Madrid Gezilecek Yerler: En Güzel 13 Nokta
İspanya şehirleri arasında en önemli duraklardan biri olan İspanya’nın başkenti Madrid için 1,5-2 günlük bir plan yapılabilir. Zaten aşağıda gezilmesini önerdiğim her yere yürüyerek ulaşmanız ve 2 günlük bir süreçte tüm noktaları gezmeniz gayet mümkün. O yüzden, Madrid Gezilecek Yerler listesine, Madrid’i “Sol meydanı” merkez olacak şekilde kuzeyden güneye bir çizgiyle ikiye ayırarak; bir gün bir tarafını, ikinci gün de kalanını gezerek geçirmenizi önererek başlıyorum. Detayları aşağıda bulabilirsiniz. İspanya Madrid gezimiz, başlıyor…
Ben 2 gün diyorum ama Madrid hava durumuna bağlı olmakla beraber, artan zamanınızı da alternatif olanakları değerlendirerek geçirebilirsiniz.
Aşağıda, haritalar ile madde madde Madrid Gezilecek Yerler listesini okumaya başlayabilirsiniz.
Öneri : Madrid’de gecelik 20 Euro’ya dahi konaklayabilirsiniz. Şu Linkten listeyi incelemenizi öneririm
İspanya Başkenti Madrid hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak İspanya vizesi, İspanya turistik yerleri, İspanya şehirleri, Madrid’de konaklama ve yeme içme önerileri almak için Madrid gezi notları tadındaki Madrid Gezi Rehberi yazımı okumanızı tavsiye ederim. O yazımda da, neler anlattım neler…
Madrid Gezilecek Yerler Listesi
1.Gün Madrid Gezilecek Yerler
- Sol Meydanı
- Estatua del oso y el madrono (Çilek yiyen ayı heykeli)
- Plaza Mayor
- Catedral de la Almudena
- Kraliyet Sarayı
- Plaza de Oriente ve Tiyatro Binası
- Templo de Debod
2. Gün Madrid Gezilecek Yerler
- Prado, Reina Sofia ve Thyssen – Bornemizsa Müzeleri
- Museo Naval – Donanma Müzesi
- Fuente de Cibeles Sarayı ve Meydanı
- Alcala Kapısı
- El Retiro Parkı ve 12. Alfonso Anıtı
- Ulusal Botanik Parkı
1. Gün Madrid Gezilecek Yerler Rotası
Aşağıda, sırası ile yukarıda anlattığım rotaları gün gün takip edebilirsiniz. Bu rotaları ben kendimce çıkardım ve deneyimledim. Değiştirmek veya daha fazla zaman geçirmek sizin hayalleriniz ve beklentilerinizin oranına göre değişecektir.
Sol Meydanı ve Çilek Yiyen Ayı Heykeli
Güne Sol Meydanında başlıyoruz. Biz öğleden sonra Madrid‘e vardığımız için bu kısmı biraz koşuşturmaca ile geçirdik. Siz Madrid planınızı daha sakin, 2.günden de bazı maddeleri kaydırarak bu günü değerlendirebilirsiniz.
Sol Meydanında yani Madrid’in kalbinde durup etrafınıza baktığınızda tipik bir Avrupa şehrinin merkezinde olduğunuzu hissedeceksiniz.
Tarih boyunca Madrid’in merkezi görevini üstlenmiş bu meydanda şehrin simgesi denebilecek Estatua del oso y el madrono yani “Çilek yiyen ayı heykeli” yer alıyor. 1967’de görücüye çıkmış bu ünlü heykel, 13. yüzyılda şehrin simgesi olan ayı ve çilek ağacını simgeliyor.
Plaza Mayor
Sol Meydanından Calle Mayor yönünde ilerleyerek yolumuza devam ediyoruz. Madrid Plaza Mayor‘a yani Ana Meydan‘a ulaşıyoruz. 16. yüzyılda yapılan bu meydanı çevreleyen Casa de la Panaderia (Fırın Binası) günümüzde turistik tanıtım ile beraber belediyecilikle ilgili işlemler için ofis olarak kullanılıyor.
