Kariyer Dedikleri : Elveda Yalan Dünya
Kariyer. Önce ilkokula gidersin. Okumayı öğrenmek, çarpım tablosunu ezberlemek en büyük kabusundur. Sonra, mahalledeki çocuklar rakibin olur. “Ayşe teyzenin oğlu Sedat, çoktan öğrenmiş okuma-yazmayı.” derler. En büyük rakibin Sedat oluverir. İstemesen de…

Neden İstifa Ettim ?
Sonra, Sedat’lar, Ahmet’ler, Mehmet’ler, Zeynep’ler diye uzar gider. En yakın arkadaşların, en büyük rakiplerin olur.
Kolkola gezeceğin, beraber misket oynadığın, oyun oynarken kavga-dövüş hayatını beraber paylaştığın, yere düşüp dizi kanayınca silmeye çalıştığın en yakın arkadaşın bile rakibin olur. Çünkü O, önünde bekleyen onlarca sınavda geçmen gereken, aile yemeklerinde hep adı geçen Sedat’tır.
Sonra, çocukken oynaman gereken oyunlar yerine; hiç bir zaman kullanmayacağın, hayatın boyunca ihtiyacın dahi olmayacak, sınav bitince 5 dakika sonra unutacağın bilgiler ile zihnini bulandıran derslere yoğunlaşırsın.
Çünkü, Sedat senden daha çok çalışıyordur. Geçmen lazımdır, aileni gururlandırman gereklidir. Orta okul, lise, üniversite. Bunların hepsi, tek tek başarman gereken, hayatının olmazsa olmaz sınavlarıdır. Gerçekten isteyip istemediğini, bilmesen de.

Phi Phi Adası-Tayland : Daha çok gezmek için istifa ediyorum
Çünkü, bu sınavları geçersen eğer, BÜYÜK ADAM olacağını söylerler sana. Kariyer dedikleri, akabinde gelen para ve gelir kalemleri, hayatından daha önemlidir. Çünkü sen BÜYÜK ADAM olmazsan, Sedat büyük adam olacaktır. Yenmen lazım onu.
Derler. Başarı dedikleri şey, sabah 9, akşam bilmem kaçtır özünde. Ama kimse sana, HAYATTA BAŞARILI olmaktan bahsetmez.
Sabah doğacak güneşi düşünüp heyecanlanmak yerine, söylene söylene metroya, metrobüse, otobüse bineceğinden; dünyanın en iyi üniversitelerinde okuyup, gün ışığını dahi göremeyeceğinden; hayatın boyunca nefret edeceğin bir mesleğin olabileceğinden; yılda zorla alacağın, belki de hiç alamayacağın 14 iş günü tatilinden kimse bahsetmez.
Bankadaki hesabının sonundaki sıfırların, müzik, sanat, ilim, bilim, kültürden daha çok önemli olduğunu; “Paradan gerisi yalandır. ” sözleri ile hayallerinizi ve belki de, sevdiğiniz işi yapmamanız gerektiğinden bahsederler.

Bali-Endonezya : Görmem gereken daha çok fazla yer var.
“Aç kalırsın, çoluğuna çocuğuna nasıl bakacaksın, kira, elektrik, su parasını nasıl ödeyeceksin ?” derler. Her şey, paradır özünde.
Onlar kırar senin ümidini ama ben, şimdi sana birazcık başına geleceklerden, onların daha önce, belki de hiç bahsetmedikleri bir dünyadan bahsedeceğim. Belki beni çok sevecek, haklı bulacak; belki de benden nefret edeceksin.
