Datça sokaklarında turlayabilirsiniz. Fiyatlardan bazıları; Serpme kahvaltı 35 TL, gözleme 12-15 TL, badem kahvesi 8 TL, çay 2 TL.
- Karya Çay Bahçesi : Yukarıda anlattığım gibi Can Yücel’in sağlığında sıklıkla uğradığı kahve. Eski Datça’da bulunuyor. Ağaçların arasında eski kahvelerin havasını soluyorsunuz. Bazı fiyatlar; kahvaltı tabağı 30 TL, menemen 12 TL, bademli köfte 35 TL, Datça gazozu 4 TL, gözlemeler 10-20 TL arasında.
- Kumluk Sahili’nde Balık : Yukarıya fotoğrafını eklediğim ışıklandırılmış sahil, Kumluk Plajı. Gece efsane güzel oluyor. Buradaki balıkçılarda mutlaka bir akşam oturun. Ben Dutdibi Fish Mekan’da oturmuştum. 170 mezesi vardı. Bademli Girit Kabağı’nı baya sevdim. Bu sahilde alkol dahil 300-500 TL arasında güzel bir akşam geçirebilirsiniz.
- Tekin Usta : Datça’nın birçok bölgesinde Tekin Usta’yı görebilirsiniz. Ballı bademli dondurmasını öneririm. Topu 5 TL.
- Madsar Usta : Burayı da Palamutbükü Sahili’nde denedim. Karadutlu ve ballı bademli dondurması güzeldi. Topu 3 TL.
- Yakamengen Kafe Restoran : Datça’da en en sevdiğim yer. Yukarıda da bahsetmiştim. 150 yıllık bir bina şuan restoran olarak hizmet veriyor. Tertemiz, çalışanlar kibar, arka bahçesi huzurlu. Balık ve sebzeleri lezzetli. Portakallı muhallebisini denemelisiniz. Ana yemekler 25-75 TL arasında değişiyor. Pazartesi günleri kapalı.
- Akçabük Camping Restaurant : Palamutbükü’ne giderken yeni açılan Akçabük kamp alanı var, merak edip uğradığımda restoranında lahmacun yemek istedim. Fiyatının 15 TL olması biraz fazla gelmişti ama meğer boyutu büyükmüş. Çok aç değilseniz, 2 kişi 1 lahmacun ile doyarsınız.
- Vineyard : Datça’dan çıkarken yol üzerinde; bağ-bahçe, deniz manzarası, yel değirmenleri ve mükemmel gün batımıyla şarap içeceğiniz bir yer. Ayrıca kendi üretimleri olduğu için kataloktan istediğiniz 3 şarabı deneyip şişe ya da kadeh alabiliyorsunuz. Fiyatlar; şişe 25-200 TL, kadeh 15-35 TL.
3. Datça’da Nerede Kalınır? (Kamping, otel, pansiyon)
Datça’da her bütçeye uygun konaklama yeri bulunuyor. Ben merkeze yakın olan Villa Aşina’da konakladım. Sessiz, sakin, müze gibi bir otel.
Datça kalınacak yerler açısından her keseye ve zevke seçenek sunabilen bir yer. Biraz daha canlı bir tatil isteyenler merkez otellerini, tarihi taş evlerde kalıp dinlenmek isteyenler Eski Datça otellerini, denize girip doğayla baş başa kalmak isteyenler de büklerdeki otelleri ya da kamp alanlarını tercih edebilirler.
Zaten aşağıda otelleri bölge bölge ayırdım ve kamp alanı veya butik otel tercih edenler için ayrı ayrı önerilerde bulundum :
Otellerin üzerine tıklayarak tesisi inceleyebilirsiniz. Güncel fiyatlar sezona göre epey değişiyor.
Merkez Otel Önerilerim
- Villa Aşina : 2019 Datça tatilimde bu otelde konakladım. Sakin bir konumda yer alıyor. Otel, konfor ve sanatın birleşimi gibi… Özellikle girişteki antika eşyalar harika. Balayı çiftleri için çok güzel odaları mevcut. Oda fiyatları ortalamanın biraz üzerinde ama güncel fiyatları otelin üzerine tıklayarak inceleyin.
- Sapphire Otel : Otel, konum olarak güzel bir yerde. Çünkü plaja 20, limana 30 metre mesafede. Deniz manzaralı bir terasa sahip. Yine fiyatlar ortalamanın üzerinde ama güncel fiyatları otelin üzerine tıklayarak inceleyin.
- Konak Tuncel Efe : Adından da anlaşılacağı üzere otel, özgün bir dekorasyona sahip. Merkezde denize sıfır konumda yer alıyor. Otelin hemen önü, plaj. Fiyatlar ortalamanın üzerinde ama güncel fiyatları otelin üzerine tıklayarak inceleyin.
- Fuda Otel : Merkezde denize sıfır konumda yer alan otel açık tonlarda dizayn edildiği için odalar aydınlık. Ama yine de denize bakan tarafta konaklamanızı tavsiye ederim. Fiyatlar ortalama ama güncel fiyatları otelin üzerine tıklayarak inceleyin.
Eski Datça Otel Önerilerim
- Taş Konak : Manzarası, odaların rahatlığı, temizliği ve kahvaltısı çok güzel. Doğal taş duvarlar ve begonviller harika hissettiriyor. Fiyatlar ortalamanın üzerinde ama güncel fiyatları otelin üzerine tıklayarak inceleyin. Sezona göre değişiyor.
