Bled Gezilecek Yerler
Bled gölü gezilecek yerler nerelerdir ? Bled gölüne yakın nerelere gidilir ? Gorenjske bölgesi büyük olmasına rağmen altımızda araba olması sayesinde Bled gölü gezilecek yerler noktalarımızın birçoğunu görme fırsatı bulmuştum. Bled gölünde ve çevresindeki Triglav Ulusal Parkında tam bir gün geçirmiştim. Bu bir günlük gezide, Slovenya’nın o muhteşem doğasına aşık olmamak mümkün değildi. Ne yalan söyleyeyim, yetmedi fakat bir daha gidip göreceğim yerlerin listesine çoktan girdi bile. O yüzden Bled gölü gezilecek yerler konusunda ne varsa başlıyorum anlatmaya. Ama önce…
Bled Gölü ve Çevresinde Gezilecek Yerler
Şimdi size Slovenya gezilecek yerlerin başında gelen Gorenjske bölgesinin Bled gölü ve çevresindeki gezilecek ve görülecek yerlerin detaylı listesini harita üzerinde göstereceğim. Bunun yanında gezdiğim yerlerin detaylı anlatımlarını da aşağıda sıralayacağım. Slovenya’nın doğasına aşık olmanız için en ince detayına kadar anlattım. Bir hayalin peşine düşmeniz için daha ne yapayım bilmiyorum. Bizimkisi, ne güzel hayal değil mi ?
Bled’e gelmeden önce nasıl ucuza uçak bileti bulduğumu, hangi uçak bileti arama motorlarını kullandığımı “En İyi Uçak Bileti Arama Motorları” yazımı kullanarak biletinizi alın derim. Mutlaka okumanızı da tavsiye ederim.
Bled Gölü ve Çevresi Gezilecek Yerler Rotası
- 1. Bled Kalesi
- 2. Bled Adası ve Pilgrimage Kilisesi
- 3. St. Martin Kilisesi
- 4. Ojstrica ve Mala Osojnica Tepeleri
- 5. Vintgar Gorge Kanyonu
- 6. Triglav Ulusal Parkı
- 7. Bohinj Gölü
- 8. Slap Savica Şelalesi
- 9. Skofja Loka
1. Bled Kalesi (Bled Castle)
Önce, Bled Gölünün etrafında bolca vakit geçirip, meşhur gölü keşfediyorum. Bir göl, her açıdan mı güzel olur yahu ! Sonra, ilk rotam gölün her tarafından görülen Bled Kalesi oluyor. Bled kasabasının merkezine yürüyüş mesafesinde olan bu kaleye, girişte 10 euro ücret ödüyorsum.
Kalenin girişinden girdikten sonra ise, Bled adasının muazzam manzarası karşılıyor beni. Bled adası manzarasına karşı yorgunluğumu, kasabanın sembol tatlılarından krem kekini yiyerek atıyorum. E o kadar yorulduk. Biraz kendinimi şımartma vakti. Bu arada, evet siz de baya yorulacaksınız buraya çıkarken. Ama manzara öylesine güzel ki, ne yorgunluk kalacak ne ağrı…
Slovenya’nın en eski kalesi olarak bilinen Bled Kalesinin tarihi; MS 1004 yılına kadar dayanıyor. Alman İmparator 2. Henry’nin bölgenin mülkünü Brixen Psikoposlarına verdikten sonra, duvarlarla korunan kulenin yerine 1011 yılında ilk kule inşa edilmiş. Ortaçağ’da, daha fazla kule ile kale güçlendirilmiş.
Kale inşa edilirken feodaller ve hizmetliler için iki ayrı bölüm olarak faaliyete girmiş. 16. yy’da depremle zarar gören kaleye fresk tarzı boyama ve taşlarla oyulmuş paletlerle son hali verilip günümüze kadar bu şekilde gelmiş. Bled kalesinde, birde 16. yy’da inşaa edilen ve psikoposlar tarafından kutsanmış olan gotik bir şapel bulunuyor.
Bu arada Bled kalesi, günümüzde sergi alanı olarak da kullanılıyor. Almış olduğunuz bilet ile Bled kasabasının geçmişten günümüze gelene kadarki tarihsel gelişimini ve antik kazılarda ortaya çıkmış kalıntıları görebileceğiniz sergi alanını ziyaret edebiliyorsunuz.
