Afrika Kıtası Gezi Rehberi

Belgesel izlemeyi çok severim. Bir an için bile olsa, alır beni götürür uzaklara. Doğayı, keşfedilmemiş yerleri, yeni kültürleri, toprakları, havayı, suyu öğrenmek için sürekli çabalarım. Ne zaman bir belgesel izlesem dalar giderim hayallere. İşte en çok hayal ettiğim yerlerde birisi de Afrika’dır. Neden bu kadar hayal ediyorum biliyor musun ? Her yer aynı kalacak belki ama önümüzdeki 100 yıl içerisinde Afrika kıtası ülkeleri eskisi gibi olmayacak. Bir şeyleri kaçırmamak, bu güzellikleri son kez bile olsa görmek için, sence de geç kalmıyor muyuz ?

Kıta ile çok fazla detaylı bilgi vermeden, Afrika adının Romalıların “Afri” veya “Africani” denilen oymakların adından geldiğini söyleyeyim. Günümüzde 2,000’den fazla dilin konuşulduğu kıta, dünyanın en fazla çeşitli dil konuşulan kıtası olarak biliniyor. Ne yazık ki, bu güzel toprakların en çok konuştuğu dillerin başında ise ; İngilizce, Fransızca , Portekizce ve İtalyanca gibi diller geliyor.

Afrika manzaraları

Ne zaman ki özgürlüğünü ilan eden bir Afrika kıtası ülkesi olsun, hemen ardından bu sömürgeci milletlerin dilleri kullanılmaya başlanmış.Hatta sadece dilleri değil, dinleri de etkilenmiş bu durumdan. İnsanın insanlığını kaybettiği sömürgecilik olgusunu yine en medeni olduğunu söyleyen Avrupa milletlerinin yapması da, ayrı bir nefret konusu. Neyse…

Etiyopya : Afrika kıtası listemdeki gezilesi ülkelerden

Afrika Kıtası

Efendim, ben bu kıtada sadece Mısır’da bulundum. Aniden karar verip, şu Mısır piramitlerini görmek vesilesiyle bindim uçağa ve Mısır’ın başkenti Kahire’ye, oradan da 1-2 saat uzaklıktaki Giza bölgesine varmak için düştüm yola.

Giza’da bulunan piramitler, bu zamana kadar gördüğüm en güzel yapılardan birisi  oldu. Bedevilerden kiraladığım deve ile piramitlerin etrafında gezip, çölün ortasında kayboldum. Sanki bir film izliyormuş gibi, daldım hayallere.

Nefesim kesildi. Durup durup arkama bakıp, o piramitleri görünce söz verdim kendime. Hayatım boyunca hayallerimin peşinden koşup, düşlediğim heryeri göreceğim diye. Neyse ki, en büyük hayallerimden birisini gerçektiştirdim. İnan sen de yapabilirsin. Her şey bir hayalle başlar. İnan buna…

Hatta sonrasında şu meşhur mumyaları da gördüm. Binlerce yıldır varlıklarını sürdüren mumyaları kanlı canlı görmek beni çok heyecanlandırdı doğrusu. Heyecandan kalbim duracak sandım. Nil nehrinde tekne ile gezdim. Meşhur Mısır yemeklerini tattım. Ama çok etkilenmedim doğrusu.

Ama bu kıta hakkında tek üzüldüğüm şey; sadece Mısır’ı görmek oldu. Keşke daha fazla ülkeye gidebilseydim. Keşke kısacık da olsa kabilelerle yaşayıp, onların hayatlarının bir parçası olabilseydim.

Çocukları ile oynayıp, kadınları ile her gün su taşımak için kilometrelerce ötede bulunan nehirden su taşısaydım. Teknolojiden uzak kalıp, biraz nefes alıp, sıyrılsaydım her şeyden. Hayatım boyunca hiçbiryerde göremeyeceğim envai çeşit yabani hayvanı yerinde, Afrika’da kanlı canlı görseydim.

Mısır Piramitleri-Giza

Şu an için bunların hepsi bir hayal belki. Ama gelecekte, Etiyopya’da ağızlarını koydukları tabaklar ile hala geleneklerini sürdüren kadınların yaşayışlarını görmek, Mauritius’un meşhur sahillerde koşmak, Güney Afrika’da sörf yapmak, Fas’da dünyanın en güzel ilk 10 tren yolculuğundan birisi olan Marakeş-Kazablanka rotasında yolculuk etmek, Uganda-Kenya-Tanzanya‘da bulunan Ulusal parkları ziyaret edip vahşi yaşamı gözlemlemek Afrika kıtası listemdeki en büyük hayallerim. (Sonunda safari de yaptım. Afrika’da safari turu yazımdan detayları görebilirsiniz.)

İnancım tam. Bir gün o ülkelere de gidilecek, o hayaller gerçekleştirilecek ve bu yazdıklarım tek tek silinip, yerini anılarım alacak. Tıpkı bu zamana kadar 50’den fazla ülkeye gidip, hayal ettiğim heryeri gördüğüm gibi, bunlar da hayatımın en güzel anıları olacak…

Afrika kıtası ile söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Umarım daha çok ülkeye gider, yaşadıklarımın hepsini tek tek sizlere aktarır, sizlerin de hayallerinizin peşine düşmenizi sağlarım. Yeni hayallerde, yeni maceralarda, yeni yollarda görüşmek dileğiyle…