- Kaya Guest House : Tarihi doku içerisindeki huzurlu Eski Datça otellerinden biri daha. Kahvaltısının çok iyi olduğu söyleniyor. Fiyatlar yine ortalamanın üzerinde ama güncel fiyatları otelin üzerine tıklayarak inceleyin. Sezona göre farklılık gösteriyor.
- Yağhane Butik Otel : Burası zamanında beldenin ilk zeytinyağı üretimini yapan binaymış. Şuan 30 odasıyla Eski Datça’nın dokusunu yaşatan butik, güzel bir otel. Fiyatlar ortalama ama güncel fiyatları otel isminin üzerine tıklayarak inceleyin.
- Eski Datça Otel : Eski Datça’nın hemen girişinde bulunan otelin her odası ayrı ayrı tasarlanmış. Sedir ağacından el yapımı mobilyalar güzel bir hava katıyor. Tabii yine tarihi doku var. Fiyatlar ortalama ama güncel fiyatları otel isminin üzerine tıklayarak inceleyin. Tarihe göre değişiklik gösteriyor.
Mesudiye Bükleri Otel Önerilerim
- Savana Butik Otel : Ovabükü’nde yer alan otel; temiz, havuzun etrafı, bahçe düzenlmesi güzel olan bir yer. Ayrıca denize yürüme mesafesinde. Ayrıca sakinlik arayanlar için birebir. Fiyatlar normal ama güncel fiyatları otel isminin üzerine tıklayarak inceleyin.
- Mengen Konakları : Yine Ovabükü’nde huzurla dinlenebileceğiniz bir yer. Burası aile işletmesi, bu yüzden evinizde hissediyorsunuz. Odaları pansiyon ve apart konseptinde. Fiyatlar uygun ama güncel fiyatları otel isminin üzerine tıklayarak inceleyin.
- Otel Mavi Beyaz : Palamutbükü sahiline geldiğinizde dikkatinizi kesinlikle çekecek bir otel burası. Hoş tasarımı, özel plajı, terası, kahvaltısı, adı gibi mavi-beyaz iç açan renkleri insanı rahatlatıyor. Balayı ya da özel günler için iyi bir seçenek. Fiyatlar ortalamanın üzerinde ama güncel fiyatları otel isminin üzerine tıklayarak inceleyin. Sezon dışında daha uygun oluyor.
- Liman Pansiyon : Palamutbükü’ndeki 30 yıllık bu işletme, sahildeki en sakin alanda yer alıyor. Deniz manzaralı odaların yanı sıra salaş restoran kısmındaki lezzetler çok beğeniliyor. Aile işletmesi olduğundan o sıcaklığı hissediyorsunuz. Fiyatlar normal ama güncel fiyatları otel isminin üzerine tıklayarak inceleyin.
Kamp alanlarına geçmeden önce Datçada’ki tüm otelleri bütçenize göre incelemek isterseniz : Tıklayınız (kredi kartı gerekmiyor)
Kamp Alanı Önerilerim
- Öncelikle ödüllü kamp alanı olan Aktur Camping ile başlamak istiyorum. Datça merkeze 20-30 dakika mesafede bulunuyor. Denizi, yeşilliği, düzeni ve imkanları çok güzel. Ayrıca nezih bir alan. Datça’nın ünlü Aktur Tatil Sitesi’nin yanıbaşında. Rezervasyon şart. Kişi başı çadır ücreti; temmuz-ağustos 37,50 TL, haziran-eylül 27 TL, mayıs-ekim 17,50 TL. Ayrıca kamp alanında 20 oda bulunuyor. Odanın kişi başı fiyatı 105-150 arasında.
- Aktur’da kamp alanında kalmak istemezseniz, 31 villadan oluşan evlerde konaklayabilirsiniz. İncelemek için : Tıklayınız
- Aktur dışında; Datça merkezde, Taşlık Plajı’nın yan tarafında Datcamping kamp alanı bulunuyor. (2 kişi çadır 85 TL, Karavan yeri 125 TL)
- Ayrıca Mesudiye Bükleri civarında : Ezgim Camping, Gülbahar Pansiyon&Camping ve Akçabük Camping gibi alanlar mevcut.
En başta dediğim gibi, Datça’da her bütçeye uygun yer var. Öncelikle nasıl bir tatil istediğinizi belirleyip, bütçenize en uygun otelleri seçebilirsiniz. Hatta erkenden rezervasyon yaparsanız ya da tatilinizi sezon dışına denk getirirseniz, fiyatlar çok daha uygun olur.
Datça Hakkında İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar
Datça gezilecek yerler hem doğasıyla hem Eski Datça gibi tarihi dokuyu hissettirecek noktalarıyla hem de 50’den fazla güzel koyuyla insana bir tatilden beklediği her şeyi veriyor. Hele Ege ve Akdeniz’i birbirine bağlayan Knidos’taki gün batımına şahit olmanın verdiği huzur, tatilin en güzel anılarından oluyor. Bir de akşam yemeğini Kumluk Plajı’nın ışıklar içindeki nefis atmosferiyle tamamlayınca insan Datça’ya bir daha ne zaman gelebileceğinin planlarını yapmaya başlıyor. Umarım Datça tatiliniz için faydalı bir yazı olmuştur. Her zaman söylediğim gibi : Hayal edin, düşün peşine…
Datça’yı baştan sona güzel bir dille anlatmışsınız, kaleminize sağlık birkaç önerinizi not aldım.