Bunun yanında, eğer bahar ve yaz aylarında kalede bulunursanız, çok sayıda kültürel etkinliğe de denk gelebilirsiniz. Ayrıca, Bled kalesinde bulunan restaurant’da romantik bir akşam yemeği de yiyebilirsiniz. Bu güzel kasabanın her yeri romantizm kokuyor doğrusu…
2. St. Martin Kilisesi (The Church of St. Martin)
Bled kalesine çıkmadan önce sizi karşılayan Bled gölündeki birkaç kiliseden biri olan St. Martin kilisesi, 15. yy’da inşa edilen gotik bir kilise. Kilisenin 20. yy başlarında restore edilmesiyle şuanki haline kavuşmuş olduğu biliniyor.
Kilisede, Sloven tarihinin en iyi mimarlarının ve sanatçılarının dokunuşları olduğundan dolayı muhteşem gotik mimari ve freskler ön plana çıkıyor.
3. Bled Adası ve Pilgrimage Kilisesi (Bled Island and The Church of the Assumption)
Bled gölü gezilecek yerler önerileri olur da, Pilgrimage kilisesi hakkında konuşmadan olur mu hiç !
Bled gölü deyince ilk akla gelen ve muhteşem fotoğraf karelerinin çekilmesine katkıda bulunan Bled gölü adası ve üzerinde bulunan Pilgrimage kilisesi, en dikkat çekici noktalardan biri olarak Slovenya’nın tanıtımlarında her daim ön plana çıkıyor.
Öncelikle bu adaya ayak basmak için, iki seçenek mevcut: Ya Pletna botlarına binmek (tek kişi 14 euro) ya da bot kiralamak (3 kişiye kadar saatlik 12 euro, 5 kişiye kadar saatlik 17 euro). İkinci seçenek daha akla yatan bir seçenek olsa da seçim sizin tabiki.
Bled adasının tarihte nasıl öneme sahip olduğuna hakkında birkaç bilgi paylaşmak istiyorum: Efsaneye göre eski zamanlarda Slav tanrıçası Ziva’nın tapınağı olan bölgede, Hristiyanlar ve Paganların savaşı sonrasında kilise inşa edilmiş ve tapınak ortadan kaybolmuş. Fakat, arkeologlar tarafından yapılan araştırmalarda, tarih öncesine ait bazı izler kşfedilmekle beraber, 124 adet toplu mezar bulunmuş.
Bled gölün ortasındaki kilise, şu anki görüntüsünü 17. yy’da almış olmasının yanında, kilisede 15. yy’da inşa edilen 54 mt. yüksekliğinde bir çan kulesi bulunuyor. Ayrıca, inanışa göre bu çanın zilini çalan kişinin dileğinin gerçekleşmesi için Meryem Ana’nın onurlandırıldığı söylenir. Kilisede bulunduğunuz süre boyunca kilisenin, doğanın ve gölün sesinin birleşmesi sonucu ortaya çıkan huzurun ahengi tarifsiz.
4. Ojstrica ve Mala Osojnica Tepeleri (Ojstrica ve Mala Osojnica Hills)
Bled gölünün keyfine vardık ama bu fotoğrafçılar mükemmel Bled gölü pozlarını nerede çekiyorlar diye insan merak etmiyor değil. Bende size bu rehberde bu yerin adresini vermek istedim.
Profesyonel fotoğrafçılar kadar başarılı fotoğraf kareleri yakalayacağınıza söz veremem fakat, unutulmayacak anılara sahip olmak için birkaç tepenin ismini verebilirim.
Bunlar : Ojstrica ve osojnica tepeleri. Osojnica’ya araç ile ulaşmanız mümkün. Ojsrica tepesi için aynı şeyi söylemeyeceğim. Bu tepelere doğa yürüyüşü yaparak gidebilirsiniz. “Eeee. Gidince ne olacak ki ? ” diyenler için, aşağıdaki fotoğrafı ekliyorum. Yorumu siz yapın artık…
5. Vintgar Gorge Kanyonu (Vintgar Gorge)
Siz de, buraya bizim gibi Bled gölünü gezmeye gelmiş olabilirsiniz. Bled’e kadar gelmişken sıra, çevresinde görülecek en önemli birkaç rota hakkında bilgi vermeye geldi. Bundan sonra göstereceğim rotalar için bir aracınızı olması, zaman tasarrufu açısından yararınıza olacaktır.