Ama şimdi anlatacaklarımı, 61 ülke gezmiş, hem de bunu özel sektör gibi keskin pençeleri olan bir camiada yapmış 27 yaşındaki bir arkadaşın, kardeşin, küçüğün, büyüğün ne dersen de, birisi olarak farklı bir bakış açısından anlatacağım. Onlar demez ama ben diyorum : Sakın ama sakın, onları dinleme. Onlar, koca birer yalancı…

Hayatıma Kazınmış Çok Güzel Sözlerden Birisi
Çok düşündüm. Bir yanım “Deniz. Yaz bu yazıyı. Anlat içinden geçenleri. Bilsin çocuklar. ” derken, öbür yanım “Sakın.” diyordu. Günlerce düşündüm. İşteyken, istifa etme aşamasında, işten ayrıldıktan sonra…
27 yaşındayım. Hayatım boyunca hırsımdan, azmimden ve başarma duygusundan daha çok haz aldığım bir şey yok sanıyordum. Binlerce insanın işe girmek için sıraya girdiği şirketlerde iş sahibiydim.
Takım elbiseler, kartvizitler, Beyler-Bayanlar, Plaza Dili, güneşi görmeden geçen günler, yalandan gülümsemeler, yalakalıklar, hayal kırıkları, ümitsizliler, mutsuzluklar. Hepsini gördüm.
Yalanmış. En çok para kazanan insanlar, en iyi yerlere gelen yöneticiler, sırf hafta sonu küçücük 2 gün için, 5 gününü feda etmeye, hatta öylesine çok çalışıp, çocuğunun büyüdüğünü dahi görememeye “KARİYER” demişler.
Sabah metroya binince gördüğüm asık yüzler, samimiyetsiz tokalaşmalar, dedikodular, yalanlar. Kariyer dedikleri buymuş. Mutluluk; para ile, kariyer ile alınmıyormuş. 5 buçuk sene sonra bunu öğrendim.

Ofis hayatı bunaltır adamı
Sırtıma aldığım çanta ile gezdiğim ülkelerden, 2 haftalık tatil sonrasında uçakta dönerken yüzümdeki “Allah kahretsin. Yarın yine işe mi gidicem yani !” serzenişi, en büyük hayal kırıklığımmış. Para kazanmak, kariyer sahibi olmak, bize yanlış anlatılmış. Meğer en büyük mutluluk, sevdiğin işi yapmakmış.
1 yıldır Blog yazıyorum. 6-7 yıldır sürekli geziyorum. Bazen Anadolu’da, bazen Japonya‘da, bazen de Güney Amerika‘da… Kendimi bildim bileli, gözlerimi açtığım günden beri bir yerlere gitmeye çalışıyorum.
“Meğer hayat ne güzelmiş !” cümlesini, ne dünyanın en büyük şirketlerinde düzenlediğim toplantılarda, ne de aldığım terfilerden sonra söyledim.
Hayat, küçücük ömrümüzde yaşadığımız en güzel anlardan ibaretmiş meğer. Nedense hiç birisini, kariyerimde yaşadığım anların içerisinde göremesem de, en güzel duygu mutlu olmakmış aslında.

Hayat doğada
5 buçuk yıllık kariyerimde, yüzlerce şirket gördükten, dünyanın en iyi üniversitelerinden mezun olmuş bir o kadar insanla tanıştıktan sonra, aslında insanların ne kadar mutsuz, umutsuz vede karamsar olduklarını gördüm.
50 hafta çalışıp, 2 haftalık izinlerinde çektikleri mutlu-mesut fotoğrafların bilgisayarlarının arka planlarında kaplı olup, aldıkları maaşlardan ve ünvanlardan sonra bile hala ne kadar motive olmadıklarını, üzgün, buruk, hayalsiz olduklarını gördüm.
İstifa etmek kolaydır. Önemli olan, bundan sonraki planlarınızdır.
20 sene çalışıp bir ev sahibi olmak uğruna; 5 gün çalışıp, hafta sonu 2 gün için bekleyişlerine ; sırf Sedat daha iyi giyindiği için, sosyal toplum yani popülist kültür yozlaşmasına uyum sağlamak adına dünya kadar para harcadıkları kıyafetlerin, meğer yaşamaktan daha önemli olduğuna şahit oldum.

Siem Reap-Kamboçya
Aşık oldukları insanlarla, sarılınca elleri-ayakları titrediği için değil, hayatında değişiklik istediği için evlendiklerine ; evlilikleri bozulmasın diye, çocuk sahibi olduklarına; mutlu olmak için gösterişli hayatın olması gerektiğine inanan binlerce insanın, meğer ne kadar mutsuz olduğunu gördüm.