Bu meydan oldukça büyük, içinde birkaç tane cafe ve restoran var. Zamanında idamlar, pazarlar ve hatta boğa güreşlerine ev sahipliği yapmış bu meydan Madrid‘in en çok turist çeken noktalarından birisi.
Catedral de la Almudena ve Kraliyet Sarayı
Plaza Mayor‘dan çıkıp Calle Mayor‘dan yolumuza devam ediyoruz. Solumuzda Plaza de la Villa ve Don Alvaro de Bazan heykeli kalıyor. Daha sonra karşımıza Catedral de la Almudena çıkıyor ve buradan Madrid Kraliyet Sarayı‘nı da karşımıza alabileceğimiz Plaza de la Armeria‘ya ulaşıyoruz.
Devasa bir katedral olan Catedral de la Almudena, Madrid Başpiskoposluğu olarak da biliniyor. 1879′da yapımına başlanan bu katedralin projesi senelerce savaş yüzünden bir kenara atılmış. Tam anlamıyla hizmete girmesi de 1993 yılını bulmuş.
Kraliyet Sarayı da oldukça büyük. Yapımına 1735′te başlanmış ve 29 yıl sürmüş. İçinde Kraliyet cephaneliği, kütüphanesi, taç odası gibi birçok ziyaret açık nokta bulunduruyor.
Kışın akşamüstü saat 4 ile 6 arası, yazın akşam 6-8 arası ücretsiz giriş hakkı var ancak AB vatandaşı olmayanlar için geçerli değil. Normal fiyatlar ise öğrenciye 5 euro, tam bilete 10 euro.
Sarayın arkasında yer alan Sabatini Bahçelerinden Sarayın görünüşü de oldukça güzel. Bu arada Sabatini, sarayın içini dizayn eden önemli bir mimar. Bu nedenle parka onun adı verilmiş.
Plaza de Oriente ve Opera Binası
Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında yer alan Plaza de Oriente ve Ulusal Tiyatro Binası görmeye değer yapılardan.
Yapımı 1818 ile 1850 arasında süren bu şık binanın tam arka girişi ise Calle del Arenal’e çıkıyor yani Sol Meydanından direk olarak da ulaşabiliyor.
Plaza de Oriente‘de güvercinleri besleyerek Tiyatro Binası’nı izleyebilir, yürüyüşünüze devam etmeden önce soluklanabilirsiniz.
Templo do Debod
Milattan önce 200 civarında yapıldığı tahmin edilen bu tapınağın orjinal hali Mısır’da Aswan’da yer alıyormuş ve Mısır tanrısı Isis’e adanmış.
1960’lı yıllarda yıkılma tehlikesi nedeniyle ve bulunduğu bölgedeki güvenlik sorunlarından ötürü UNESCO aracılığıyla Mısır hükümeti bu tapınağı İspanyol hükümetine hediye etmiş ve tapınak Madrid’de yeniden inşa edilmiş.
Tapınağın içinde bulunduğu Oeste Parkı’ndan Kraliyet Sarayı ve Almudena Katedrali’nin manzarası harikadır.Park içinde yürürken bunu zaten göreceksiniz.
1.Günü bitirirken, eğer vaktiniz varsa ve ilginiz de varsa Real Madrid‘in stadı Santiago Barnabeu’ya ve/veya Atletico Madrid‘in stadı Vicente Calderon‘a gidebilirsiniz.
Açıkçası bizim pek ilgimizi çekmedi, zamanımız da yeterli değildi. Bunların yanı sıra 2.Gün için yazdığım Thyssen-Bornemizsa, Reina Sofia ya da Prado müzelerinden birine gidebilirsiniz. Çünkü üçü de büyük sanat müzeleri ve hepsini görmeye 1 gün yetmez.
Biz sadece Prado Müzesi’ne gittik. Siz birden fazla müzeye gidecekseniz, içlerinden birisini bu güne vaktiniz olduğu ölçüde aktarabilirsiniz.