Yurtdışında araç kiralama konusunda Expedia.com çok güzel fiyatlar sunuyor. Expedia‘ linkinden detaylara bakıp, paket fiyatlara göz atabilirsiniz. Çünkü, otel-uçak ve araç kiralamasını tek paket altında alabiliyorsunuz.
İlk olarak Bled gölüne yakın mesafede bulunan ve aslında Triglav Ulusal parkı sınırlarında bulunan Vintgar Gorge kanyonu ile başlayalım. Kanyona araçla Bled kasabasından 15 dakikada ulaşılabiliyor.
Kanyon girişinde 4 euro ücret ödedikten sonra kanyona giriş yapabilirsiniz. Yaklaşık 1,5 km uzunluğunda olan kanyonu yürüyerek gidiş-dönüş toplamda 1 saat gibi bir sürede tamamlayabilirsiniz.
Vintgar gorge kanyonu içerisinde tahtadan yapılmış olan yürüyüş parkuru bulunuyor. Slovenya’nın en önemli turistik rotalarından biri olan kanyonu gezerken, Slovenya’nın muhteşem doğasıyla birkez daha karşı karşıya kalacak, kanyon boyunca şelaleler, doğal havuzlara ve yemyeşil bir habitata tanıklık edeceksiniz.
Kanyonun sonunda ise sizi Sum şelalesi karşılayacak. İnanın bana, doğanın sesini dinlemek size huzur katacak, hatta yeniden doğacaksınız. Of. Yine aklıma geldi o anlar…
6. Triglav Ulusal Parkı (Triglav National Park)
Avrupa’nın en eski doğal parklarından biri olan Triglav Julien Apleri’ne de evsahipliği yapan Triglav Ulusal Parkı, Gorenjske bölgesinin neredeyse yarısını ve Slovenya’nın ise %4’ünü kaplayan devasa bir doğal tabiat park.
Bozulmamış doğası ve bitki örtüsü zenginliği ile birçok nesli tükenmekte olan hayvana evsahipliği yaptığı için de, ayrı bir öneme sahip. Slovenya’nın eşsiz doğasını gezerken, hep ağzım açık bir şekilde gezmiştim. Aşağıdaki fotoğraftan, nedenini anlayabilirsiniz.
Eğer doğa aşığı iseniz, Triglav Ulusal Parkı sizin için çok şey vaad ediyor. Deneyimli dağ rehberleri ile birkaç günlük yürüyüş turu yapabilir, ya da sadece gölün etrafında keyif çatabilirsiniz.
Eğer trekking yapacaksanız,, birçok işaretli patika ve dağ yolu ile ulusal parkın yüksek bölgelerine ulaşabilirsiniz. Ayrıca, dağcılar ve yürüyüşçüler için tabiat parkında konaklayacağınız dağ kulübeleri de mevcut.
Bana sorarsanız, bu parkta karşılaşabileceğiniz doğa güzelliklerinin haddi hesabı da yok; göller, şelaleler, vadiler ve bir çoğu sizi bekliyor. Yapacağınız birkaç günlük doğa turu ile unutulmayacak anılar yaşayacağınıza adım gibi eminim. Şehir gürültüsünden uzak, farklı ama aslında gerçek bir dünyanın tadını çıkarırsınız …
7. Bohinj Gölü (Lake Bohinj)
Slovenya’nın Bled gölünden sonra en çok bilinen ikinci gölü olan Bohinj Gölü, Triglav Ulusal Parkının içinde bulunuyor. Bohinj gölü’nün en önemli özelliklerinden biri; Slovenya’nın en büyük buzul gölü olması.
42 metre derinliğinde ve 4 km. uzunluğunda olan bu göl , 2000 mt. yüksekliğinde dağlar arasında yerini almış. Kış aylarında gölün yakınlarında kayak vb. sporlarla vakit geçirebilir, yazın ise nadir olarak görebileceğiniz berraklıktaki gölde yüzme şansını bulabilirsiniz.