O yüzden, bu hayatın benim için doğru hayat olmadığına, sağlımı kaybetmek riskini alıp, adına da “Kariyer” demenin saçmalığına inanmadığım için; pazar akşamı elimde kumandam ile saçma sapan TV programları izleyerek, pazartesi günü işin olacağını bilerek hayatıma devam etmenin günümüzün en büyük köleliği olduğuna inandığım için; istediğim saatte uyuyup, istediğim saatte uyanamadığımı farkettiğim için ; hayatımın en güzel günlerini yaşadığım tatillerimin bile, şirketten alacağım izinlere bağlı olmasını, bir türlü aklım almadığı için ELVEDA demek istedim.
Bundan sonra daha çok gezip, daha çok anlatıp, daha çok gülmeyi planlıyorum.
Bilmiyorum. Doğru mu yaptım, yoksa yanlış mı ! Ama bildiğim tek bir şey varsa, para dedikleri, kariyer dedikleri şeyin, sırf toplumun bana dikte ettiği KOCA BİR YALAN olduğunu farkettiğim günden beri; insanoğlunun varoluşunun temelini oluşturan özgürlük kavramını, yollarda hissetiğim günden beri hayatın aslında ne kadar güzel olduğunu farkettiğim gerçeği, beni bu yola sürükledi.

Siem Reap-Kamboçya
Küçükken doktor olmak isteyebilirsin, pilot da olmak isteyebilirsin. Belki de çocuk olduğun içindir. Ailen, eş-dost hepsi de mutlu olur bu hayallerinin, umutlarının, ideallerinin olmasından. Ama hiç birisi “Mutlu olmak istiyorum.” cevabını verdiğinde, seni anlamazlar. Onlar anlamaz. Ama ben anlarım.
Her zaman bir B planınız olsun. Hayat, her şeye rağmen çok zordur. Biliyorum…
O yüzden kardeşim ELVEDA diyorum. Başkaları için değil, kendim için, yaşamak için gidiyorum. Belki hataydı, belki de en doğru karardı. Bilmiyorum.
Bildiğim tek şey, hayatta yediğin kazıklara, deneyim diyorlar. Sen, çok deneyim sahibi olma. Mutlu ol. Müzik, spor, artık neye yetkinliğin veya hayalin varsa onu yap. Para için değil, mutlu olmak için yap.
Bu yazdıklarım herkes için geçerli değildir. Sadece, görmüş olduğum ve yaşadıklarımın özetidir.

Hongkong : Yeşil pasaporta vize istemeyen ülkeler
Ömrün boyunca ödeyeceğin kredileri düşünüp, çocuk sahibi olunca ödemen gereken borçlar seni mutlu etmedikten sonra; ailene-yakınlarına-arkadaşlarına da mutluluk veremezsin. Kahkaha atarken gözlerin gülmüyorsa eğer, kariyerin Allah cezasını versin. Sen mutlu ol. En büyük başarılar, tutku ile başlar. O yüzden hayallerinin peşinden git. Düş peşine. Tıpkı benim yaptığım gibi…
Deniz Pehlivan…
Ya arkanda sana güvenmeyen insanlar varsa
Tebrik ederim Deniz benim hayalimi gerçekleştirdin asla durma. Ekmeğini taştan çıkarırsın sen. Çiftçilik ne güne duruyor. Seni bekler boş tarlalar topraklar meyveler sebzeler. Bereketini üstüne yağdırırlar elbe. Hayatını yaşa sen. Seviliyorsun ?? gezgin_bir_seyyah
Çok teşekkürler
Sevgili Deniz,
Inandıkların ve hissettiklerin uğruna yola çıkarak aldığın kararları uygulaman beni çok etkiledi:) Umarım her şey yolunda gider, daha çok gezer, gezerken de daha çok anılar biriktirirsin. İnsanlara ilham kaynağı olman dileğiyle..