2. Gün Madrid Gezilecek Yerler Rotası
Yukarıda da söylediğim gibi : 2 günlük plan yaparak Madrid’i gezdik ve şehri 2’ye, yani sağ ve sol bölge olacak şekilde dolaştık.
Prado, Reina Sofia ve Thyssen – Bornemizsa Müzeleri
Bu üç sanat müzesi haritada da göreceğiniz üzere birbirine oldukça yakın bir bölgede bir üçgen oluşturacak şekilde yer alıyor. Bu nedenle bu bölgeye “Golden Triangle of Art” yani “Altın Sanat Üçgeni” deniyor.
Prado Müzesi 1819 yılında inşa edilmiş ve bu müzede sergilenen eserlerin değerine paha biçmek imkansızmış. İnanılmaz büyük, her şeyi tam anlamıyla görmek yarım güne yakın bir süre alacaktır.
Bu arada : Haftaiçi akşamları saat 18-20 arası herkese ücretsiz giriş hakkı var, değerlendirmenizi ve Goya başta olmak üzere ünlü İspanyol ve Avrupa ressamlarını keşfetmenizi tavsiye ederim.
Reina Sofia Müzesi ise daha çok modern dönem eserlerine ev sahipliği yapıyor. 1994‘te kurulan bu müzede yer alan en önemli eserlerden birisi de Pablo Picasso’nun meşhur Guernica tablosu.
Thyssen-Bornemizsa Müzesi de 1992′den bu yana 20.yüzyıl empresyonist ve ekspresyonist ressamları başta olmak üzere geniş bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor.
Eğer ki sanat meraklısı müze müdavimlerinden değilseniz bu müzelerden birini gezmeniz yeterli olacaktır diye düşünüyorum.
Prado Müzesi’nde olduğu gibi Reina Sofia Müzesi‘nde de akşam saatlerinde ücretsiz giriş olanağı bulunuyor ancak Thyssen-Bornemizsa için öğrenci 8, tam 12 euro ödemek zorundasınız.
Museo Naval – Donanma Müzesi
Prado Müzesi‘nden Fuente de Cibeles‘e ilerlerken sağınızda kalan Donanma Müzesi, İspanyol denizcilik tarihi hakkında hemen her şeyi bulabileceğiniz, denizcilik meraklıları için cennet kıvamında.
Gemi maketlerinden asker kıyafetlerine, kamara modellemelerinden orijinal metinlere birçok parçaya ev sahipliği yapıyor. Giriş 3 euro, gezmeniz tahmini 45 dakika-1 saat kadar sürecektir.
Fuente de Cibeles Sarayı ve Meydanı
Madrid’in belediye binası Fuente de Cibeles Sarayı sizi devasa büyüklüğüyle karşılayacak. 1919′da açılan bu bina modern mimari örneği olarak dikkat çekiyor.
Önünde yer alan 18.yüzyıldan kalma aslanların çektiği bir arabaya binen doğa ve şehrin koruyucu tanrısı heykeli ve çeşmesi de görülmeye değer. Bu meydandan sağa dönerek Alcala Kapısı’na ulaşıyoruz.
Alcala Kapısı
Şehrin simgelerinden birisi olarak görülen bu kapı 18. yüzyıldan beri şehre hizmet ediyor.
Senelerce savaşlara ve önemli olaylara şahit olmuş bu kapı Madrid’in olmazsa olmazlarından. Adına şarkılar bestelenen bu kapıdan geçerek El Retiro Parkı’na giriş yapıyoruz.
El Retiro Parkı ve 12. Alfonso Anıtı
Şehrin en büyük parkı değil El Retiro Parkı ama belki de en güzeli denebilir. Londra‘nın Hyde Parkı‘na benzeyen yapısı ve içinde bulundurduğu tarihi anıtlarla göz kamaştırıcı bir güzelliğe sahip.
Madrid hava durumuna bağlı olarak bir öğleden sonrasında hem çimlerde/banklarda dinlenerek hem güvercinleri besleyerek gezebileceğiniz oldukça harika bir park.