Bled gölü ile Bohinj gölü arasında hangisinin daha güzel olduğu konusunda daima bir tartışma olduğu söylense de, Bohinj gölü’nün Bled gölünün çekiciliğinden yoksun olduğu, fakat birçok açıdan otantik olan noktaları ve çok fazla keşfedilmemiş olmasından dolayı ilgi çektiği söylenir. Beni, çok fazla etkileyen bir göl olan Bohinj gölü için yazımı aşağıdaki alıntı sözlerle bitirmek yerinde olacak diye düşünüyorum.
Slovenya’ya gelen birçok ziyaretçi Bled’den daha güzel bir göl görmediklerini söylüyorlar. Takii 26 km. güneyinde olan Bohinj Gölünü görene kadar.
8. Slap Savica Şelalesi (Slap Savica Waterfall)
Bohinj gölüne 8 km. uzaklıkta bulunan Slap Savica şelalesi, Triglav Ulusal Parkı’nın diğer doğa harikalarından birisi olarak ön plana çıkıyor.
Slovenya’nın en fazla turist çeken üçüncü yeri olan bu şelale, 40 metre uzunluğunda. Buradan akan sular ise, Bohinj gölünü besliyor.
Giriş ücretinin 3 euro olduğu bu şelaleye çıkış hayli meşakatli. Çünkü 20-25 dakika boyunca tırmanış yapmanız gerekiyor ve antrenmanlı değilseniz, daha gelmeden pes etme aşamasına gelebilirsiniz.
Fakat, yukarıda sizi bekleyen o mükemmel manzaraya bırakın 25 dakika yürümeyi, 1 gün bile olsa yine yürürdüm. Gerçekten her şeye ama her şeye değiyor…
9. Skofja Loka
Slovenya’nın Gorenjske bölgesinde kalan son durağıımız ise yerel halkın “Ortaçağ güzeli” olarak nitelediği Skofja Loka. Slovenya’nın Ortaçağ’dan kalma en iyi korunan bölgesi olan bu yer, zengin kültürü ve tarihi yapılarıyla benim de çok sevdiğim bir yer oluyor.
Skofja Loka’ya gelince; şehrin dar sokaklarında yürüyebilir, kırmızı çatı binalarına hayranlıkla bakabilir, Jacob kilisesini ve görkemli Skofja Loka kalesini ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca, 16. yy’dan kalma Nace’nin evine uğrayabilirsiniz. Bled gölü ile başkent Ljubljana arasında kalan bu şehri, yarım gününüzü ayırarak gezmenizi öneririm.
Slovenya’ya gelmeden önce, yurtdışında nasıl ekonomik konakladığımı, ucuza otel-hostel ve ev kiraladığımı, “Ekonomik otel arama motorları” yazımdan okumanızı öneriyorum.
Diğer Bled Gölü Yazılarım :
Slovenya Bled Gölü Konaklama ve Bled Gölü Otel Önerileri
Slovenya Bled Gölü ve Çevresi Gezi Rehberi
13 ayrı bölgeye ayrılan Slovenya’nın Gorenjske bölgesinin ve Bled gölü gezilecek yerlerinin en önemli noktalarını tek tek anlatmaya çalıştım. Bu bölgeye seyahat gerçekleştirmeden önce doğası hakkında birçok bilgiye sahiptim, fakat gidip görünce anladım ki Avrupa’nın bana göre en güzel doğal bölgelerinden birisiymiş.
Otel konusunda Booking.com, Hotelscombined.com linklerini kullanınız.
Başta büyüleyici Bled gölü , belki de Bled’i aratmayacak güzellikteki Bohinj gölü ve çevresindeki birçok doğal güzellik beni benden almıştı. Şimdiden doğal yaşamından ötürü tekrar gideceğim ve bolca vakit geçirmek isteyeceğim yerlerin başında yer aldı. Umarım, siz de bu yeşil ülkenin yemyeşil doğasıyla huzur bulursunuz.
Bled gölü yazınızda hata var. Osojnica tepesine araçla ulaşmak mümkün yazmışsınız ama değil. Bu hatalı bilgi bedeni ile zor durumda kaldık.
Merhaba. Evet haklısınız. Orada araçla ulaşıp, daha sonra yürüyerek geçmek gerektiğini bahsetmeye çalıştık ama anlatımda hata etmişiz. Kusura bakmayın lütfen