Çok teşekkürler
Önemli olanın kendine güvenmek olduğunu düşünüyorum… zaten toplum bizi hep el alem ne der diyerek yetiştiriyor … en özgürümüz bile içimizde bir yerde hep başkalarının ne düşündüğünü önemseyerek yaşıyoruz… tüketim toplumu olmak bize hep bol 0’lar kazanmamız gerektiğini öğütlüyor.. bence önemli olan Mutlu olduğun yeri bulmak. Bu bir plaza da olabilir yada hindistan da bir sokakta…
yolun açık olsun Deniz… yazmaktan gezmekten hic vazgeçme
Gittiği yere kadar…
Üniversite son sınıftayım.İngilizce eğitimle bilgisayar mühendisliği bitireceğim ama gerçekten yazılarınızı okudukça kendimi görüyorum sizde.Özel sektörde iyi ücretlerle çalışabilirim ama ne ev araba almak gibi bi derdim ne de sabahtan akşama kadar bi ofisin içinde kod yazarak yaşlanmak gibi bir niyetim var.İstediğim saatte kalkıp tebessüm ederek işime başlamak , istediğim kadar çalışıp istediğimde istediğim yere kimseden izin almak zorunda olmadan gidebilmek istiyorum.Sabah güneş bile doğmadan alarm zoruyla kalktığım ve 5-10 yıl sonra da nerede olacağım belli olan bir işte günlerimi ve gençliğimi harcamayacağım.Hayallerimden herkese bahsetmeme rağmen genel tepki daha çok gençsin birkaç yıl sonra böyle düşünmezsin , ne yiyip ne içeceksin tarzında sizin de anlattığınız gibi.Bu yüzden yazılarınızı okudukça da destek bulup bir ben değilmişim diye düşünüyorum.Biraz uzun yazdım ama biriktirmişim herhalde 🙂 Gerçekten ümitlerimi ve hayallerimi canlı tutma sebebim oluyorsunuz bazen.Teşekkür ederim tüm yazılarınız için.
Rica ederim 🙂
Arkadaşım,
1-2 yil kariyer yap ki bundan önceki emeklerin ziyan olmasin. Gezip-gorup-dondugunde birikim yapabileceğin bir isin olsun… 😉
Bu Sedat gerçek mi:)
Hepimizin hayatında Sedat’lar vardır 🙂
Deniz abim canım denizcim muhteşem kafalı birisin asla pişman olmazsın umarım hiçbir zaman iliklerinde yaşamayı bilen insanlar kadar mutlusu da yoktur zaten tam olarak bunu istiyorum! Bunu cevaplamayabilirsin fakat cevaplarsan mutluluktan havaya ucurursun. 18 yaşındayım hemsireyim kpss dikte ediliyor bir yandan da üniversite ama kafamin içi gezmek ile dolu bir defa 15 gün erasmus yaptım önceden tv de gezi programlari izlemekten ibaret olan his şahlandı ben bu düzene dahil olmak istemiyorum. Ailem için iş bulmaya çırpınıyorum belki tatmin etmek için ama olmak istediğim yerler çok başka.. Onların istediği yola girersem sonum çok başka. Biliyorum. Başlamadan kendi yoluma gitmek istiyorum kanım kaynıyor yerimde duramiyorum bu defa nasıl çizeceğimi bilemiyorum. Anlayan birine anlatmak rahatlatti. Umarım hayalimdeki hayatı yaşarım ha bir şey demek istersen de güzel temennilerinden fazlasını isterim dualarim seninle ha bu arada buralara pek gelmezler ama olur da düşerse yolun muş ta kapımız sonuna kadar açık enerjin hiç bitmesin hep yaşa yaşamaya teşvik et hayaline kuvvet ?