Ortasında bulunan göletin arkasında ise İspanya eski krallarından 12.Alfonso‘nun oldukça etkileyici bir anıtı yer alıyor ki fotoğraflarınızdan eksik etmemenizi tavsiye ederim.
Ayrıca parkın güneyinde yer alan Kristal Saray‘ın içine girmenizi ve içerideki sessizliğin yarattığı etkiyi dinlemenizi tavsiye ederim.
Kristal Saray‘ın önünde bulunan küçük gölet de oldukça güzel manzaralara ev sahipliği yapıyor.
Ulusal Botanik Parkı
Prado Müzesi’nin hemen arkasında yer alan bu park 1755’te 2,000 çeşit bitkiyle kral 6.Fernando‘nun emriyle kurulmuş. Günümüzde de binlerce farklı bitki türünün yetiştirilmesi, tanıtımı ve korunması üzerine turistik, bilimsel ve eğitici çalışmalar düzenleniyor.
Parkın içinde yer alan sergi salonunda ise yine botanik yaşama ışık tutacak eserler sergileniyor. Parka giriş ücretli ve 2 euro.
Ayrıca, Madrid’e 45 km mesafede bulunan San Lorenzo del Escorial Manastırı ve İspanya’nın uzun yıllar başkenti görevini üstlenmiş Toledo kenti görülmeye değer noktalar olarak öne çıkıyor ancak tabi ki bu seçenekler de listenize eklenecek olursa, kalış sürenizi bir miktar uzatmanız gerekecek.
Hatta dilerseniz, İspanya’nın olmazsa olmazlarından, Endülüs bölgesini de keşfetmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Ama bunun için en azından 1 haftanızı ayırmanız gerekecektir.
Peki Madrid’de Nerede Kalınır ?
Madrid otelleri arasından da size bazı önerilerde bulunacağım. İki kişilik bir odanın gecelik fiyatı 65-75 euro arasında değişen ve şehrin kalbinde yer alan Ateneo Puerta Del Sol ve Petit Palace Puerta del Sol oldukça hoş oteller. Hem merkezi hem de fiyat olarak oldukça uygun. Otellerin isimlerine tıklayarak inceleyebilirsiniz.
Madrid’deki ekonomik otelleri görmek isterseniz tıklayınız
Şehir merkezinden uzaklaştıkça, merkeze metroyla ulaşacağınız daha ucuz ama güzel denebilecek oteller karşınıza çıkıyor. Geceliği 35-40 euro olan ibis Budget Madrid Centro Las Ventas oldukça güzel bir örnek. Detayları Madrid otelleri listesini, şu linkten inceleyebilirsiniz.
Öneri : Madrid’de gecelik 20 Euro’ya dahi konaklayabilirsiniz. Şu Linkten listeyi incelemenizi öneririm
İspanya’nın Başkenti Madrid’i bizim bitirmemiz 1,5 gün sürdü. Her yere yürüdük, müzeleri de parkları da dolaştık. Gerekli her aktiviteyi hemen hemen yaptıktan sonra gezimizin bir sonraki durağı Lizbon‘a doğru yola koyulduk. Eğer Madrid gezisi yapacaksanız, öncelikle Madrid Gezi Rehberi yazımı da okuyarak harika bir Madrid gezisi yapabilirsiniz. Bizi, aşağıdaki veya yan kısımdaki sosyal medya hesaplarımızdan da mutlaka takip edin derim. Hayal edin. Düşün peşine…
Merhaba gezilecek yerler rotasında 1 günde ne kadar yer gezebilirim
Aslında yukarıda 2 rotadan dilediğinizi hatta fazlasını yapabilirsiniz. Madrid gezilecek yerler açısından zengin bir şehir ama 1 gün de olsa değerlendirmeye değer
güzel resimler
Madrid güzeldir
Merhaba, gezilcek yerler arası yürüyerek ne kadar sürüyor? Yürümek dışında nasıl ulaşım sağlanabilir?Bisiklet vb. Kiralama var mı,uygun mu?
Madrid gezi rehberi yazımdan bakabilirsiniz.