Çok teşekkürler
Dostum hayırlı olsun. Maalesef hayatın para kazanmak zorunda olmak gibi bir de gerçeği var. Onyüzbinmilyon lira değil, ama kendine yetecek kadar gelirin, birikimin vesairen varsa iyisini yapmışsın. 1997 senesiydi, yeni mezun iki toy girişimci, her dakikasından nefret ederek yaptığımız işimizi henüz yeni kurmuştuk. Ortağımla alacaklılardan bunalıp kendimizi dışarı, parka attığımız bir gün ajandanın arkasına “on yıl içinde biraz para biriktirip te hala bu işi yapanı cümle alem…”yazmıştık. 18 yıl tatil yapmadan, dinlenmeden af buyur köpek gibi çalıştık, işten, ama özellikle muhatap olmak zorunda kaldığımız tedarikçisi, müşterisi, çalışanı, kamu görevlisi aklına kim geliyorsa hepsinden nefret ederek çalıştık. Kendimizi anca iki yıl önce emekliye ayırabildik. 18 yıldır hapisteymişiz de yeni tahliye olmuşuz gibi kendimizi özgürlüğe adapte etmeye çalışıyoruz hala. Aylaklar arasına hoş geldin…Uzun yazdıysam kusura bakma.
Çok teşekkürler
Harika bir yazı genç arkadaşım. Blogunu nerede ise kurulduğundan beri takip ediyorum. Böyle bir sektörde çalışan genç nasıl zaman bulup hem gezip hem yazıyor diye hayran kalıyordum. Ben ancak 50 yaşında hayatın anlamını fark edp Üniversitede profesörlük kariyerimi bıraktım ve gezmeye ve yazmaya başladım. Bir yıldır tüm zamanımı gezerek ve yazarak geçiriyorum. Dün Uzakdoğudan döndüm ve bu sabah yazını okudum. Hayatın anlamında ne kastettiğini yaşayarak çok iyi anlıyorum.
Sen blog yazarlığında başarılısın çok özel bir örneksin. Hayallerinin peşinde mutlu olacagına eminim.
Ancak gençler hemen işlerinizden istifa edip yollara düşün demek zor geliyor yine de. Senin birikimin farklı.
Mutluluklar dilerim.
Çok teşekkür ederim
Ayin 12 sinde bangkok a gidiyoruz hadi sende gel bizimle
Ahahha. Valla ben önce bir Türkiye’yi gezmek istiyorum
Merhaba Deniz,
yazını okudukça,kocaman sarılmak geldi içimden:)
Çok teşekkürler
Yaziyi okuyan herkes yarin istifa mektubunu hazirlar artik 🙂 Bol sanssss… Hersey tahmininden daha da güzel olsun insallah.
gezmeyi herkes sever ama onun için de yüklü bir birikim gerekiyor ne yazık kı
Ne buyuk ozgurluk degil mi insanin kendi hayatinin Ceo su olmasi,her sabah calan alarmin birileri icin degilde kendin istedigi icin calmasi, oglen kac paralik yemek yiyecegin yada ne yicegini baskalarinin belirlememesi,yada hangi masada oturacagini,ne kadar maas alacagini,ise hangi saatlerde gidecegini,nezaman izin kullanacagini bla bla blaa.. yani bir ileri iki geri birilerinin elinde degil artik iplerin şahane bir duygu bende kurumsal hayata veda ettigimde tamda bu duygulardayim. Hayırli olsun ic sesin seni en guzel yerlere ulastirsin. Belki ilk zamanlar zorlanirsin ama sakin pes etme hayallerinin pesinden gitm Basarilar dilerim ozgur kartal…
Cesur bir karar, umarım hayırlısı olur, bol seyahat ve bol yazı bekliyoruz.
sevgiler…
Deniz merhaba,
İnsanlar en büyük pişmanlıklarını yanlış yaptıkları için değil denemekten korktukları ve yapmadıkları için yaşarmış, sonunda mutlu olacağından hiç şüphem yok. 2 Oğlum var her onlara öğretmeye çalıştığım 2 şey var 1 ) Mutlu olduğunuz yerde ve mutlu olduğunuz şeyi yapın 2) iyi insan olun.
Umarım herşey yolunda gider, mutluluklar, tebrikler.
Mutlu olmka için deneyeceğim bakalım
İşte gerçekleri söyleyen biri! Sana bütün kalbimle katılıyorum ve bende güneşe doğaya hasret bir memur olarak hayatımı değiştirmeyi çok arzu ediyorum. Fakat geçim derdi de var. Bi iş kurabilirsem belki hayallerimi gerçekleştirebilirdim senin gibi. Sevgiler..
Selamlar Deniz Abi yazdıklarınla duygularımı tercüme ediyorsun. Şu toplum, düzen insanların neyi ne için yaptığını bilmediği . Hayatın böyle olduğunu kendilerine kabul ettirmiş. Uykulu gözlerle sabah ın köründe yarı açık gözle somurtkan insanların yaşadığı toplum denilen insanların birbirilerinin köleleri olduğu yer olmuş bu yaşananlar maalesef ki yaşadıklarının doğruluğundan şüphe etmeden yaşıyorlar. Şu statü denen gözle Görünmez rütbe o rütbe çekişmeleri yalanlar… Çok uzattım daha kendi ruhunu çözememiş insanlar bu hayatı yaşamayı hak ediyor. Evet az param var ama çok büyük hayalim var. Geziyorum gezeceğim . Denilenlere aldırmadan insanları umursamadan. Önemli olan bu hayatta anı biriktirmek diye düşünüyorum.
Bu blogu gordugum için çok mutluyum, kariyer insanlar ve hayata dair her cümle benim de hissettiklerim.. huzur olmadığı surece bence de herşey boş.hayallerim..
Çok teşekkür ederim
okurken gülümsedim. çok cesursun deniz abi, umarım bir gün ben de böyle olabilirim. daha çok yerler görebilmen umuduyla.. 🙂
Darısı herkesin başına
merhaba deniz. Bloğunu tesadüf eseri gördüm. Yazılarını okurken gözlerim doldu. Etrafımda o kadar hödük insan var ki ben bütün insanların dünyanın rutinine alışan ve yavaş yavaş kendini öldüren bir varlık olarak görüyordum. Sabahın köründe işe gidince şöyle etrafıma bakıyorum da ben dahil herkes sinirli, yüzleri bir karış şekilde hayata tutunmaya çalışıyoruz. Şöfor yolcuya bağırıyor, yolda geçen esnafa küfrediyor. Herkes gergin, herkes öfkeli. Küçüçük bir sebep olsa da kavga etsek derdindeler. Niye, çünkü mutsuzuz. Sadece zamanı öldürüp,bu acıyla yüzleşmiyoruz. Ne yazık ki ,herkes senin gibi özgür ve cesur değil. Sen de kendimi gördüm ve bir gün o gemi benim için de gelecek ve ben bu boğucu hayat düzenine baş kaldırarak kendimi anlamlandırdığım birşeyler yapacam. Benim için dünyayı gezmenin yanı sıra açlıkla ve hastalıkla boğuşan ve kendini son derece yalnız hissedenlere yardım etmek istiyorum. Dünyada ağaç dikme seferberliği başlatmak istiyorum. Hayvanlara eziyet etmenin önüne geçmek istiyorum. Benim dışındaki insanlara, canlılara yardım etmek ve kalplerine dokunmak istiyorum.
Üniversite hayatım boyunca ailemden harçlık almayı kendi kararım olarak kestim ve devletten aldığım kredi ile geçinmeye sonrada bu paralardan artırıp biriktirmeye başladım devamında alt sınıflara çizim yaptım özel dersler verdim para kazandım bunlarıda biriktirdim. Evden suyumu doldurup gittim okula. Hiç 1 ₺ lik sudan tasarruf ederek yurt Dışı gezilir mi ? Gezilirmiş. Aldım sırt çantamı üç ülke gezdim bir sene içinde. İşte o zaman anladım didinip her şeyden fedakarlık yapıp biriktirilen paranın ev, araba gibi şeyler alındığında değil de ömür boyu bizde kalacak anılara insanlara hatıralara değeceğini. Diğerleri bir üst modeli çıkınca eskiyor. İnsan nefsi hep daha fazlasını istiyor. Ama insan gezince küçülüyor gezdikçe ufalıyor. O başarılarından dolayı gelen hırsı egosu azalıyor. Koskoca gezegende neler varmış ne insanlar varmış vay be ben bir hiçim diyor. Diyor da diyor.. 😊 zor olan şeyi başarmışsınız herkes böyle bir şeye cesaret edemez. Hayatta hep mutlu olmak diye bir şey yoktur ama umarım her mutsuzluğunuz bile mutluluğa ulaşır 😊🙏🏻
Ya iyi güzel, gez, toz ama neyle, para olmadan nereye gidebiliriz ki ayrıca nereye kadar. Gezemeyecek hale gelince yaşlanınca çalışamaz duruma gelince ne yiyip icicez kim bakacak bize evin köyün olmazsa nerede yaşayacaksın. Gençken herşey çok kolay geliyor insana ama yaş ilerledikçe bu kadar kolay olmadığı anlaşılıyor. Ayrıca ben yeni yerler görmeyi seviyorum ama yolculuk bölümünden nefret ediyorum. Geziler biraz uzarsa sıkılıyor evimi ve düzenimi özlüyorum.ysni sözün özü sizin hayat felsefesi bana pek uygun değil zaten gittiğim yerlerde ki ayrıntıları bir süre sonra unutuyorum.size iyi gezmeler
Soylediklerine katiliyorum. Ben gezmeyi cok seviyorum. Yeni yerler gormek yeni insanlarla yeni hayatlarla tanismak. Amaaaaaa bunlari pardonda parasiz nasil yapcaz. Bide cocugum var hadi onu babaya birakiyim gezeyim istifa edip. Sonra nolcak. Kardes iyi guzel diyorda para olmadan olmaz. E ailendede yok. Yani gercekci olalim. Ki ben yay burcuyum özgür ruhluyum ama ileriyi cocugumu yasliligimi yarinimida dusunmem lazim. Yani zor..
O zaman mutsuz hayata devam! Herkese göre değil zaten bu tavsiyeler dikkat ediniz. Gerçekten mutluluk kavramı daha ağır basarsa zaten bu sorulara bir cevap bulmuş olurdunuz çoktan.
Çok çok güzel samimiyet dolu bir yazı olmus sevgili Deniz.Şahsen sen gezerken seni takip etmekten inanılmaz zevk alıyorum.Diyorum ki haydi bakalım şimdi nereye gidecek.Yazdıklarının bir kısmına katılıyorum.Benim gibi 2 çocuğu olupta bu tarz şeylere heves eden çoktur ama artık bindik biz bu trene çocukların okulu masrafları hedefleri.önceliğimiz artık onlar.Elimizden geldigince çocuklar büyüdükçe gezmek için erteledik hayallerimizi. Umarım ömrümüz olurda kenarından kıyısından bizde bir kaç ülke gezeriz görürüz.Ve kesinlikle yazılarınla rehberimiz sen olacaksın.Çok teşekkür ederim adıma zaman harcayıp gönlünden gözünden gördüğün detayları bizimle baylastigın için.İnşallah istediğin tüm ulkere gidecek gücü enerjiyi hevesi ve parayı her zaman bulursun…Sevgiler
Sevgili Deniz
Çok abartılı bir anlatım olmuş
Şehir hayatı okul hayatı îş hayatı bu kadar kötü değil
Seçtiğin hayatı çok takdir ettîm hakikaten
Şunu söylemek istedim
O çok kötü bu çok iyi diyemeyiz
Herşeyin olduğu gibi bunların da hem iyi hem kötü yanları var
Tercih meselesi
Sevgiler 💖
Merhabalar çılgın gezgin 😊 yazdıkların çok güzel Birçoğumuz hayali. Aslında doğru olan hayatı hirslarimiz uğruna mahvetmek değil. Hayatı yaşanilir kilabilmek olmalıdır. Benimde en büyük hayalim gezebildigim kadar gezmek gormedigim yerler görüp, bilmediğim kulturler öğrenip belki tanışma ihtimalimin binde bir olduğu insanlarla tanışmak. Ancak bunu nasıl yapacağız? Yada siz nasıl yapiyorsunuz. Para denen illet olmadan nasıl ucak bileti alıp yine aynı illet olmadan nasıl yemek yiyorsunuz? Gerçekten bence birçok kişinin sormak istediği merak ettiği birsey bu. Sizden kime bahsedip resimlerimizi gösterip gezdiginiz yerlere iç çekerek baksam karsimdakinin sorduğu ilk soru bu. Cebimizde kazandigimiz 100 lira olmayınca ilçeden ile geçemiyorz. Siz neyle yapıyorsunuz bunu nasıl yapiyorsunuz?????? Sevgilerimle
Bende aynı şeyi merak ediyorum, nasıl ?
Herşeye katılıyorum .Tebrikler.Hayalim. Fakat gezmek bedava olmuyor.Hele yaş alınca evin maaşın yoksa perişansın.
Çatır çatır bağıra çağıra anlatmak istediklerimi yazmışsın. Emeğine sağlık! Umarım -ailemin başta olmak üzere- herkes bu konuda bir gün aynı noktaya gelir ve ne demek istediklerimizi anlarlar. Hayat kısa mutlu olmak ve faydalı şeyler yapmak için zaman daralıyor…
Kendi içindeki endişelere yenik düşen, etrafındaki ‘ yapamazsın,,, öyle olmaz,,,ayakların yere bassın’ diyerek hayallerini kalbine gömen (büyük ihtimal başkalarının da hayallerine ulaşmasını engellemek isteyen) mutsuz insanların manipülasyonuna maruz kalmış ve haftada 6 gün özel sektörde çalışmayı kendine bahane edinmiş bir insana ilaç gibi geldi bu cümlelelerin… Teşekkürler Deniz 🙂
Rica ederim
Sonuna kadar okudum, çok etkilendim. İnsan özgürleşirse dünya özgürleşir hep buna inandım ve ben bir öğretmenim hemde resim öğretmeni iyi ki branşım resim olmuş sizde biliyorsunuz ki sanat özgürleşmektir..Ben de herkesin uzaklara baktığında yaşamak istediği bir dünya başka bir yer olduğuna inanıyorum ve öğrencilerime o asıl istedikleri dünyayı görmelerini mümkün olduğunca sağlamaya çalışıyorum umarım bir çok kişi istediği dünyada yaşar asıl mutluluk hayal ettiginiz renklerin içinde olmanizdir siz o renklere kavusmussunuz yolunuz ve şansınız birde çantaniz her daim açık olsun…Guzel renkli özgürlüklere… 😉
Düşünüyorum en sevdiğim şey gezmek görmek
Ama bir yerde nasıl gezilecek parayı şaplayacağım diyorum. Sonra sonra galiba benden olmaz 🙅♀️ ben yine sabah işe gideyim
Çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık, bende çok zor zamanlardan geçiyorum sayenizde cesaretlendim.
Öncelikle verdiğin karardan dolayı tebrikler Deniz. “Ben nasıl gideyim, para yok vs” diyenler için önceliklerinizi değiştirin diye bir tavsiyede bulunayım. Eğer gerçekten gezip görmek önceliğiniz olsaydı, cafede bir kahve eksik içer, bu ay yeni elbise almaz, sigara içiyorsanız bırakır, bir şeyi almadan önce gerçekten ihtiyacım var mı diye sorar ve kenara attığınız o para ile gezerdiniz. Ama sizin önceliğiniz farklı. Bu ev, araba almak da olabilir başka şeyler de. Görünen o ki gezmek değil! Bu tıpkı şuna benziyor: Deniz’e birisinin ev alması tavsiyesi üzerine, onun “iyi de ev almak kolay mı benim her ay uçak bileti masrafım zaten binlerce lira tutuyor, konaklama masrafı, gezi masrafı derken hangi parayla ev taksidi odeyeyim?” demesi gibi. Çünkü onun önceliğinde fatura ödemek yok, ev almak içini mobilya ile döşemek yok, öğrenmek, hayattan zevk almak, bulunduğu anın tadını çıkarmak var. Bu yüzden bu tavsiyeler birileri için yalnızca kıskançlıkla okunup geçilecek ve gerçekçi bulunmayacak. Oysa önceliklerinizi iyi belirler ve buna göre yaşarsanız belki bir gün siz de mutlu olursunuz.